Bugün ülkemiz iddiası olan bir noktaya gelmiştir. Konuşulan, aranan, üzerinde oyunlar oynayan bir aşamaya gelmesi; egemenlerin kontrolü altında olmadığnı ve kendi kaderini kendisinin belirlediğini anlamaktadır. Bu hızlı ve güçlü, emin adımlarla ve bölgesel güç olarak yürüyüşüne devam eden ülkemizin önünün kesilmesi için bir çok planlar yapılmıştır.
Dünyada hakkın da temsilcisi olan ülkemiz ve milletimizin önü asla kesilemeyecektir. Tarih bunu göstermiştir, bugün de ülkemizin şahlanması; eğilemez, ezilemez ve önüne geçilemez olduğunun şahadetir.
Hak ile batıl kıyamete kadar mücedele edecektir. Millet olarak İslamı tanıdıktan sonra ceddimiz hep hakkın yanında olmuş, bugün yine bu kutsal görevin öncülüğünü yapmak milletimize nasip olmuştur.
80'lı, 90''li, 2000'li yılları bilenler, ülkemizin nasıl badirelerden geçtiğini de hatırlarlar. Gerek siyasi, gerçek sosyal, gerek toplumsal ve gerekse ekonomik olarak yaşanan olumsuzlukları kalem kalem anlatmak morallerimizi bozmaya yetecektir. Yazar kasaların başbakanlar önüne fırlatıldığı günlerden, başbakanların millete her gün güzel imkanlar sunulduğunun anlatıldığı dönemlere geldik.
2023-2053-2071 hedefleri ülkemizin vizyon ve misyonunu anlatmaya yetecektir. 1453 yılında İstanbulu fetheden ve Peygamberimiz tarafından övülmüş olan o büyük insan Mehmet Akif Ersoy anadolu için yeni bir çığır açmıştır. Açtığı çığır bugün de, yarın da anadolunun kaderini belirleyecek kararlılık ve kurallılık hâline gelmiştir.
O fatih ki gemileri karadan denize indirerek Peygamberi övgüyü kazanmış, istanbulu fethederek, Ayasofyada cuma namazı kıldırmıştır. Onun torunları da tren ve arabaları deniz altından karaya çıkararak, aynı istanbulda yeni bir tarih yazmıştır. Şimdi de Fatihin yaptığı gibi sıra Ayasofyada cuma namazı kıldırmaya gelmiştir.
Başında sayın Cumhurbaşkanımızın bulunduğu ülkemizin hızına artık diğer ülkeler gıpta ile bakmakta, takibini bile yaparken zorlanmaktadırlar. Dış düşmanlar ve hainler bu başarıyı görüp, ülkemizin önünü kesmek isterlerken iç muhalefet de bu oyuna gelmektedir.
İşte bu nedenlerle 31 Mart seçimleri çok çok önemlidir. Mahalli idareler seçimleri de ülkemizin geleceği acısından en az genel seçimler kadar hayati önem arz eder. Bunun için hem belediye başkan adaylarının, hem meclis üyesi adaylarının, hem teşkilatların, hem parti üyelerinin, hem de hassasiyet sahibi olanların gayretleri çok önemlidir.
Çözümsüz iş yoktur. Siyaset; halka hizmet yoludur. Millete hizmet için yarış edenler, şahsi hesap içine giremezler. Kırgınlık, kızgınlık ve dargınlık yaparak taraf değiştirme düşüncesi içine girenleri ne toplum ne de torunları affetmezler.
Millet, devlet, ülke, vatan ve hizmet sevdası; çalışmak için yeterli gerekçedir. Bu sevda; kırılmanın, darılmanın ve tavır almanın en büyük engelidir. Nerde duruyorsa kişi, durduğu tarafın misyonuna sahiptir. Özel hesap nedeniyle tarafını değiştirenin; ne duruşu, ne misyonu, ne de ideali vardır.
Partilerin güçlü isimleri, etkili ve yetkili olanları da, sahada ter dökenlere kulak vermeli, ellerinden tutmalıdırlar. Seçimlerin kazanılmasında; sahada koşturan, alnı terleyen parti taraftarları ve teşkilat mensuplarının gayretleri gözardı edilmemelidir.
Beklenen seçim sonuçları alınmadığında sahaya fatura kesenler, beklenen sonuçlar için koşturanların dertlerine de çare bulmalıdırlar. Bu; hem gereklilik, hem de vicdani, idari ve siyasi bir sorumluluktur. Vatandaş ve vatandaşın birebir karşı karşıya olduğu, yan yana bulunduğu saha elemanlarının söylediklerine ve istediklerine kulak verilmelidir.
31 Mart seçimleri çok önemlidir. Hem vatandaş olmanın gereği, hem de özelde bu seçimin ehemmiyeti dikkate alınarak sandığa mutlaka gidilmeli, vatan, millet, devlet, ülke evlat torun ve gelecek düşünülerek, doğru bir tercihle oy kullanılmalıdır.