AÇTIRMASINLAR BAYRAMLIK AĞZIMI

Adnan Bahadır

Gazetecilik mesleğine başlama nedenim bazı ahlaksız, seviyesiz hatta ve hatta alçak gazetecilerin olayları aslından saptırıp kafalarına göre haber yapmalarıdır. Bunlar o kadar ahlaksız, o kadar şerefsiz o kadar alçak insanlar ki anlatamam. Sizinle oturup konuşurlar, sizin dediklerinizi değil de demediklerinizi yazarlar, insanlar bu safsatalara inanırlar. Siyasette olduğum dönemde bu tür şerefsizlerden öyle çektim ki anlatamam. O ahlak fukaraları yüzünden gazete kurmak zorunda kaldım. İyi ki de kurmuşum yoksa o şerefsizler hala daha piyasada adam yerine konulup dediklerine inanan insanlar olacaktı ama Allah’a hamdü senalar olsun ki büyük bir kısmı ya sahibi olduğu gazeteyi satıp başkalarının yanında yalamalık yapıyorlar ya gazeteleri kapandı veya silinip yok oldular. Hiç unutmuyorum; gazeteyi kurduğumuz dönemlerde 'Bazı AK Partililer gazete kuruyorlar bu iş onların işi değil, bu şehirde sosyal demokrat gazeteci olarak biz kaldık, sonuna kadar mücadele edeceğiz.' diyenler -belgeleri bizde mevcut gerekirse yayınlarız- daha sonra gazetelerini satmakla kalmadılar AK Partili siyasetçilerin başında bulunduğu kurumun başkaları üzerinden satın aldığı gazetelerde onların yalamalıklarını yaptılar. O siyasetçiler siyasetten uzaklaşınca yerlerine seçilenler gazetelerin sahiplerini çağırıp gazeteyi hangi finansla aldıklarını gözlerinin içine sokup bir daha aleyhimde yazarsanız gereğini yaparım deyince bu yalamalar bir daha asla onları yazamadılar. 

Gelelim asıl konularımıza; konularımıza diyorum çünkü iki konuya değineceğim. Bunlardan biri Milli Eğitim Müdürlüğünde soruşturması başlamış hatta Cumhuriyet Savcılığına intikal etmiş bir konuyu basına nasıl farklı lanse ettikleri konusu. İkinci konumuz da bir meslektaşımızın A takımı davasıyla ilgili gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan beyanı olacak. Şunu açık ve net belirtmek isterim ki A Takımı davasında yargılanan 49 sanıktan birisiyim. Bu dava öyle bazı art niyetli kişilerin dediği gibi zaman aşımına uğrayıp düşmedi. Davanın ben dahil 49 sanığı beraat ettik ancak Yusuf Ziya Yılmaz, merhum Kenan Şara ve benim de içinde bulunduğum üç kişiyle ilgili Samsunspor Kulübüne yardım topladığımız için görevi kötüye kullanmaktan ayrı bir dosya açıldı, bu dosya zaman aşımına uğradı. Kaldı ki o dosyadan alacağımız ceza Samsunspor Kulübüne topladığım yardımın görevimiz olmadığından olacaktı ki o da bizim için şerefti. Şimdi Mustafa Demir, Samsunspor Kulübüne yardım etmiyor diye köşelerinde yazanlar o günlerde de bizim aleyhimizde yazan art niyetli insanlardı. Bunların dertlerinin asla Samsunspor Kulübü olmadığını da bu toplum çok iyi biliyor. Onlara ‘Hadi oradan!’ demekten başka diyecek ikinci lafım da ‘Benim bayramlık ağzımı açtırmayın!’ olacak. Bu şehirde kimin nasıl ayakta durduğunu, hangi siyasetçilerden nemalandıklarını yazarsam kaçacak delik ararlar. Önce aleyhinde yayın yapıp sonra olayı duygusala bağlayanların adam gibi çıkıp olayı savunmaya cesaret edemeyip başkalarını nasıl kullandıklarını ve rezil olduklarını da bu toplum çok iyi biliyor.

Gelelim Milli Eğitim’deki para olayına. Bu olay on yıllık bir geçmişi olan bir olay. Milli Eğitim Müdürlüğünde çalışan personel, okul kantinlerinin ödediği kiralardan Milli Eğitim’in payına düşen kısımla ilgili kafasına göre bir program yapıp o program sayesinde kendi hesabına aktarmış. Aradan yıllar geçmiş adam emekli olmuş ama emekli olduktan sonra  Olay fark edilince Milli Eğitim Müdürlüğü önce kendi müfettişlerini görevlendirip olayı araştırmış ve müfettişlerin verdiği rapor neticesinde ilgili şahıs Cumhuriyet Savcılığına verilmiş. Olayın adli kısmı böylece başlamış ardından da bakanlık müfettişleri gelip konuyla ilgili çalışmalara başlamışlar.  Yani olay gazetelere yansıdığı gibi yok şikâyet mektubu varmış, yok mektup valiliğe intikal ettirilmiş şeklinde yansıtıldığı gibi değil, tamamen yanlış haberler. Olay, valiye başladığı gün intikal ettirilmiş, vali de gereğini yapın demiş ve Milli Eğitim Müdürlüğü de gereğini yapmış. Bu konuda Milli Eğitim Müdürlüğü, valilikten ta şubat ayında olur almış onu da basın açıklamasında belirtmiş. Haberin yapılma nedeni sendika başkanının milli eğitim müdürüne karşı istediğini yaptıramamasıdır. Bu konuda kendisiyle defalarca görüştüm az sabırlı olmasını da söyledim ama gençliğin verdiği heyecan olacak ki sabredememiş. Milli eğitim müdürü benim babamın oğlu değil ancak Milli Eğitim camiasını çok iyi tanıyan biri olarak adamın düzgün bir insan olduğunu, akçeli işlerle uzaktan yakından ilgisi olmadığını çok iyi biliyorum. AK Parti iktidarlarında gelen en kaliteli müdürlerin başında bu müdür olduğunun altını çizmek isterim. Her işin bir etiği var, adamı yıpratmak isteyebilirsiniz ama bu yapılan çok ayıp bir şey. Bu konuda vali beyin de yanlış yaptığı kanaatindeyim. Olayı başından beri bilmesine rağmen haber çıktığı gün iki satırlık bir basın açıklaması yaparak olaydan haberdarız gereği yapılmıştır deseydi konu bitmişti. Vali bey iyi bir insan ama insanlara çok şüpheci gözle bakıyor, ayrıca ciddiye alınmaması gereken fuzuli insanları da çok ciddiye alıyor. Bu şehirde kimin ne yaptığını, hangi üst dizey bürokratın siyasetçilere gidip nasıl talepleri olduğundan tutun da hangi gazeteciyi arka planda kimin desteklediğini, hangi siyasetçinin kiminle olduğunu çok iyi biliyorum. Canımı sıkarlarsa eğer bayramlık ağzımı açarım haberleri olsun diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.