14 Mayıs ve bir türlü gelmeyen sevgili demokrasi

Fahri Sakal

Tarihimizde 14 Mayıs 1950 bazılarınca basit bir seçim sonunda gerçekleşen sıradan bir iktidar değişiminin tarihidir. Bazıları da “Atatürk"ün Partisi”nin yerli ve yabancı güçlerin işbirliği ile yıkılması ve bir “karşı devrim” olayıdır. Bunlara göre “gerici ve emperyalizme hizmet eden” bir gelişmedir 14 Mayıs. Kimine göre ise bir danışıklı particilik hilesidir; İsmet İnönü ve Celal Bayar bir birinin kopyasıdır; al birini vur öbürüne derler.
Halbuki bu tarih, 23 Nisan 1920"nin ve 29 Ekim 1923"ün tamamlayıcısıdır. Atatürk"ün “hakimiyet-i milliye” düsturunu tamamlayan ve gerçekleştiren bir hadisedir. (Bizim okul kitaplarımızda Atatürk"ün ve İnönü"nün tek parti idaresini “diktatörlük” olarak kabul ettikleri anlatılmaz, dersi anlatan hoca biraz araştırıp, kitapta olmayan gerçekleri anlatırsa o zaman da öğrencileri hocasını ihbar eder.)
Atatürk Tek Partili bir Cumhuriyet kurmuş, ama bunun demokratik bir Cumhuriyete dönüşmesini istemiştir. Serbest Fırka bu sebepten kurulmuş, Ata"nın desteğini almış, ama kurulu düzenin sahibi olanlar iktidar ellerinden kaçacak diye paniğe kapılarak, şiddet tohumları ekip o seçimi çığırından çıkardılar. İçişleri bakanı valilere emir vererek CHP"nin muhakkak kazandırılmasının sağlanmasını istemiştir. Bu emri iki vali dinlememiş; biri Samsun valisi, diğeri Silifke valisidir. O zaman il olan Silifke böylece ilçe yapılmıştır. Sen misin milli iradeyi savunan, al sana milli irade, ilçe ol da gör gününü. Türkiye"de o günden beri birçok kasaba il merkezi yapıldı ve onca sözde demokrat hükümet geldi, en önce Silifke"nin bu açıdan aklanması ve il yapılması gerekirdi. Yapmadılar.
Samsun"umuza gelince, Vali ve Belediye Başkanı görevden alındılar, ama bir bölge merkezi olan Samsun ilçe yapılamadı. Fakat devlet yatırımları kesilerek cezalandırıldı.
Demokrat Parti kurulunca da benzer seçim baskıları oldu. Birçok yerde jandarma ve kaymakamlar köylülerin sakalını cımbızlarla yoldurdular. Seçim sandığına müdahale etmek isteyen askerlere sandığı teslim etmek istemeyen köylüler aylarca cezaevinde yatırıldılar, tabi sonunda haklı bulunup beraat ettiler. Valiler, kaymakamlar ve jandarma komutanları köylerden demokratların listelerini alarak onlara her türlü baskıları yaptılar. “Seçimde baskı yapıldı” diye yazan gazeteler bile kapatıldı. Örnekler çoktur. Bunları yakında yayımlayacağımız kitabımızda belgeleriyle yazdık, okurlarımız oradan okuyacaklardır.
İşte Atatürk bu olayları tahmin ettiği için Türkiye"nin çok partili bir cumhuriyete dönüşmesini istemişti. Demokrasi tek partili rejimde mümkün değildi. Millete hakaret eden, oylarına saygı duymayan, Kızılay Meydanına sokmayan bir rejimle demokrasi olmazdı. Bu sebepten 14 Mayıs Cumhuriyetin demokrasiye dönüşümünün başlangıcı tarihidir. Ancak bu dönüşüme 1960, 1971, 1978-80, 1996-97 ve halen devam eden süreçte müdahaleler yapıldığı için, demokrasinin tam olarak gerçekleşmesi mümkün olamamıştır.

Muhbirime not: Aslanım George Orwel"ın 1984 adlı romanını al ve oku. Büyük Birader"lerin insanları gözlettiği ve ihbar ettirdikleri rejimin aktörlerinin Atatürkçü olamayacaklarını belki öğrenirsin. Diktatör ve Totaliter rejimlere Atamız karşı idi.


 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.