Bu yumurtalardan elde edilen 52 bin yavrunun 13 bini Kızılırmak, Yeşilırmak ve Sakarya Nehri'ne salınacak. Yetiştirilen balıklara üzerinde internet adresi ve seri numarası bulunan birer plastik materyal takılarak, balıkların takibi yapılacak. Geriye kalan yavruların 27 bin 500 tanesi ise özel sektöre üretim için verildi. Mersin Balıklarını Koruma ve Yaşatma Derneği (MERKODER) tarafından Türkiye'de bulunan ve Yeşilırmak, Kızılırmak, Sakarya nehirleri başta olmak üzere Karadeniz'e akan nehirlerdeki yaşama ve üreme alanlarının incelenmesi sonucunda mersin morinosu, rus mersini (karaca mersini), sivrişka, kolon balığı ile şip balığı olmak üzere 5 türden kolon ve şip balığı türlerinin yok olduğu açıklanmıştı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve Çevre ve Orman Bakanlığı arasında imzalanan bir protokol kapsamında, Devlet Su İşleri(DSİ) Amasya Suluova ilçesi Yedikır Su Ürünleri İstasyonu mersin balığı üretimine tahsis edilerek Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ile birlikte mersin balığı üretimi projesi uygulanmaya koyuldu. Daha önce sazan üretimi yapılan Yedikır Su Ürünleri İstasyonuna 2010 yılı Mayıs ayında, Rusya'dan ithal edilerek getirilen ve Türkiye sularında da bulunan iki tür mersin balığı yumurtalarından yaklaşık 52 bin adet yavru balık elde edildiği öğrenildi.
52 BİN YAVRU MERSİN BALIĞI'NIN 27 BİN 500'Ü ÖZEL SEKTÖRE VERİLDİ
Üretilen 52 bin yavru mersin balığının 27 bin 500'ü üretim için özel sektör balık üreticilerini verilirken, anaçlarının ayrılmasının ardından geriye kalan ve 5 bini markalanan 13 bin yavrunun da Kızılırmak, Yeşilırmak ve Sakarya Nehri'ne salınacağı kaydedildi. Kızılırmak, Yeşilırmak ve Sakarya Nehri'ni salınacak olan 13 bin mersin balığının 5 bini markalandı. Markalama çalışmalarını yerinde gören DSİ 7. Bölge Müdürü Ömer Faruk Yiğitsoy, "Özellikle ülkemizde nesli tükenen mersin balığının yeniden hayata kavuşturulması canlandırılması projesine Devlet Su İşleri olarak bizde Yedikır Barajımızda Su Ürünleri Merkezimizde alt yapı sağlayarak elimizden gelen katkıyı sağlıyoruz." dedi. Mersin balıklarının üretim konusunda Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nun da proje üzerinde titizlikle durduğunu belirten 7. Bölge Müdürü Yiğitsoy, "Geçen yıl Rusya'dan getirilen yaklaşık 2 kilogram ağırlığında olan 65 bin mersin balığı yumurtası burada yavru üretimi için kullanıldı. Türkiye ortalaması yüzde 75 başarı sağlanırken burada yavru almada yüzde 95 oranında başarı sağlandı." diye konuştu. Mersin Balıklarını Koruma ve Yaşatma Derneği (MERKODER) Başkanı ve Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Serap Ustaoğlu Tırıl ise, "Bizler üniversiteler olarak mersin balığının Türkiye sularında varlığının devamını ne kadar önemli olduğunu her zaman kamuoyunda anlatmaya çalışıyoruz. Mersin balığı, hem dünya suları hem de Türkiye suları bio çeşitliliği açısından son derece önemlidir." dedi. Mersin balıklarının bir taraftan yaşama ortamları incelenerek iyileştirilmesi, bir taraftan da koruma stratejisi olarak değerlendirebilecek yetiştiriciliğe yönlendirmeye çalıştıklarını vurgulayan Doç. Dr. Serap Ustaoğlu Tırıl şunları söyledi: "Ülkemizde başlanılmasına hedeflenen bu projede çeşitli kurum ve kuruluşlarla hep birlikte çalışıyoruz ve aynı amaca hizmet ediyoruz. Mersin balıklarının Ülkemiz sularında hayatlarını devam ettirmesini için çalışıyoruz."
"KARADENİZ'DE BULUNAN MERSİN BALIKLARIN YÜZDE 80'İ KÜLTÜR KÖKENLİ"
İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi'nden Prof. Dr. Devrim Memiş, Tarihi süreçte geçmişe baktığımızda mersin balıkları giderek azaldı ve bunu hepimiz biliyoruz. Özellikle 70'li yıllardan sonra aşırı avlanma ve çeşitli nedenlerden dolayı stoklar devamlı olarak azaldı ve Tarım Bakanlığı çeşitli önlemler aldı fakat sonuçta mersin balıklarının azalma süreci hızla devam etti. dedi. 1998'de uluslararası sözleşmelerle Türkiye'de Karadeniz'deki mersin balıkları türlerini koruyacağına yönünde anlaşma yapıldığını belirten Prof. Dr. Devrim Memiş şöyle devam etti, Şimdi de Çevre Bakanlığı, Orman Bakanlığı, üniversiteler bu balığı yeniden geri kazanmaya çalışıyoruz. Doğal yumurtlama alanlarını yeniden rehabilete yapmaya çalışıyoruz. Yedikır'da bu balıkları üreterek doğaya yeniden salmaya çalışoruz. Dünyada bunu böyle yapıyor. Zaten şu an Karadeniz'deki mevcut balıkların yüzde 80'ı bilimsel çalışmalarla birlikte kültür kökenli olduğu biliniyor. Doğal stoklarda azalan bu balıklar yetiştiricilik yöntemiyle doğaya salınarak ve yaşama alanları yeniden düzeltilerek kazanmaya çalışıyoruz