GIDADAKİ FİYAT ARTIŞI İLE NE KADAR ORANTILI
Et ve süt ürünlerindeki fiyat artışları piyasada hileli ürün patlamasına neden oldu. Köfte, sucuk ve salamlara et yerine soya katılırken, kırmızı et diye hindi budu satılmaya başlandı. Toplum sağlığını tehdit eden hileli ürünler, Tarım Bakanlığı Koruma Kontrol Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen Alo Gıda 174 Hattı'na da yansıdı. 14 Şubat-21 Ekim tarihleri arasında bu hatta gelen şikayet sayısı 15 bini buldu. Aramaların yüzde 82'si ihbar ve şikayet amacıyla yapılırken, yüzde 14'ü bilgi alma, yüzde 4'ü de zehirlenmelerden kaynaklandı. Et ve süt üreticilerinden, "2 TL'ye yarım ekmek köfte, döner satanlara itibar etmeyin" uyarısı geldi. Gıda ürünlerindeki fiyat artışlarıyla, piyasada satılan hileli gıda oranındaki yükselişin paralellik gösterdiğine dikkat çeken Gıda Güvenliği Derneği Başkanı Samim Saner, tüketicilere bu tür ürünleri almak yerine protein kaynağı olan başka ürünlere yönelmeleri tavsiyesinde bulundu. "Kırmızı et ve peynir alacak gücünüz yoksa, piyasada çok ucuz satılan sucuk ekmek ve peyniri almayın. Bunun yerine baklagil ve tavuk tüketin" diyen Saner, böylece tüketicinin hem sağlıklı besleneceğini hem de kayıtdışına engel olacağını söyledi.
HAYVAN SAYISI DÜŞTÜ FİYAT ARTTI
Türkiye 'de 2000 yılında 40 milyon olan koyun sayısı şu anda 24 milyon adet civarında. Büyükbaş hayvan sayısı ise 2008 yılında bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 2 azalarak 11 bine düştü. Türkiye'de tahminlere göre yılda 800 bin ton kırmızı, 1 milyon 150 bin ton beyaz et üretiliyor. Et fiyatlarındaki artışta özellikle küçükbaş hayvan sayısındaki azalmanın etkili olduğu belirtiliyor. Et fiyatlarının 10 yıl öncesine bakılarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, yıllarca koyun etinin kilosunun 8-9 liradan satıldığını hatırlatıyor ve ekliyor: "Artan göç, meraların azalması ve kuraklığın da etkisiyle maliyetler yükseldi. Besici de elindeki hayvanları satmak ya da kesmek zorunda kaldı. Hayvan sayısı azalınca fiyatlar yükseldi. Yaklaşık 3 yıl önce 7,5-8 lira olan büyükbaş hayvan etinin toptan fiyatı şu anda 11.5 liraya, koyun etinin fiyatı ise 8-9 liradan 16-17 liraya yükseldi." AB'de üretim fazlalığı sonucu fiyatların aşırı derecede düşmesi nedeniyle üreticilerin protesto amacıyla sokaklara döktüğü süt, Türkiye'de tam tersi bir seyir izliyor. Türkiye'de azalan hayvan sayısı nedeniyle süt fiyatları da yükseldi. İlkbaharda 40 kuruş olan sütün toptan satış fiyatı şu anda 68-68.5 kuruş seviyesinde.
KAŞARIN YAĞI SÜTEN DEĞİL, PALM YAĞINDAN
Bir kilogram kaşarda sadece sütün maliyeti 5 TL. Bu nedenle ucuza satılan peynirlere dikkat edilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, kaşar peyniri yapımında sütün içindeki yağın özel bir teknoloji ile alındığını ve yerine kilosu 1.3 TL olan palm yağı kullanıldığını belirtiyor. Beyaz peynirde de insan sağlığını tehdit eden pek çok hileli üretime dikkat çeken uzmanlar, ucuza satılan beyaz peynirin içine çok miktarda nişasta ve jelatin katıldığını söylüyor. Bu yöntemde, peynirde yüzde 40 olması gereken kuru madde miktarı yüzde 33'e düşürülüyor, su oranı yükseltilerek içine jelatin ve nişasta katılıyor. Bozuk peynirler baharatlanarak yeniden satışa sunuluyor. Küflü kaşarlardan eritme peyniri yapılıyor.
TERAYAĞI SÜTEN DEĞİL MARGARİNDEN YAPILIYOR
Sütü daha yağlı kıvamda göstermek amacıyla içine un ve nişasta katılıyor. Bakteriyel faaliyeti önlemek için de formaldehit, borik asit, hidrojen peroksit gibi bakteri öldürücü özellikte maddeler kullanılıyor. Süt fiyatları arttığı için birçok firmanın üretimde süt tozu kullandığı belirtiliyor. Yurtdışından yasal olmayan yollardan süt tozu ve protein girişinin artması da bu çerçevede anlam kazanıyor. Bir diğer yöntem de, sütün yağını çekerek yerine ayçiçekyağı yada margarin katmak. Tereyağ yapımında ise süt değil margarin kullanılıyor. Yüzde 80'ini margarinden ve patatesten oluşan karışıma, koku ve tat vermesi için sadece yüzde 20 oranında tereyağ ekleniyor.
BAHARATLANAN BOZUK SUCUKLAR YEDİRİLİYOR
Uzmanlar piyasada satılan 2-3 TL'lik sucuk ve salam ürünlerine karşı "dikkatli olun" uyurası yapıyor. Hammaddesi kırmızı ya da beyaz et olan salam, sosis ve sucuklara sakatat katılıyor. Ya da soya baharatlarla karıştırılıp sucuk imal ediliyor. Bozulmuş yada son kullanma tarihi geçmiş sucuklar, içine sarımsak, baharat katılarak yeniden işleniyor ve satışa sunuluyor. Merdivenaltı üreticiler ürünlerin son kullanma tarihini uzatmak için kullanılması gereken binde 5 oranındaki nitrata fazlasıyla başvuruyor. Bu da böbreklere zarar veriyor.