Futbolda şiddetin nedenleri hakkında yapılacak programda,kişinin deşarj olmasından, hakem hatalarından,federasyondan, stadyumlara getirilen yasaklı maddelerden, kulüp uygulamalarından, toplum psikolojisinden, saha içi olaylarına kadar aklınıza ne gelirse konuşulur. Fakat o programların sonucuna bakın asla problem çözülmez,daha karışık bir hal aldırılır. Gazete ve televizyon haberlerinde dört büyük takımdan başka bir renk göremesiniz, şuanda elimde olan bir günlük gazetenin spor bölmünün üç sayfası iki takıma ayrılmış.dördüncü sayfanında yarısı üçüncü büyük takımın, kalan bölmünde ise iki yabancı sporcu, bir başkanlık seçimi ve bir basket haberiyle sayfa sonlandırılmış. Spor tartışma programlarına baktığınız zaman bu dört büyük takımın, fanatik yorumcuları ile program bitirilir. Devlet televizyonun spor programlarının bunlardan geri kalan hiçbir yanı yoktur. Üç büyüklerin maçları saatlerce gösterilir, maç sonuna gidilmesi olayı bitirmez, evlerine kadar nasıl gittiklerine el atmadıkları kalır. Takımın biri şampiyonluğunu ilan etmiş, ikinci olan takım ile derbi adı altında maç yapacak, maçın ana fikri puandan ziyade mutlak galibiyet . İki hafta önceden başlıyor tartışma, şampiyonu kendi sahasında ikinci takım alkışlayacak mı? İngiltere'de Arsenal alkışlamış, Somali'de omuzlamış, Papua Yeni Gine'de masum buseler kondurulmuş şampiyon olan takım futbolcularının alnına. Spor programlarında alkışlamalı yok alkışlamamalı, sivri tartışmalar reyting uğruna havalarda uçuşur. Devlet kanalı reyting peşinde, gazeteler aynı dertte, diğer takımlar başka ülkenin takımlarıymış havasının sonucunda , sabaha kadar süren tartışmalar devam ederken , maç saati gelir çatar. Derbiye yakışır kavgalarla ve kutlamalar ile seyirciler iyice doldurulur, eline hastalığından dolayı muz alan, evden çıkarken bayrak diye aldığı muzu, eve geri getirmek için yanında taşıyan, kazayla sahaya doğru onu sallayanların masum, kasıtsız, bu davranışları, ülkeye ikinci devlet meselesini altın tepsiyle sunar. Buyurun ırkçılık tartışmaları. İnsanlarla dolu bir caddede delikanlılığın, cesaretin (aslında korkaklığın)sembolü olan bıçak bir başkasına saplanır, ölen, öteki dünyaya, kalan cezaevine ,parayı alan futbolcular eğlence merkezlerine diğerleri normal yaşantılarına devam ederken , maymun dediğin bir futbolcu çıkar, ''senin iki golünü de atan benim maymun kardeşim'' der, bütün topluma insanlık dersi verir. Spor programları bu kez kaşıyarak hazırladıkları sonuç için ,saatlerce suçlu arama çalışmaları başlatır. Neden arıyorsunuz ki ? suçlu sizlersiniz. Programlarınızda dostluk, futbol sevgisini işleyeceğinize, nasıl gererizi işlemeseydiniz, belki de futbolcular istem dışı birbirini kutlayacaktı. Seyirciler birbirini tebrik edecektiler. Sizler ne yaptınız, yarayı hazırladınız ,kanattınız, kabuk bağlamasına dahi müsaade etmiyorsunuz. Siz ,yaptığınız işin karşılığını alıyorsunuz maddi olarak, Türk futbolu dünya futboluna göre gerilemeye başlamış, milli takım bitmiş,futbol kalitesi düşmüş kimin umrunda. Küçük bir notta şehrimize, 22 yıl sonra Urfa maçını izliyorum . Takım kötü bir futbol sergilerken Trabzon kümeye tezahüratı başladı, ne alaka diye bakınırken dakikanın 61 olduğunu gördüm. Trabzon süper ligde burası birinci lig, Trabzon amatör kümeye düşsün, Samsun'un kötü futbolunu düzeltirmi bu tezahürat, bizler küme düşsün dediğimiz takımın yedek takımıyla aynı ligdeyiz. Bu konudaki eksikler üzerinde durulursa eğer, kötü futbolu bununla kamufle etmeyiz