8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

Hasan Anayol

                                                             

Bugün'ün tarihsel bir derinliği ve anlamı vardır.8 Mart 1857 tarihinde,New York'da  bir tekstil fabrikasında  kara bir gün yaşanır.Greve katılan işçiler polisler tarafından fabrikaya kilitlenirler. Yangın çıkar çoğu kadın olmak üzere 129 emekçi can verir.Bu acı olay ın hatırasına,  her yıl  8 Mart 'da  “Dünya Emekçiler Günü”kutlanmaya başlanır.

Daha sonra ,BM örgütünce desteklenir ve “insan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesi,siyasi ve ekonomik alanlarda haklarının kullanması” için uluslararası hüviyete kavuşur.Artık adı “Emekçi Kadınlar Günü”değil,tüm dünya kadınlarını kuşatan  cinsel farkındalık konumuna dönüşür.Ülkemizde ilk  8 Mart 1921 'de “Emekçi Kadınlar Günü”olarak kutlanır.Ama bugünkü anlamda  1975 yılından itibaren gelişerek, halk kitlelerince benimsenerek kutlanır oldu.Demokrasimizin kesintiye uğradığı 12 Eylül döneminde  4 yıl kadar yasaklanır,sonra tekrar kutlanmaya devam edilir.

Bugün,Devletin çeşitli kurumları, özellikle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı,yerel yönetimler ,Sivil Toplum Örgütleri,Kadın /Feminist dernekleri hafta süresince bir sürü etkinlikler düzenlenecek..TV programları,paneller,üniversitelerde akademik toplantılar yapılacak,Konu tek ve ortak:”Kadın ve Kadının sorunları “.Diyanet İşleri Başkanlığı da konuya kayıtsız kalamaz;camiilerde hutbe ve vaazların  konuları  muhtemelen “Kadın”üzerine olacaktır.

Kur'an-i Kerim'de Yüce Allah :”Ey İnsanlar!Doğrusu Biz sizi bir erkekle ,bir dişiden yarattık.Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere  ve kabilelere ayırdık....”(Hucurat :13)Büyük kısmı :“Kadın haklarından “söz eden (176 ayetten oluşan) Nisa suresi  var.Her insanın mutlak  okuması ve içeriğini özümsemesi gereklidir.Acaba , Müslüman bir toplum olarak “Kadın”larımıza hak ettiği değeri verebiliyor muyuz? Riyakarlığı bir yana bırakırsak,hayır diyorum.

Siyasilerin  kamera  görüntüleri eşliğinde verilen sıcak mesajları,parası Beytü'l mal'dan dağıtılan karanfilleri,gülleri geçiniz bir kalem.Hatta “Kadınlar baş tacımızdır”.”Cennet onların ayağı altındadır.” içi boş söylemler, gerçeği yansıtmıyor.

Geçen gün Tv ekranında ,Antalyalı kadın çiftçileri,Muhalefet  Parti lerinin Grup toplantılarında  kürsüden “atadan dededen  kalan arazilerini ,kendilerine fahiş fiyatla satılmak istendiğini haykırıyorlardı..Damdan düşen onlar!.

Yine bir anne vardı,adı Gülsen Yeşilırmak .Yüreğine kor düşmüş.Üni. kızı DHKP-C operasyonunda  tutuklanmış.”Kızımı bana verin!”diye feryat figan ağlıyor.Çığlığı karşılık bulacak mı?

Rakamsal gerçekler ortada.Bu ülkede günde 5 kadın cinayeti işleniyor.Son 10 yılda kadın cinayetlerinde  yüzde 1400 arttığı,5000'e yakın kadın eşi yada bir erkek tarafından hunharca katledildiği ,sadece İlkadım ilçemizde 15 bin sokak çocuğu olduğu iddia ediliyor.Kaçı kız çocuğu, dersiniz? Sadece yitip giden sokaktakiler değil.Adına töre denilen “insan takası berdel”ve Çocuk gelinler,Pedofil rezaletleri.Kadına şiddetin her türlüsü,dayak işkence ,aile içi sapıklık,kirli ilişkiler tv.dizilerinin baş konusu.Kadını aşağılayan,onurunu ayaklar altına alan mizansenler.Maalesef en fazla izlenen diziler oluyor.

Kadının giyim kuşamından, tenine ,saçından ,baş örtüsüne ekonomisi yüksek bir sektör oluşmuş, Kadın ağaları,fuhuş baronları,uyuşturucu çetelerin ağına düşüp evinden kaçan,yuvasını bozan , tahsilini yarım bırakan,bu insanlarımızı kim kurtaracak?Yaşanan dramları kim önleyecek? Devlet!...Hükümet!....Bakanlık!...Siyaset kurumları !STÖ ve Kadın dernekleri !çözüm bulacak...

Önce devlet,Genelevlerinden ”vizite başı yüzde 18 zina katılım payı”almaktan vaz geçecek! O melanet yuvalarını kapatacak!...O “vesikalı “kadıncıkları düştükleri hayattan kurtaracak!Eli silahlı Teröristi nasıl rehabilite edeceğine /topluma kazandıracağını biliyorsa  bu insanlara da ayni duyarlılıkla yaklaşacak...

Suudi dinadamı Şeyh Abdurrahman el-Berrak :Kadının seçme ve seçilme hakkına ilişkin fetvasını okudum.Kadın erkek eşitliğine yorumu çok ilginç !“Seçimlerin Dinen haram olduğunu ve kafirlere benzemek olduğunu ileri sürüyor.Ve  “seçimlerde alimle cahilin,erkekle kadının eşit sayıldığını ,bunun ise şeriata aykırı olduğunu” savunuyor.İnsanın aklına gelmiyor değil.Bizim ,camilerimizde bu yüzden mi/bu anlayıştan dolayı mı “Kadınlar” bodrum katlarda, namaz kılmaya layık görülüyor? Camii inşaatı yapılırken hadi diyelim projeyi çizen “özürlü” vatandaşları düşünemedi,girebilecekleri bir kapı,unutuldu diyelim.Ya kadınların cemaat olabilecekleri,erkeklerin rahat,ferah alanlarına  benzer bir bölümün inşaası düşünemeyecek  kadar ,bizim bilmediğimiz  bir “özürleri” olabilir mi?

Demokrasi büyük bir nimet...Onunla da ;onsuz da olmuyor.Tıpkı kadın gibi...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.