Samsun İlahiyat Eğitim ve Araştırma Derneği 15 Temmuz İşgal Girişiminin sene-i devriyesi nedeniyle bir sempozyum düzenledi. Çoğunluğu OMÜ İlahiyat Fakültesi hocalarından oluşan bir çok İlahiyat Profesörü bu sempozyumun konukları arasında yer aldı. Canik Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Canik Kültür Merkezinde yapılan ve iki gün süren sempozyuma çok sayıda davetli katıldı. Bizim de katıldığımız bu sempozyum çok faydalı bilgilerin ve tekliflerin sunumuyla tamamlandı.
Dernek başkanı Yrd. Doç. Dr. Salih Kesgin’in büyük bir titizlikle organize ettiği sempozyuma Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yavuz Ünal da katıldı. Neredeyse hiç kusursuz ev sahipliği yapan Canik Belediyesi’nin ev sahipliği ve misafirperverliği gözlerden kaçmadı. Eğitime dönük faaliyetlere özel önem veren Canik Belediye Başkanı Osman Genç sempozyumun başından sonuna kadar misafirleriyle ilgilendi ve konu hakkındaki görüşlerini açık yüreklilikle paylaştı.
Sempozyumun özeti olan sonuç değerlendirmesi Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yavuz Ünal’ın koordinesinde yapıldı. Prof. Dr. Yavuz Ünal; Feto/PDY ile sürdürülecek mücadelenin sadece idari mekanizma tarafından yapılmasının yeterli olamayacağını, ulemanın, STK’ın ve halkın mutlaka söz konusu mücadelede yer alması gerektiğinin altını çizdi. Feto mücadelesinin yöntemi ve muhtevasıyla ilgili olarak sunulan tebliğlerin ve yapılan tekliflerin önem arz ettiğini söyleyen Prof. Dr. Yavuz Ünal esas olanın, sunulan tekliflerin eyleme dönüşmesinin sağlanması olduğunu, yaşanan örnekler de vererek ifade etti. Mücadele için kentlerin, devletlerin ve medeniyetlerin hafızasının oluşması ve oluşturulmasının gereğini de hatırlatan sayın hocamız, 2006’lı yıllarda Feto’ya karşı söz söyleyenlerin söylemlerinin çok cılız kaldığını, o zamanlar eleştiri yapanların tenkit edildiğini ama şimdi onların haklılığının tescillendiğini, bu nedenle de o dönem cesaretle Feto yapısını eleştirenlere bugün teşekkür etmek gerektiğini söyledi. Millet olarak ve devlet olarak kurum ve kuruluşlarıyla kendi işimize yönelmemiz gerektiğini , aksi halde bizleri yönetmek için her zaman kendilerini haklı ve yetkili görenlerin çıkabileceğini ifade eden sayın Ünal, 15 Temmuz dersine Ulema, Umera ve halk olarak iyi çalışmamız, süreci doğru okumamız gerektiğini hatırlatarak değerlendirmesini tamamladı.
Sempozyumun sonuç değerlendirmesine katılan hocalarının ortak görüşünün, “Feto yapılanmasının henüz çözülemediği, cemaatlerin mutlaka kayıt altına alınması ve arşivlerinin tutulması gerektiği, Diyanet İşleri Başkanlığına itibar edilmesi ve bu kurumun söz konusu yapılarla ilgili rapor çalışmaları yapması, cemaatlerin para trafiğinin mutlaka denetim altına alınması, Peygamber’in ve dinin topluma doğru anlatıp tanıtılması, halkın cemaatlerin eline bırakılmaması, Diyanet in dışındaki dini yapılaşmaların birer paralel olarak görülmesi, müşteri memnuniyetine göre din anlatma çabası içinde olanlara engel olunması” gibi temel başlıklar altında toplandığı müşahade edildi.
Yapılan çalışmanın ve sunulan tekliflerin bir kitapçığa dönüştürüleceği söz konusu sempozyum, katılımcıların ve davetlilerin büyük takdirleri ve temennileri ile son buldu. Kısa adı İFEAD olan, İlahiyat Fakültesi Eğitim ve Araştırma Derneği’nin bu ve benzeri faaliyetleri büyük bir boşluğun doldurulmasına katkı sağlamaktadır. Öğrenci evleriyle de önemli bir fonksiyon icra eden söz konusu derneğin, son zamanlarda yaptığı Panel, Sempozyum, Konferans ve sohbetlerle topluma vizyon ve ufuk açabilecek çalışmalar içerisine girmesi takdirleri de üzerine topladı. Her kademede olan insanımıza, her konuda yol haritası belirlemesi bakımından ciddi katkı sunan İFEAD, geleceğin gençliği ve geleceğin toplum yapısında izleri olacak misyon ve bu misyonu taşıyan vizyon sahibi bir dernek olması, teveccühün oluşmasının da temel unsurudur.
Büyük bir duyarlılık ve gayretle derneğin çalışmalarını organize eden dernek başkanı Yrd. Doç. Dr. Salih Kesgin’i kutluyor, başarı ve gayretlerinin devamını diliyorum.