Muharrem Göksel geçtiğimiz hafta kimseye hakkını helal etmeyeceğini söylemiş özellikle de gazetecilere hiç etmeyeceğini, onlarla ahrette hesaplaşacağını belirtmiş. Gazeteci deyince de ilk akla bu fakir gelir, neden bu fakir gelir derseniz Muharrem Göksel’in gideceğini ilk bu fakir yazdı da ondan. Biz Muharrem Göksel gidecek dediğimiz zaman herkes dalga geçmişti bizimle hatta bazı meslektaşlarımız bunu fırsat bilip verip veriştirdiler bize ama biz hiç bildiğimizden vazgeçmedik, gidecek demeye devam ettik. Hatta daha sonra da neden gitmesi gerektiğini gerekçelerimizle yazdık. Yazdıklarımızda haklı çıktık ki görevden alındı. Keşke o hataları yapmasaydı da görevden alınmasaydı ama maalesef hatalarda ısrarcı oldu. Muharrem Göksel’i de bu noktaya getiren Vezir Hazretleri oldu. Ona çok güvendiğinden o ne dediyse onu yaptı ve sonunda Vezir Hazretleri onu kurtaramadı. İşin garip tarafı Kayınçom tek başına Muharrem’i o makama nasıl getirdiyse aynı şekilde tek başına da yedi onu. Yerken Bakan da destek verdi ama neticede diğer Vekillerin Muharrem ile sıkıntısı yoktu sıkıntısı olan Kayınçomdu ki sıkıntısında da haklı olduğunu düşünmekteyim.
Bu şehirde sürekli olarak Trabzonluların ırkçılık yaptığını söyleyenler şimdi yazacaklarımı iyi okusunlar. Bu şehrin en etkin vekili olan Kayınçomun, İl Başkanı yaptığı Muharrem Göksel Trabzonlu mu? Hayır. Peki, bu şehrin bürokratlarını iş başına getiren siyasetçilerin olduğu ortada, bürokratların hangisi Trabzonlu bir bakalım isterseniz; öncelikle Vali Beyden başlayalım. Vali bey Trabzonlu mu? Hayır Bayburtlu. En büyük yatırımcı kuruluşlar olan DSİ ve Karayollarının müdürleri Trabzonlu mu? Hayır. İl Milli Eğitim Müdürü Trabzonlu mu? Hayır. İl Sağlık Müdürü Trabzonlu mu? Hayır. Gençlik ve Spor İl Müdürü Trabzonlu mu? Hayır. Emniyet Müdürü Trabzonlu mu? Hayır. En büyük hastanelerimizin Başhekimlerine baktığımızda kayınçomun adamı olduğu iddia edilen Eğitim ve Aştırma Hastanesinin Başhekimi Trabzonlu mu? Hayır. Gazi Devlet Hastanesine yeni atanan bayan Trabzonlu mu? Hayır. Bu bayanın hem Bakan Demircan’ın köylüsü, hem de Muharrem Göksel’in evinde kapı komşusu ve eşinin en yakın arkadaşı olduğu iddia edilmekte. Hatta daha önce Başhekim yardımcısı olduğu dönemde orada soruşturulan bir müdürle ilgili tavırlarını da zamanı gelince yazacağım. Devam ediyoruz, Atakum’a yeni açılan hastanenin koordinatörü veya sorumlusu Trabzonlu mu? Hayır. Hatta bu kişinin geçirdiği soruşturma ortada olmasına rağmen oraya atanmasında etkili olan Muharrem Göksel mi yoksa ben miyim?
Bakın bir kalemde onca idareci saydım ve hiç bir tanesi Trabzonlu değil. Trabzonlu olan kim var derseniz benim bildiğim Basın İlan Kurumun Müdürü var, onu da alın sizin olsun. Allah kulunun yaralı parmağına derman olmayan bir arkadaş kendileri ama sıra konuşmaya gelince mangalda kül bırakmaz ama icraata sıra gelince hiçbir şeyden haberi olmaz. Yetkilerin tamamı İstanbul’da, o arkadaşında o makamda neden oturduğunu kimse bilmez. İşin garibi bu arkadaş buradan siyaset yapmayı düşünüyor. Bu kafayla burada nasıl siyaset yapacağını da çok merak ediyorum. Adama sormazlar mı ki arkadaşım, sen bu şehirde en az dört beş yıl belki de daha fazla görev yaptın kime ne faydan olmuş söyle de bilelim diye. Onun dışında benim bildiğim Trabzonlu idareci yok veya varsa da kimse adını sanını duymadı ki ben de bilmiyorum.
Trabzonluları, Rizelileri, Orduluları, Artvinlileri veya Doğu Karadenizlileri kim ırkçı diye adlandırıyorsa inanın çok büyük vebal altındadır. Bu insanlar bu şehirde yaşıyorsalar bu şehri benimsemiş, her şeyleriyle bu şehre ait olmuş insanlardır. İşin garip tarafı bu şehre 200, 300, 400 bilemedin 500 km uzaklıktan gelenler bu şehirli olamamışlar ama bu şehre ta Avrupa’nın belli bölgelerinden binlerce km uzaklıklardan Rusya’dan veya Balkanlar’dan gelenler yerlileri olmuşlar da bizim haberimiz yok. Her şeyi bir yana bırakalım Vezir Hazretlerinin son yirmi yıla yakın yönettiği kurumda işe aldığı adamlardan tutunda idareci olarak atadığı insanlar arasında kaç tane Doğu Karadenizli var bakarsanız ne demek istediğimi çok daha iyi anlarsınız.
Muharrem Göksel şurada üç yıl İl Başkanlığı yaptı neredeyse kamu kurumlarındaki tüm Doğu Karadenizlileri sildi süpürdü. Bir üç yıl daha kalmış olsaydı herhalde sıra bizim gibi iş adamlarına gelirdi. Sorarım size Mahmut Ulubay’ın, Hasan Ulubay’ın, Sırrı Hoca’nın, Mehmet Çelebi’nin, Yılmaz Bey’in, Ahmet İsmailoğlu ve bunun gibi bir sürü Doğu Karadenizli bürokratın suçu neydi de hepsi görevden alındılar. Gazi Devlet Hastanesine başhekim olarak atanan bayanın Demircan’ın köylüsü ve Göksel’in kapı komşusu olmasından başka ne özelliği vardı da oraya atandı Ahmet İsmailoğlu’nu taa Bafra’ya gönderene kadar buraya yapsaydılar günah mı olurdu. Allah rızası için birisi açıklasın da bizde bilelim. Bu yazdıklarımdan sonra Muharrem Göksel mi bize hakkını helak edecek yoksa biz mi ona hakkımızı helal edeceğiz ve bu şehirde kim ırkçılık yapıyor siz değerli okurlarımız karar versin. Kalın sağlıcakla