“1 Mayıs” emeğe karşı saygı ve emeğin karşılığı olan değeri elde etme gayreti olarak görünüyor.
Yıllardan beri 1 Mayıslar ihlal ve ihmal edilmiştir.
Bir mayıslar istismar edilmiş ve politize olmuştur.
Belli bir zihniyetin sesi ve organizesi olarak kabul görmüştür.
Madem “1 mayıs” emeğe saygıdır, neden belli bir gurubun ve zihniyetin günü olmuştur.
Emeğe saygı duyulmasını kim istemez.
Emeğin karşılığını kim talep etmez.
Yüzde doksan dokuzunun Müslüman olduğunu söylediğimiz ülkemizde “emeğe saygı” birinci önceliktir.
Emeğe saygı; kul hakkının verilmesi, aksi de kul hakkı ihlalidir.
Yaratan Rabbımızın mahşeri huzurda görmek istemediği bir durumdur kul hakkı ihlali.
Emeğe saygı duyulmasını ve karşılığı olan hakkın verilmesini en çok isteyen müslümanlar olmalıdır.
Kanaatımızca “emeğe saygı” politize edilmiş bir olgu haline gelmiştir.
Tarafları oluşmuş, ulusal ve evrensel önemi olan bu konu lokalleştirilmiştir.
Kutsal olan bir hakkın aranması kavga nedeni olmuştur.
Taraflar 1 mayıslarda “emeğe saygı” üzerinden bir birlerine haksız atışlar yapmıştır.
Son dönemde merkezi idare 1 mayısı tatil yaparak millileştirmiştir.
Güzel bir tasarruf olmuştur.
Güzel olduğunu, farklı zihniyete sahip olan sivil toplum kuruluşlarının 1 mayısı kutlama ve değerlendirme çabalarından anlıyoruz.
“Emeğe saygı”, dindarlıktır.
Dindar nesil yetiştirilmesinin arzulandığı ve planlandığı günümüzde, “emeğe saygı” en önemli hususiyetlerdendir.
Emeğin karşılığını almak insanların kutsal haklarındandır.
Yüce Allah Necm Suresi 39. Ayette; “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır” buyurmaktadır.
Peygamberimiz; “Çalışanın ücretini alın teri kurumadan veriniz. İşçi işinin hakkını verdiği halde işçinin hakkını vermeyen işverenin hasmıyım” buyurmuştur.
Ayet ve Hadislerin ışığı altında, “emeğe saygı”nın ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz.
İslamın bu konudaki hassasiyitenin “dindarlık” olduğunu söyleyebiliriz.
İnsanın diğer insanlarla olan ilişkilerinin en önemli vazgeçilmezi hakkın verilmesidir.
İslam haksız kazancı yasaklamış, bundan elde edilen geliri haram saymıştır.
Çalışan kimselerin haklarını elde etmek için gayret göstermeleri engellenemez.
Hak arayışları desteklenir ve alkışlanır ancak.
Bir yerde emek varsa bunun karşılığının aranması gerekmemelidir.
Dindarlık, emeğin karşılığını vermeyi gerektirir.
İşçi işini yapmışsa, işveren de karşılığını verecektir.
Emeğin karşılığını en üst düzeyde vermek, bereket getirir.
Çalışan ve çalışanın karşılığını veren dua alır.
İşimizi iyi yapmış ve işini yapanı görüp gözetmişsek Allah’ın yardımı yanımızdadır.
Emek ve emeğe saygı, dindarlığın gereğidir.
Çalışmak ve çalışanın hakkını vermek kutsal bir görevdir.
İslami hassasiyetin bulunduğu toplumlarda hak aranmasına gerek kalmamalıdır.
Hak ararken kavga değil barış esas olmalı, hakları almak için sınırlar aşılmamalıdır.
Bir Mayıs’ı böyle değerlendiriyoruz artık.