2011 Genel seçimlerine yaklaşırken…

İhsan İde

Ülkemiz AKP iktidarında Recep Tayyip Erdoğan başbakanlığında dokuzcu yılında Haziran 2011 genel seçimlerine giderken,

Muhalefet olmak üzere tüm siyasi partilerinin seçim stratejilerini oluşturan sorunların başında halkın ilk ağızdan seslendirdiği,

İşsizlik ve terör olayları en başta gelmektedir.

Halkın can ve mal güvenliğini birinci derecede tehdit eden PKK terörü, işsizlik ve yoksulluğu ikinci plana itmiş,

Ülke ekonomisi gerileyerek üretim ve tüketim arasında ki farklılıklar gelir adaletsizliğini de beraberinde getirmiştir.

Otuz yıldır devam eden terör olaylarında asker sivil, kadın erkek, genç yaşlı, çoluk çocuk bebek ayırt etmeden başvurduğu terör olaylarıyla Türk-Kürt kırk bine yakın insanımızın hayatını kaybettiği terör olaylarında, ülkemiz zaman ve kan kaybederken ekonomimiz zayıflamış, öz kaynaklarımız terör savunmasına harcanmıştır.

 

Çatışmalarda sağ ele geçirilen örgüt elebaşı ve elemanlarının yargılama ve soruşturmalarda çıkan ifade ve kanıtlar göstermiştir ki;

PKK"nın sözde müttefik ve dost görünen AB ülkeleriyle ikide bir stratejik ortak olarak lanse edilen ABD"nin taşeron bir terör örgüt olarak kullandığı, Yunanistan ve Hollanda"nın sağladığı eğitim kamplarına varana dek en yüksek perdeden seslendirilmiştir.

 

AKP iktidarının dokuz yıldır ülke yönetiminde olmasına rağmen seçmeni yeniden ikna edebilecek ekonomik gelişmeleri kayda geçirememiş, icraatların başında hizmete geçen çift yollar ve hastanelerde eczane kuyrukların önlenmesinden başka akıllarda bir şey kalmamıştır.

Ülkemizde de sıkça vurgulanan  (BOP) Büyük Ortadoğu projesi Eşbaşkanı Sayın başbakan R.T.Erdoğan; BOP gereği orta doğuda sömürü düzeninin devamı ve sınırların yeniden çizilmesi adına,

Özgürlük, insan hakları gibi insanlığın temel kavramlarını kullanan işbirlikçi AB ile dirsek temasında olan ABD"nin, ülkemiz üzerinde besledikleri gizli emellerini sınır komşularımızda uygulanan politikalara baktığımızda, görmemek için ya kör, ya da işbirlikçi olmak gerek.

AB ve Kopenhag kriterleri ile batının istediği manada sürdürülen Kürt Açılımı politikası tabanda rağbet görmemiş, dile dolanan Demokratik açılım bilakis çift dilli eğitim ve özerklik tartışmalarıyla ülke bütünlüğü ve geleceği tehdit altına girmiştir.  

 

İssizlik altında ezilen çoğunluğu yüksek eğitimini tamamlamış genç nüfus asgari ücret altında köle muamelesiyle karşı karşıya gelirken,

Geçim sıkıntısıyla yüz yüze gelen halk kayıt dışı istihdamı artırmış,

Gelir adaletsizliği hat safhaya ulaşarak emekli dul yetim sadaka alacak kadar fakirleşmiş,

İşsizlik ülke geleceğini tehdit eder boyuta erişmiştir.

Bu seçim meydanlarda iş aş vaatlerinin havada uçuşacağı, emeklinin dar gelirlinin kişi başı gayri safi gelirinin nasıl 15.000 $ dolar seviyesine ulaştığı,

PKK dolayısı ile bebek katili APO" ile niçin neden nasıl muhatap alındığı, sürekli gerilim ve çatışmacı bir ortam oluşturarak halkın en demokratik haklarının çiğnendiği,

Ergenekon yapılanması, çete davası ve Hizbullah örgütü domuz bağı sanıklarının on yıl gibi bir yargı adaletsizliği ile salınması,

Beğenirsin beğenmezsin dikilen bir anıt için en üst perdeden  ”ucube” benzetmesi, içki yasakları, başörtüsü mağduriyeti ve en son TT Arena stadının açılışında yaşanan ıslıklamaların arka planları ve kimilerinin kendine özgü demokrasi anlayışı daha çok tartışılacak…

Böyle bir seçim atmosferine giren ülke insanımız, siyasi partilerin seçim alanlarında ve meydanlarda, daha çok terleyeceği ve sorgulanacağı bir seçim atmosferine sahne olacağa benziyor...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.