Bahtiyar Ulutaş, 1950 yılında Samsun’un Çarşamba ilçesi Dikbıyık Beldesi'ne bağlı Karabahçe Köyü'nde doğmuş. 1972 yılında İstanbul'da plastik mamulleri üzerine işyeri açmış. 1977 yılında memleketi, Çarşamba Karabahçe köyüne döndüğünü söyleyen Bahtiyar Ulutaş, "O yıl bereketli topraklarımızda açık alan sebze üretimine başladım. Domates, biber, patlıcan, pancar ve kıvırcık üretip sattım. 1996 yılında aynı köyde zahireci işyeri açarak fındık alım satımı yaptım.” diyor.
Bahtiyar Ulutaş, 2005 yılından sonra topraktan kazandığı hayatını, üretimini arttırarak adeta bir başarı hikâyesi yazıyor. Üç kızı ve 1978 doğumlu Dursun Ali Ulutaş adlı oğlu ile birlikte Çarşamba Ovası'ndaki üretimini şöyle anlatıyor: “Oğlum Dursun Ali Ulutaş’ta genç yaşında benimle çalışmaya başladı. 2014 yılında zahire de 880 ton fındık alım satımı yaptık. Karabahçe köyünde 2015 yılı itibariyle seracılığı sürdürüyorum. Çarşamba ovasında ki tek sera çatısı altında en büyük sera ya sahibiz. Dört yıl önce Karabahçe köyümüzde kurduğumuz, yüksekliği ortasında 6 metre, yanlarda yüksekliği 2,5 metre olan seramız 100 metreye 20 metre ölçüsündedir. Bizim seramızdan sonra Çarşamba Ovasında bilinen kayıtlı, tek çatı altında en büyük sera bin metrekareye sahiptir. Üç adet biner metre kare seramızda var. Toplamda 5 dönüm arazide sera üretimi yapıyoruz. Seralarımızdan bir yılda üç ayrı ürün alıyoruz. 2 bin metre kare olan seramızda bu dönem kavun ektik. Peşine fasulye ve kıvırcık (marul) ekeceğiz. Geçen yıl seramızda 20 ton salatalık ürettik. Ürünlerimizi Samsun Haline satıyoruz. Ambalajlamayı da kendimiz yapıyoruz.”
Sık sık Antalya ve çevresine seyahat ederek oradaki seraları incelediğini söyleyen Ulutaş, "Ziraat ile ilgili hiçbir toplantıyı ve bilgilendirme seminerlerini kaçırmıyorum. Bana 'neden fındık yâ da zahmeti daha az olan başka tarım ürünleri ekmiyorsun' diye soran arkadaşlarıma cevap olarak 'toprak zahmetle bereketini verir' diyorum." ifadelerini kullanıyor. Ulutaş, gençlere de şu sözlerle sesleniyor: "Çarşamba Ovası verimli ve bereketli topraklara sahiptir. Topraklarımızı ekin, üretin ki toprakta sizlere versin.” CİHAN