Her yıl olduğu gibi bu yıl da İstanbul’un Fethi ve Ayasofya’nın Cami’ye dönüşümünü kutladık.1453 de çağlar değiştiren ve bugün 563. yılını hüzünle kutlamakta olduğumuz “İstanbul’un Fethi” hepimize ve tüm dünya Müslümanlarına armağan olsun. Bu kutlamalar muhtelif sivil toplum teşkilatları ve belediyelerce tertiplendi. Bunların içinde Samsun AGD de Cuma akşamından İstanbul’a hareket ederek, 28.mayıs c.tesi sabahı Ayasofya’da sabah namazlarını eda ederek, bu yılki etkinliklerini Kocaeli’nde icra ettiler. Tüm tertip heyetini, gençleri, hanım kardeşlerimizi ve görev alan kardeşlerimizi yürekten kutluyoruz.
Sultan Fatih; “Ayasofya’nın kapatılması, içinde ebedi okunacak Kur’anın susturulması durumunda, Allah’ın, meleklerin ve tüm insanların laneti bunu yapanların üzerine olsun, cehennemde ebedi kalsınlar”.diye uzun bir beddua ve vasiyette bulunmuş ise de “Cami kısmının tamirini yapabilmek için 1935 başlarında ibadet kısmı "geçici" olarak kapatıldı 481 sene, cami Kur'an-ı Kerim tilaveti ve Ezan sesleri yankıları ile yaşamıştı. Ayasofya bugün aynı sesleri yeniden duymak hasreti içindedir.1935 den bu yana ibadete yasak olan bir müze haline dönüştürülmüştür.
Konu ile ilgili “Ayasofya ve Fetih” adlı şiirimi Ankara’da 1970 de yazmıştım. O yıllarda böyle bir şiir yazmak yürek isterdi. Rabbim bize o yüreği verdiğine göre biz de yazdık. Bu şiir, 1971 de Bugün, 1990 da Zaman ve yine 1990 da Güneydoğu gazetesinde, ayrıca “Hicran yine Hicran” adlı şiir kitabımda, daha değişik, dergi ve internet sitelerinde yayınlandı. Bu güzel şiiri kısmen sizlerle paylaşıyorum..
AYASOFYA VE FETİH
Bak işte sabah oldu, gözlerinde yaşlar ne?
Ellerinde kelepçe, söyler misin suçun ne?
Ezanın, müminlerin, hatiplerin hani ya?
Minberi, mihrabı boş,kimsesiz Ayasofya!
Seni susturamayacak şu zalim suçlu dünya,
Yetmez mi mahkûmluğun bunca yıl Ayasofya
Kaldır eğik başını artık, kaldır, öksüzüm
Bak dizlerine çökmüş yetim gibi güçsüzüm.
Esaretin ölümdür bizlere Ayasofya
Bu leke alnımızdan gitmez çökse şu dünya
Fetheden Fatih, seni görseydi esir halde,
Fethederdi yeniden, bırakmazdı bu halde.
Senin sevdan yürüttü,karada gemileri,
Yetmiş parça gemiyle geçerken Galata’yı
Eba Eyyübî Ensarî fethi gösterdi bize,
Ve aziz sanılan Haç, Hilâl’e geldi dize..
Önde Akşemseddin’i, burçta Ulubatlı’yı
Gördüm yine, Bizans’ı yenerken bin atlıyı..
Ya Fatih seni, ya sen Fatih’i alacaktın,
İstanbul’un mühürü, sen bizim olacaktın..
Sen Hazreti Fatih’in yetim esir evladı,
Sen İslâm âleminin öz fetih madalyası..