11’E 10 KALA (2009)

Ahmet Ufuk Erkan

Mithat Bey’in evi. Her yer, silme kâğıt dolu. –Kalbime dokunan yere gelmem lazım. Yoksa işte, apartman falan… Uzun hikâye-

 

Hayran kalıyorum o eve. Odama bakıp, biraz benzerlik kuruyorum. Sonra, belediyeye verdiğim gazetelerimi hatırlıyorum. Seksen öncesi ve seksen sonrası Cumhureyet’ler. Onlar da biraz bileydiler, onları saklarlardı. Gerçi vermek zorundaydım. Saklayacak yer olmayınca… [Aklım hâlâ onlarda. Dile kolay değil mi? Seksen öncesi, seksen sonrası, kaç yıl? Hatrımda kalmış yazılar var mesela, o gazetelerden. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun yazıları. Sonra Oktay Akbal’ın. Ve ila ahir…]

 

O gazeteleri, geri dönüşüme gönderdiler. Bakaydılar, belki arşive alırlardı. Lakin bağlı bulunduğum belediyenin durumu buna müsait değil. Onlar için, her kâğıt, sadece kâğıt…

 

Film ilerliyor. Araya hayatımı sokuyorum seyrederken. Yüreğim daralıyor. O evin yarısı kadar bile dolu değil evim. Sessizce, yan odaya bakıyorum. Her şey yerli yerinde. Eski yatağın altındaki koliler de yerli yerinde. Elbise dolabı diye alınmış, sonra kitaplık yapılmış dolap da yerli yerinde. Odamın uyduruk kitaplığı da yerli yerinde. Ayağımın altına dolanan kitaplar da yerli yerinde.

 

Sırtım buz kesiyor. Babam hayatta. O da benim gibi. Yazılı kâğıt türü ne varsa değerini bilir. Bir tek işte, yer olmadığından o Cumhuriyet’leri verdik, İlkadım Belediyesi’nin geri dönüşüm yeri mi neyse işte… Misal, bende, babamdan kalma, çakma isimli Kemal Tahir eserleri var; Çağlayan Yayınları’ndan.  Hani Mike Hammer çevirileri. Ve belki duymadınız, Halk Plajı diye yine çakma isimli bir eser… Aka yayınlarından polisiyeler. Örik’den bir çeviri; yıkıp döküyorum, bulamıyorum… Adı dilimin ucunda [Bir Kır Safa’sı mıydı, ben bunu yazmıştım sanırım bir foruma] bulamıyorum… Hatta ciltli –orijinal cildiyle- Arsen Lüpen… Bulamıyorum. Fakat burada, biliyorum…

 

Biriktirmekle, çöp arasında ince bir fark var. Mithat Bey’e piyango bileti… Hemen, mutfağa koşuyorum. Duruyor orada. Tabaklarla ve daha başka şeylerle dolu o cama iliştirilmiş eski bir piyango bileti… Duruyor orda, rahatlıyorum görünce. İlkokul defterlerim, kitaplarım ilkokuldan kalma. Duruyorlar. [Film ilerliyor. Yüreğim ağzımda, etrafıma baka baka, izliyorum filmi]

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.