61 Yıllık Bir Ömür...

61 Yıllık Bir Ömür Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V)

Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) 571 yılında Mekke'de dünyaya gelmiştir. Babası Abdullah, annesi Amine'dir. Babasını, henüz dünyaya gelmeden; annesini ise,  6 yaşında iken kaybetmiştir. Zor şartlar altında yaşamını idame ettiren Peygamber efendimiz 595 yılında Hz. Hatice Bint Huveylit adında zengin bir kadınla evlenmiştir.

Hz Muhammed Mustafa (S.A.V)'in o günlerdeki, yaşadığı toplumun içinde bulunduğu hal ve durum, Peygamber efendimizin hiç de hoşuna gitmez. Ve peygamber efendimizi bu durum bayağıca düşünceye sevk eder.

O gün yaşadığı toplumun içinde bulunan durum kısaca şöyle özetlenebilir;

Kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmeleri, kadınların veya da kölelerin insanlığa yakışmayacak bir şekilde pazarlık usulüyle satılmaları, toplumun genelinin maddi ve manevi çöküntü içerisinde bulunması ve buna benzer ahlaki çöküntü içinde bulunan toplumun gidişatından, hiç de hoşnut olmayan Hz Muhammed Mustafa (S.A.V) 'e 40 yaşında iken Peygamberlik Vahi yoluyla gelmiştir. Hak Teâlâ tarafından Peygamber efendimize indirilen ilk ayet ise Kur'an-ı Kerim'imizdeki "İkra" (OKU) diye başlayan surenin ilk ayetleridir.

Hz Muhammed Mustafa (S.A.V) 'in Hak Teâlâ'nın kulları arasında elçi olarak görevlendirildiği anlaşılınca, kölesi olan Zeyd 'eyi azad ederek, dinimiz insanlık için yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur.

Böylece İslam dini, o günkü insanların yaşam şartlarına göre bayağıca farklı ve değişken bir yaşam örneği olmuştur.

Köleler azad ediliyor, ( kula kulluk haram kılınıyor),kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmeleri yasaklanıyor, kadınların satın alınmaları yasaklanıyor (kadınlara nikâh farz oluyor).

Kadınlara miras hak oluyor,

Riyakârlık, yalancılık, haksız kazanca son veriliyor.

            Emeğin ve yetim haklarının sağlanması ve konuşulur olması, hak ve hakkaniyetin ve adaletli paylaşımdan söz edilmesi, o günkü şartlarda gücü elinde bulunduran bazı kabileleri rahatsız ediyor. Önce Hz Muhammed Mustafa (S.A.V) için öldürme kararı alınıyor, bunda başarılı olamayan güç sahipleri; fakirlerce, kölelerce ve kadınlarca benimsenen İslam dinine ve Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) 'e karşı seferler düzenleyip, savaşlar açıyorlar.

Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarında başarılı olamayan o günkü güç sahipleri, fazla da direnemeyince Peygamber efendimizin doğum yeri olan Mekke'yi teslim etmek zorunda kalmışlardır. Bizanslılarla da çarpışan Müslümanlar, Hint okyanusundan Suriye sınırlarına, Kızıldeniz'den Basra Körfezi'ne kadar uzanan geniş bir alanda insan hak ve hukukunun savunulduğu İslam dini kabul görmüştür.

Bütün bu insanlık âlemi adına düzenlenen ve kabul gören ilkeli kararlar 611 yıllarında kabul edilmeye başlanılmıştır.

632 yılında 100.000 kişilik bir kafileyle hacca giden Hz. Muhammed Mustafa(S.A.V) ünlü veda hutbesini okumuştur. Hutbe İslâm dinin birçok önemli ilkesinin anlatıldığı bir konuşmadır. İnsanlar arasındaki eşitlik, kadın haklarına saygı gösterilmesi, tefeciliğin ve kan davalarının yasaklanması gibi birçok sosyal konuyu kapsamaktadır.

Veda Hutbesinin bir kısmı şöyledir:

"Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. O'da sizi yaptıklarınızdan sorguya çekecektir. Sakin benden sonra eski sapıklıklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayınız! “

"Dikkat ediniz, Cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır, cahiliye devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır.

“Sizin kadınlar üzerinde hakkiniz, kadınların da sizin üzerinizde hakki vardır.”

"Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler, Allah'ın kitabi Kur-an-ı Kerim ve Peygamberin (a.s.m) sünnetidir.”

Hiçbir insan, hiçbir insandan üstün değildir.

“Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkanlaradır…”

"Dikkat ediniz! Su dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız:”

Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız.
Allah'ın haram ve dokunulmaz kıldığı canı, haksiz yere öldürmeyeceksiniz.
Zina etmeyeceksiniz.
Hırsızlık yapmayacaksınız…
Peygamberimiz son haccını yaptıktan 2 ay sonra hastalanmış ve hastalığı on üç gün devam etmiştir. Bu sürede, kendisini ziyarete gelen Müslümanlara öğütler veriyor, kendisinin bir insan olduğunu, herkes gibi öleceğini hatırlatıyor, ölümünden sonra eski cahiliye günlerine dönmemeleri konusunda uyarıyordu. Peygamberimiz kul hakkı konusunda çok titizdi.

“Ben Rabbime yüz akıyla kavuşmayı umuyorum, Allah beni dünya ile kendi katı arasında özgür bıraktı. Bu kul, Allah katında olanı tercih etti.”

Böylece Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) 61 Yıllık ömrünün 21 yılını Hak Teâlâ'nın elçisi olarak tamamlamış, insan değerleri üzerine güçlü ve mutlu bir misyonu paylaşmış ve 61 yaşında vefat etmiştir.

Önce erkekler, sonra kadınlar Peygamberimizin cenaze namazını kılmışlardır.

O günlere bakılıp, bugünlerimizde insanlık adına hangi amaç ve gaye ile ne kadar mesafe kat edilmiştir diye düşünülmesinin önemini, siz değerli okuyucularımdan rica etsem çok mu şey istemiş olurum, diye düşünüyorum.

 

Peygamber efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) 'in hastalığı sırasında ve veda hutbesinde üstüne basa basa istediği bir şey vardır insanlardan; “O karanlık cahiliye dönemine bir daha sakın dönmeyin” İsteniliyordu. Ruhları şad olsun, kendilerinden Allah razı olsun…

Saygı ve sevgilerimle