Araştırmalar Suriye ve Cebel-i Lübnan'dan Amerika'ya yönelenlerin adedinin 600 bine denk geldiğini ortaya koyuyor.
Ekrem Saltık'ın 'Yeni Dünyada Eski Osmanlılar: El Turco' başlıklı dosyasında Osmanlı'da göç dalgasının çalkantılara bağlı olarak 1880'de başladığı, 1950'lere kadar devam ettiği anlatılıyor. Göçlerin bir bölümünün Arjantin, Brezilya, Meksika ve Şili'ye olduğu kaydediliyor. Belgelere göre Osmanlı toplumu Güney Amerika'dan 19. asrın başında haberdar olmuş. Göçlerde Ermenilerin ve Avrupalı şirketlerin telkinleri önemli rol oynamış. Dergilere verilen ilanlar, anlatılan başarı öyküleri Yeni Dünya'yı çekici kılmış; legal ve illegal yöntemlerle Amerika'ya gidişler başlamış. Osmanlılar, bölgede tarım ve ticaret ile geçimini temin etmiş.
Yedikıta'da Güney Amerika'ya göçen Osmanlıların 'El Turco' olarak anıldığı belirtilirken; şunlar dile getiriliyor:
El Turcolar, başlangıçta yerliler ve siyahlara benzeyen bir kategorilendirmeye tabi tutulmamış ama beyaz olarak da kabul edilmemişler. El Turco Osmanlı kökenli Güney Amerika halklarının ortak ismi haline gelmiş. Siyasi anlamda güçlü oldukları şu dönemde bile bir azınlık olarak görülen El Turcolar, Güney Amerika'nın yerli sakinleri tarafından 'istenmeyen yabancı' anlamına gelen 'extanjero' ve 'ziyankâr' anlamına gelen 'pernicioso' olarak adlandırılmışlar. Ayrı etnik gruplar arası evliliklerin yaygınlaşması sebebiyle ebeveynlerinin ikisi birden Arap asıllı olan Osmanlı kökenli nüfus hızla asimile olmuş. Bu duruma bağlı olarak günümüzde bir kaç gündelik kelime dışında anadilini bilen insan sayısı oldukça azalmış, anadilini bilmeyen genç kuşakların geçmişle bağlantısı neredeyse ortadan kalkmış. CİHAN