23 Nisan 1920 Türkiye Büyük Millet Meclisimizin Ankara"da açılışı ile tüm dünyaya Egemenlik ve Bağımsızlık ilanının yapıldığı tarihi bir gündür.1935 yılına kadar Hâkimiyet-i Milliye adıyla kutlanırken,27 Mayıs 1935 ten itibaren, ulusal egemenlik ve çocuk bayramı olarak kutlana gelmiştir.
UNESCO"nun 1979 yılını, dünya çocuk yılı olarak ilanının ardından, harekete geçen ülkemizde,
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını
Uluslararası Çocuk şenliğine dönüştürülerek, her yıl Dünyanın çeşitli Ülkelerinden gelen, dili, dini ve rengi farklı çocukların bir arada milli ve manevi duygularıyla kendi ülkelerinin örf, adet ve geleneklerini sergilediği, dünyamız çocuklarının bir arada, sevgi barış ve kardeşlik duygularının yaşandığı bir büyük eğlenceye dönüşmüştür.
Büyük önder, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRKÜN;
Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir.
Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi, mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir.
Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm.
Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim.
Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir.
Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim.
Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım.
Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur.
Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkûmdurlar.
Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır.
Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir
Sözlerine karşılık;
Bu gün, AB ve ABD"nin İMF ve Dünya Bankası politikalarının uygulandığı ülkemizde;
İktisaden, ilimde fende ve teknolojide, ekonomik kıskaç altında yaşayan halkımıza, tam bağımsızlıktan nasıl söz edebiliriz?
Bankalarımızın %70 inin ve stratejik kamu kurum ve kuruluşların,Altın yumurtlayan tavuk misali, kuruluşların, yabancı sermayeye satılarak elimizden çıkarılması,
Bağımsızlığımıza vurulan bir boyunduruktur.
Ülke insanımız;
Kendi topraklarında işsizliğin ve yoksulluğun hızla artığı bir ortamda, modern köleliğe doğru sürüklenirken,
Ulusal egemenlikten ve özgürlükten nasıl söz edebiliriz?
Bağımsızlık ve Egemenlik hem siyasi, hem iktisadi alanda olmalı ki;
Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olsun.
Yeniden buluşmak dileğiyle, esen kalın...