ACABA KISASA KISAS MI YAPMALI?
Bir kaç günlük aranın ardından, yeniden merhaba diyerek sözlerime başlamak istiyorum. Yazılara ara vermemizin nedeni, evladımızın evlilik merasimi olduğunu gazeteden bir çoğunuz takip etmişsinizdir. Bir yıl içerisinde, iki çocuğumuzu dünya evine koyduk. Erkek çocuğunu evlendirmek kolay oluyor da kız evladını vermek çok zor. Hele babalar için durum daha da zor diyebilirim. Zira erkek çocuğu zaten belli bir yaştan sonra evden ayrılıyor ama kız çocuğu öyle değil, sürekli yanınızda olduğundan ondan ayrılmak gerçekten zor bir iş. Ama Allah'ın emrine boyun eğmekten başka yapacak bir şey yok. Bu arada gerek Samsun'daki Nikâh merasimimize, gerekse Ankara'daki Düğün törenine katılarak bizleri mutlu eden dostlarımıza şükranlarımı sunuyorum. İnsan böyle zamanda dostlarını görmek istiyor. Sağ olsun dostların büyük bir kısmı davetimize icabet ettiler. Allah katılanları her iki Cihanda aziz kılsın, diyerek bugünkü konumuza girmek istiyorum.
Bugünkü yazı başlığım, az önce söylediğim bir sözle de ilgili olacak. İnsan iyi ve kötü gününde dostlarını yanında görmek istiyor dedim ya, bu gerçekten önemli bir konu. İnsan gerek üzüldüğü zaman, gerekse sevindiği zaman duygularını dostları ile paylaşmak istiyor. Geçmişte çok sıkıntılı günlerim oldu. O günlerimde bizzat gelip, geçmiş olsun diyenlerden tutun da, telefonla arayarak ve ailemin yanına gelerek, geçmiş olsun dileklerini bildiren dostlarımı hayatım boyunca unutmam mümkün değil. Yaşadığım o olaylardan önce, her hafta sonu bir veya iki düğüne giderdim. Ölen yakın uzak arkadaşlarımın cenazesine gitmekle kalmaz, evlerine de taziyeye gidip onların dertlerine ortak olmaya çalışırdım. Ne zaman ki sıkıntılı günler yaşadım, o günlerimde yanıma gelip, geçmiş olsun dahi demeyi çok gören, hatta cüzzamlı gibi benden uzak durmaya çalışan insanları görünce hayatıma yeni
bir çizgi çizdim ve artık Cenaze, Düğün ve Hasta ziyaretlerini zor günümde yanımda olanlarla yapmakla yetiniyorum
Efendimiz Kibire, 'Kibir sünnettir' buyurmakta, İslam hukuku, 'Kısasa Kısas'ı caiz görmekle birlikte affetmenin Allah'ın sevdiği hasletlerden olduğu da aşikardır. Ama insan olarak bazı olayları unutmak mümkün olmadığından, muhatabınızın başına bir iş geldiğinde, ilk önce geçmişi gözden geçirerek ondan sonra yapılması gerekeni yapıyoruz. Dün basından öğrendiğimize göre, eski Bakan Demir'in akrabaları trafik kazasında vefat etmişler. Mustafa Demir’in Babası da Rahmetli olduğunda tâ Şalpazarı'na Cenazesine gitmiştim. Oğlu evlendiğinde de buradaki düğününe katıldım. Kendisi ise yaşadığım sıkıntılı süreçte, sadece telefonla beni bir kez arayarak, geçmiş olsun demesinin ötesinde, Cenazesinden döndükten sonra Kayınçomun isteği ile iş yerine taziye ziyaretine gittiğimde, Vezir Hazretleri ile olan kavgasının bedelini bana ödetmek için, bana yapmadığını bırakmamıştı. Oysa ki ben onun iş yerine taziye ziyaretine gitmiştim ama o misafir demeden başkalarının dolmuşuna binerek, Vezir Hazretleri'ne olan kızgınlığının bedelini bana ödetmeye kalkması beni bir hayli üzmüştü. Yine de kendisine buradan başsağlığı diliyorum.
Bir başka dikkatimi çeken konu ise, bazı insanların çok enteresan davranış biçimleridir. Geçmişte AK Parti'ye ve Erdoğan'a Amerikan projesi deyip, her fırsatta veryansın eden bazı siyasetçilerin, şimdi AK Parti'ye oy istemeleri onlar adına çok üzücü bir durum. Geçenlerde bir arkadaşım anlattı. Bir Sivil Toplum Örgütüne geçmişte ziyarete giden bir siyasetçiyi, o günlerde AK Parti'ye ve liderine söylediği sözlerden ötürü uyardığını ve Ülkenin Başbakanı'na bu denli ağır sözler söylemenin doğru olmadığını söylediğini, aldığı cevabın ise, 'Sen siyaseti bilmezsin, siyasetin gereği budur' olduğunu ama aynı kişinin şimdi AK Parti'ye oy istemesine anlam veremediğini söyledi. İnsan ister siyaset yapsın, ister ticaret yapsın, isterse başka bir iş yapsın ne konuştuğunu çok iyi bilmeli, bugün konuştuğu sözü yarın birilerinin önüne koyacağını düşünerek konuşmalı. Daha düne kadar ülkeye zararlı olduğunu söylediğiniz insanlar için, bugün halktan oy isterseniz, allamei cihan olsanız inandırıcılığınızı kaybedersiniz.
Yine çok enteresan bir konuya daha değinerek sözlerime son vermek istiyorum. Çok değil bundan bir kaç ay öncesine kadar, aleyhinde verip veriştirdiği insanları, bugün ziyarete giden bazı kişileri görünce gözlerime inanamadım. Daha önce birilerinin uşağı olduğunu iddia ettikleri insanları, şimdilerde gidip ziyaret edip, bu ziyaretleri toplumla paylaşan insanlara ne denir siz söyleyin. Bir insan birazcık tutarlı olmalı. Dün kavga ettiğiniz adamla bugün barışabillirsiniz, onu anlarım ama dün her türlü hakaretleri yaptığınız insanları bugün, öve öve bitiremiyor iseniz, sizlerde bir sorun olduğu açıkça ortada değil mi? Allah Resülü bir Hadis-i Şerif'lerinde “ İnsanları överken çok övmeyiniz, zira bir gün onlarla düşman olabilirsiniz. Yine insanları yererken de çok yermeyiniz bir gün onlarla dost olduğunuzda yüzlerine bakamazsınız” buyurmakta. Bu ölçüye riayet etmeyip, dün sövdüklerini bügün yere göğe sığdıramayıp kıçlarından ayrılmayan insanların, yüzleri ile popoları bir midir acaba? Ne dersiniz, siz takdir edin. Kalın sağlıcakla.