Anne-babaların beş adımda çocuklarını dış tehlikelere karşı koruyabileceğini ifade eden Erdoğan, "Çocuğa mahrem alanlarını ve mahrem kavramını basit bir dille anlatın. Mahrem alanlarına dokunulduğunda itiraz etmeyi, reddetmeyi, çığlık atmayı, olay yerinden ve kişiden uzaklaşıp güvendiği birinden yardım istemeyi öğretin. Güven duyulan kişiye aktarılan bilgileri hafife almayın. Çocuğun taciz edildiğinden emin olduktan sonra mutlaka yasal süreci başlatın. Çocuğunuzu uzman desteğiyle bu sürecin dışında tutun. Çocuğunuzun taciz edildiğinden şüphe duysanız bile bahsi geçen kişiden uzaklaştırın." dedi.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Cinsel Terapist Op.Dr. Gökçen Erdoğan, ‘Çocuklarda Cinsel Taciz ve İstismarın Önlenmesi İçin Aileye Düşen Sorumluluklar’ ile ilgili Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) değerlendirmelerde bulundu.
Çocukların yaşamlarının herhangi bir bölümünde cinsel taciz ve istismara maruz kalmaması için; hangi durumların taciz, tecavüz, şiddet olduğunu bilmeleri gerektiğini kaydeden Erdoğan, "Çünkü rakamlar ve oranlar korkutucu. Bir an önce önünü almamızı gerektiren bir hızla artıyor taciz ve onu izleyen cinayet vakaları." diye konuştu. Taciz edilen çocukların yüzde 60'ının kız çocukları olduğunu ifade eden Erdoğan, "Ülkemizde her 5 çocuktan birinin tacize uğradığını da üzülerek söylemeliyim. Rakamlar giderek büyüyor ve son araştırmalar 250 bin talihsiz çocuğu haber veriyor." dedi.
Kendilerine gelen cinsel şiddet vakalarında, travmanın atlatılması için uzman psikolog ile birlikte bir yol izlediklerini ve durumun vahametine bağlı olarak yürütecekleri çalışmayı bir sürece yaydıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: "Fakat mağdur olan hastamızı şiddete karşı başvuracağı resmi merciler hakkında da bilgilendiriyoruz. İnsan haklarından haberdar olmayan pek çok insan, nereye gideceğini ne yapacağını da bilemiyor. Dolayısıyla yol göstermek tüm sağlıkçılar gibi bizim de görevimiz, bunu unutmuyoruz. Sadece cinsel şiddete maruz kalan değil, şiddete meyilli olduğunu fark edip ya da deneyimleyip gelen danışanlarımız, hastalarımız da var. Durumun saptanması, sebeplerinin incelenmesi detaylı bir çalışmayı kapsıyor. Ve genelde fark ediyoruz ki sebepler çocukluktan bu yana bilinçaltında beslenerek yetişkinlikte su yüzüne çıkmış."
Cinsel istismara uğrayan çocukların tepkileri, istismarın şiddetine ve türüne, sıklığına bağlı olarak değişiklik gösterdiğini belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Çocuklar yaşadıkları bu sarsıcı olay karşısında duygusal ve davranışlar belirtiler sergiler. Yapılan çalışmaların sonuçlarından bahsetmek gerekirse; istismara uğrayan çocuklarda aslında dikkatle gözlemlendiğinde son derece belirgin davranışlar fark edilebiliyor. Yaşına nazaran dikkat çekici bulunan baştan çıkarıcı davranışlar, yetişkinlere güvensiz davranma, alışılmadık korkular, cinsel davranışlar hakkında şaşırtıcı detaylı bilgiler, yeme ve uyku alışkanlıklarında değişimler, okula ve aktivitelere ilgisizlik, odaklanamama, okula erken gelme, eve gönülsüz gitme, kızgınlık, düşmanlık, saldırganlık, sahte bir olgunluk gösterişi, tam anlamıyla itaat biz ebeveynlerin rahatlıkla fark edebileceğimiz davranışlar."
5 ADIM
Anne-babaların beş adımda çocuklarını dış tehlikelere karşı koruyabileceğini ifade eden Erdoğan, bu adımları şöyle açıkladı: "Bunlar sırasıyla çocuğa mahrem alanlarını ve mahrem kavramını basit bir dille anlatmak ve anladıklarından soru-cevap yoluyla, örneklemelerle emin olmak. Mahrem alanlarına dokunulduğunda itiraz etmeyi, reddetmeyi, çığlık atmayı, olay yerinden ve kişiden uzaklaşıp güvendiği birinden yardım istemeyi öğretmek. Güven duyulan kişiye aktarılan bilgileri hafife almadan ve çocukların bu tür konularda yalan söylemeyi düşünmeyeceklerini unutmadan değerlendirmek, irdelemek ve emin olmak. Çocuğun taciz edildiğinden emin olduktan sonra mutlaka yasal süreci başlatmak ve çocuğu uzman desteğiyle bu sürecin dışında tutmak. Çocuğun taciz edildiğinden emin olunamasa da şüphe duyuluyorsa, bahsi geçen kişiden uzaklaşmak ve gözleme devam etmek, çocuğu içinde bulunmak istemediği ortamlardan ayrı tutmak."
Gökçen Erdoğan, ailelere düşen sorumlulukları şu şekilde sıraladı:
"-Çocuğunuza, güven duygusunun karşısında yer alan tehlike kavramını, anlayacağı biçimde anlatın.
-Sevgi gösterileriyle taciz arasındaki fark, bazen göze görünmeyecek ölçüde küçük olabilir. Ama anne-baba dikkatinden kaçacak kadar değil.
-Çocuğunuzun güvendiği ve güvenmediği bireyleri, basit sohbetlerle öğrenmeniz, yönünüzü belirlemenizi ve çocuğunuzun dünyasını dokunulmaz kılmanızı sağlar.
-Çocuklarınıza sizden korkmayı değil, size güvenmeyi ve sizinle paylaşmayı öğretin.
-Eviniz, çocuklarınızın güvenli bölgesidir. Ancak eviniz dışında da güvende olmalarını sağlamak sizin göreviniz.
-Çocuklarınıza, hoşlanmadığı bir kişiden hoşlanmasına dair baskı yapmak yerine, onun nedenlerini anlamaya çalışın.
-Çocuklarınıza, mahrem alanlarını öğrettikten sonra onları korumak için yapabileceklerini de belli aralıklarla hatırlatın.
-Bir çocuk, kendisine dokunulmasını istemiyorsa büyükler buna saygı duymalı ve altında yatan nedenlerle ilgilenmelidirler.
-Korkulu rüyaların, içine kapanmanın, ani ve aşırı tepkilerin altında beklemediğiniz sorunlar yatıyor olabilir. Doğru iletişimle çocuğunuzu anlayabilir ve ona yardımcı olabilirsiniz. Çocuğunuzu korumak için, çocuğunuza, korunmayı öğretin.
-Amcalar, teyzeler de bir yere kadar. Çocuğunuz, sevilmesi gerektiği gibi sevilsin, seven nasıl isterse değil.
-Bilinçli bir çığlık, bilinçsiz bir anne babadan daha koruyucudur." CİHAN