1 MART TESKERESİNDEN BALYOZA

Mustafa Gören

Bu da benim düşüncem tabii ki; bende kendimce bir durum değerlendirmesi yaptım.

1 Mart teskeresi ABD ikiz kulelerinin vuruluşu gibi Türkiye Cumhuriyeti için bir milat olmuştur.

Meclisin özgür iradesiyle reddettiği teskerenin bedeli gibi.

“Irak'ın toprak bütünlüğünü savunmak senin neyine” dercesine Bosna'da, Afganistan'da, Hocalı' da, Irak'ta yapılan, yapılacak olan katliamlar senin neyine?

Haksızlık oluyormuş, hak hukuk çiğneniyormuş, insan hakkının birinci önceliği yaşam hakkıymış. Sana ne! Dercesine.

1 Mart teskeresinin reddinin sonrası birçok şeyler konuşuldu hatırlayalım.

Bu reddin bedeli ağır olur denildi teskereyi destekleyenlerce.

İşte o bedel adeta bu gün askere vurulan balyoz gibidir diye düşünüyorum.

O gün teskereyi destekleyenlere ve bu gün balyoz planıyla mağdur edilenlere bir bakın.

O gün 1 Mart teskeresini desteklemeyen ve hatta reddine sebep olan önde gelen siyasetçiler nerede?

Adamlar ne demişti? “bu reddin bedeli ağır olacak!”

Balyoz darbe planı denilen plan neye karşı yapılmış oldu şimdi.

Plan yapıldı denilen tarihe bakalım 10 yıl öncesini gösteriyorlar. Benimde ilk aklıma gelen meclisten geçirilmek istenen 1 Mart teskeresi ve aynı zamanda teskereye karşı çıkan meclisin milletvekilleri ve askerin içinden bir kısım subaylar diye aklımdan geçiyor.

O subaylar bu gün darbe planlamakla suçlanan bu gün adına balyoz hareket planı adı konulan ve cezalandırılmak istenilen subaylarımız diye düşünüyorum.

Bu memlekette 30 yıldır PKK terör örgütü denilen bir örgüt senin toprak bütünlüğünü tehdit etmeye kalkıyorsa, askerin, polisin, savcının, öğretmenin ve hatta kendine karşı gelen kişilerin yaşam hakkını sona erdiriyorsa da yerleri, kampları, kod adları, isimleri bilindiği halde örgütün elebaşları hakkında herhangi bir arama, tutuklama ve hatta nereden geldikleri belli olduğu halde o ülkenin yöneticilerine ültimatom verilmiyorsa, görüşme yapılması anlaşma yoluna gidilmesinin düşünülüp tekrar tekrar gündeme getirilip kamuoyu oluşturulmak istenmesi gibi son günlerde yine o 1 Mart teskeresini destekleyenlerce de bu gün genel af ı gündeme getirilmek istendiği görülecektir.

Her haldeki bir sizden bir bizden varsayımı ile düşünülüyor.

Saygıdeğer dostlarım bugün balyoz tutuklama kararı birçok kesim tarafından tartışılıyorsa ve tutuklanan subayların savunma haklarının ihlal edildiği kanaati kamuoyunun birçok kesimince de kabul görüyorsa bir şeyler yolunda gitmiyor demektir.

Tutukluluk sürecinde kaçma ihtimali varsayılan subayların yurtdışından ifade vermeye gelmesi gibi.

Mahkeme kararına bakılırsa kaçma ihtimali var. Kaçma ihtimali bulunan subayların yurtdışından olduğu gibi yurtiçinden de paşa paşa ifadeye gelmeleri ve hatta mahkûmiyet kararı onanan subaylarımızın paşa paşa gelip mahkemeye teslim olmaları daha önceki tutukluluk sürelerinde kaçma ihtimali var saydığı mahkemenin kararını benim olduğu gibi vatandaşın nazarında da çürütmüştür.

Hani demezler mi adama bunların kaçma ihtimali vardı bu kanıya nereden varıldı?

Bazı zavallı vatandaşlarımızdan bu karara sevindikleri görülür sorarsan askeri vesayet bitti der.

İyi oldu diyenlerde duymak mümkün azınlıkta olsa. Bu gün anayasadan Türk deyiminin çıkartılıp konuşulması düşünülüyorsa dün Irak'ın toprak bütünlüğü konuşulurken bugün Irak'ın kuzeyinde Kürdistan konuşuluyorsa sınır komşularımızda ateş baharıyla sınav direncini veriliyorsa balyoz darbe planının kararına sevinmek kimlerin niçin işine yarar bilemem.

İnanınki Türk ordusunun direncini, vatan savunmasını, PKK terör örgütüne karşı mücadelesini hiç bir plan proje yıkamayacağı gibi Türk ordusuyla Türk milletinin arasını açamayacağı ve PKK terör örgütüne karşı verilen mücadele direncinin de hiçbir zaman kırılamayacağı açıktır. Zannetmeyelim ki PKK tek başına direniyor otuz yıldır bu değirmenin suyu nerelerden geliyor bir düşünelim derim ben.

Bir rivayete göre;

Hz Muhammet (sav) asaplarına şöyle nasihat eder.

“Sakın Türkler ile kavga etmeyin iyi geçinin. Bizim dinimizin bekçisi koruyucusu onlar, aynı zamanda ilk inanan millet de Türk milleti olacağı gibi dinimizi yayıp çoğaltacakta onlardır” der. Görüleceği üzere sonuç itibarı ile de öyle olmuştur Hz. Muhammed (sav)'in söylediği gibi.

Ben böyle düşündüm, düşünce ve fikirlerimi siz değerli okuyucularımızla paylaştım sizler ne düşünürsünüz bilemem.

Saygılar sevgiler benden, gerçek doğal insanca bahar yaşamakta sizlerin olsun.

Sedat YILMAZ

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.