78-79 öğretim yılı,Samsun imam hatip lisesi orta birinci sınıftayız. 200 m ilerde emniyet müdürlüğü,çevremizde Sanat lisesi, Ticaret lisesi, 19 mayıs lisesi var ve bu okullar solcu, bu üç lisenin tam otasında bizim okul. Çiftlik caddesi,mert ırmağına kadar solcu, mert ırmağının karşısı ülkücü, kenarda kalan mahallemiz siyasetin girmediği herkesin bir birini tanıyıp saygı duyduğu bir mahalle.
O gün Ticaret lisesinin bahçesinde slogan atmaya başlayan öğrenciler,bizim okula taş atmaya başlamıştı. Öğretmenler koşturmacada, herkesi camlardan uzak tutmaya çalışıyorlar. Öğleden sonra üç ders daha yapıyoruz, bahçede top oynayarak enerjimizi azaltmışız,son saat evin yolunu gözler olurduk. Son ders zili çaldı kapıya hücüm edildi ama çıkılamıyor. Dışardan kapıyı kapatan üst sınıflardan birkaç öğrenci, herkes yerine oturdu. İki kişi içeri girdi,bir kişi karidorda kaldı, gelenlerden bir tanesi tahtaya yazı yazarken, diğeri dergi dağıtıyordu. Bana gelen derginin üzerinde çapraz şekilde çatılmış iki adet kalaşnikof silah ve altında derginin adı, mücahit. Tahtaya uzunca bir şiir yazılmıştı, sonra marş olduğunu öğrendik. ''Bunu ezberlemeden kimse dışarı çıkamaz,okuyan gider'' dediler. Politik yönü önceden geniş olup bu akıncı marşını bilenler okuyup gittiler. Ezberi kuvvetli olanlarda çıkmaya başladı. Ben ve bir çok kişi debelenmekte. Marş yanılmıyorsam,
Filistinde,filipinde,erityede, morada
Müslümanın tüm hakkını alacağız mutlaka, diye devam ediyordu . Sonunda onlarda sıkıldı bizi serbest bıraktı.
Çiftlik caddesinden kırtasiye malzemesi alıp , evin yolunu tutacağız. İki kişiyiz, arkamızdan biri bizi sağa sola iterek ''toplu yürümeyeceksiniz'' dedi. Yeşil parkalı asi görünümlü oldukça özenti tipti , sürekli o caddede olurdular, ne ile geçinirdiler bilmem. Mesafeli yürümeye başladık, o kadar söz dinlerdikki,ırmağın karşısına geçtiğimizde yan yana yürümeye başlamıştık.
Irmağın karşısında, beyaz badanalı duvara mavi boya ile bir yazı yazılmış .'' Komando Nuri hesap soracak'' o duvarın olduğu evdeki kızı seven nuri, mahallenin ülkücülerinin sorumlusu. Sanırım ırmağın karşısına siyasi bir mesaj, o duvar sahibinin kızınada kariyer mesajı. Nuri daha askeriğini yapmamış maceraperest. Bu siyasi görüş onu çok ciddiye almış, adamın adı duvarda.
O gece yatmak için hazırlanırken abim uyumamamı söyledi. Büyükler uyuduğunda biz dışarı çıktık. Bana boya kutusu ve fırçayı verdi,yağmur başlamış. Kavaklıların yeni yerleşmeye başladığı yerde bir elektrik direğine MHP yazılmış. Direk koyu renkte,yazı kırmızı pek dikkat çekmezdi, o yazıyı silmeye gidiyoruz. Abime, polisler beyaz duvarlara zift sürerek zaten yazıları siliyor neden gidiyoruz diye sorsamda,o kenetlenmişti o yazıya. Tarlalarından geçiyoruz, çamur içindeyiz, direğe yaklaştık, yerde yatıyoruz. Sen gözetle dedi, bu yazıyı silmeye başladı. Çok hızlı fırça sallıyordu ve eve doğru koşu başladı. Arkamızdan gelen yok ama,işin heyecanı bu. Sabah okula gidiyoruz,oldukça gururluyuz, oda ne, eskiden dikkat edilmedikçe okunmayan yazı şimdi üzerine vurulan beyazdan dolayı çok net okunmakta.
Okullar arası müsabakaların bir tanesi için eski stadyuma getirirldik,üst sınıfların yapmış olduğu en güzel etkinliklerden bir tanesi buydu,sevmesende gideceksin, amaç kalabalık görüntüsü vermek.Dönüşte şimdiki bağkur tarafında sağcılar yürüyüp slogan atıyor. Liman tarafından bizim grup yürüyor. Üst sınıflardan 3-4 kişi bizi birlikte yürümeye zorluyor. Birlikte yürüyün kalabalık görünelim diyorlar. O zamanlar anladım , cesaret kalabalık görünmekte imiş.
Okuldayız, Hazreti Ali'yi anlatıyor öğretmenimiz,'' onda bir ayak varrrrr,'' iki el yana açılmış, büyüklük gösteriliyor. 43, yok 45, yok abi bu 60 numara üzeri bir ayakkabı.'' Yere bir bastımıııı kayaya, ayağının izi çıkardı''. Taşı sıkıp suyunu çıkartan gençlere,taş çıkartırcasına kuvvetli bir ayak sahibi. Sanırım ya ben sorunluydum yada eğitim sistemi. Abartılmasa belkide daha iyi olacak ama, o zamanlar internet cafeler yokki googldan hemen ayakkabı numarasını alalım. Kısacası o dönem sokaklarda, siyasi görüşlerini sergileyenlerde, eğitim sistemide çok harikaydı.