Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Derya Örs, Kurtuluş Savaşı Müzesi olan 1. Meclis binasında düzenlenen açılış töreninde yaptığı konuşmada, Lozan Barış Antlaşması'nın, "Milletin istiklalini yine milletin azmi ve kararı kurtaracaktır" ilkesinden hareketle Milli Mücadele'yi başlatan, vatanına, devletine ve bayrağına kastedilmiş bir milleti yeniden ayağa kaldırarak, Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran kahraman asker, büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün eşsiz vizyonu ve büyük mücadelesinin sonunda imzalandığını söyledi. Antlaşmanın 100. yıl dönümü dolayısıyla yapılan sempozyuma katkı sunan herkese teşekkür eden Örs, Lozan Barış Antlaşması'nın Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş aşamasındaki en önemli hukuki belge olarak her zaman önemini ve mahiyetini devam ettirdiğini vurguladı. Örs, sözlerini şöyle sürdürdü: "Milletimizin Kurtuluş Savaşı'nı İstiklal Harbi, milli marşını İstiklal Marşı olarak adlandırılması da asla bir tesadüf değildir. Çünkü Türk milleti istiklali ve hürriyeti uğruna binlerce yıldır çok ağır bedeller ödemiş ve hala ödemeye devam etmektedir. Bugün sempozyumun açılışını gerçekleştirdiğimiz Meclis binası, Türk milletinin ödemiş olduğu bedelin ve istiklal mücadelesini yürüten o asil ruhun en yakın şahididir. Bağımsızlığımızın sembolü ve Milli Mücadele'yi ruhuna uygun olarak anlatan İstiklal Marşı'mız içinde bulunduğumuz bu binada yankılanmıştır. Türk milletinin sarsılmaz inancını bünyesinde barındıran Büyük Millet Meclisi, millet iradesinin uluslararası hukuk açısından tescili diyebileceğimiz Lozan Barış Antlaşması ile ilgili görüşmelerin de en canlı şahididir." Tarihin, geçmişi anlatan ve bugüne de ışık tutan bir bilim dalı olduğunu ifade eden Örs, geçmişini bilmeyen milletlerin geleceklerini de tayin edemeyeceklerini söyledi. Örs, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Tarih yazmak, tarih yapmak kadar önemlidir" ilkesinden hareketle tarihle ilgili yapılacak her çalışmanın geleceğe ışık tutacağı kanaatinde olduğuna dikkati çekerek, şunları ifade etti: "Bugün ülkemizin ve dünyanın içerisinde bulunduğu şartlar, tarihimizi ve coğrafyamızı doğru okuyup gerekli çıkarımları yapmamızın ne kadar zorunlu olduğunu bize bir kez daha hatırlatmaktadır. Uzun yıllar ülkemizde tartışma konusu yapılmış olan Lozan Barış Antlaşması'nı da bu çerçevede doğru anlamak ve doğru yorumlamak gerektiği kanaatindeyim."