Gazetemizin spor sayfasında ömürlük taraftarı olduğum Samsunspor’umuzla ilgili değerlendirmelerime ilaveten, uzmanı olmasam da ilgilisi ve okuyanı olarak, dış politika, uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi vb konularda da sizlerle olmak beni mutlu ediyor.
Bu hafta tüm dünyayı yakından ilgilendirdiğini düşündüğüm ABD seçim sürecini kısaca değerlendirmek istiyorum.
Öncelikle ABD seçimlerini basitçe özetlemek gerekirse; halk, partiler nezdinde seçiciler kurulunu, seçiciler kurulu da başkan ve yardımcısını seçiyor.
İktidar için yarışacak iki partiden biri olan Demokrat Parti’de iki aday öne çıktı. Herkesin yakından tanıdığı eski başkan yardımcısı Joe Biden ile kendisini ‘demokratik sosyalist’ olarak niteleyen Bernie Sanders’ın yarışı başladı.
Yarışa değinmeden önce adayları da tanıtmak gerek.
Senatoda görev alan Biden, 2008 yılında başkan adaylığı için Demokrat Parti’den yarışa girse de başarısızlığa uğradı. 2009 yılında Obama tarafından başkan yardımcılığı görevine getirildi. 2017 yılında ise Trump’ın başkan olarak seçilmesiyle görevini Mike Pence’e devretti. Böylece Biden, kamuoyunun yakından tanıdığı bir isim olmuş oldu.
Bernie Sanders; Kongre tarihinde en uzun süre ‘bağımsız siyasetçi’ ünvanıyla hizmet veren kişi. 2016 yılında Hillary Clinton’a rakip olarak demokrat partiden başkanlık yarışına girdi. Clinton’a karşı oldukça etkili bir kampanya süreci geçirse de yarışı, 3 milyondan fazla oy ve 1000’e yakın delege farkla kaybetti.
ABD’de Seçiciler kurulu seçimi halen devam etse de yarışın biteyazdığını söylemem mümkün. Gelen ilk sonuçlara göre Bernie Sanders Demokrat Parti seçimini kaybetmek üzere. Hem de 2016 yılında rahat kazandığı yerlerde kaybederek veya çok az farkla kazanarak. Mesela Idaho eyaletinde 2016 yılında %78 oy alan Sanders bı seçimde %44 oy aldı.
Bu gibi altı eyaletin dördünde Sanders kaybetti. Hatta Joe Biden erken bir zafer konuşması bile yaptı. Klasik bir Demokrat Parti başkanı veya adayı gibi birleştirici mesajlar verdi. Sanders’ın oy kitlesi olan sol seçmene değindi.
ABD’de Ön seçim süreci devam edecek. Ben de sizlere takip ettiğim kadarıyla aktarmaya çalışacağım.
Ayrıca bana ikinci bir köşe açıp apayrı bir konuda da yazmamı sağlayan Denge Gazetesi’ne de teşekkür ederim.