Gazetecilik zor iş
Her aşaması sıkıntılı
İster gazete sahibi ol, ister yayın yönetmen, ister muhabir
Vallahi yapılır iş değil
***
Madem öyle ne işin var, bırak sen de, git limon sat diyorsunuz belki
Ah! Keşke
Ama kazın ayağı öyle değil tabi
***
Ne yardan geçeriz ne serden.
Mürekkep bulaşmış bir kere üzerimize
***
Dün bir arkadaş aradı
O da bir zamanlar benim gibi gazete sahibiydi
Yıllar önce
Matbaasına usta aradı, bulamadı
Sonunda zar zor bulmuştu bir usta
Ama dedim ya
Bizde sıkıntı çok diye
***
Usta"nın işi gazeteyi basmak
Ama sadece o değil ki
Gazeteyi basacak, Yay-Sat"a da ulaştıracak
Bunların da bir saati var
Mesela sabahın köründe, gazete dağıtıcının elinde olacak,
Yoksa bir işe yaramaz
Bütün emekler boşa gider, okuyucuya gazete ulaşamaz
***
Bizim matbaa ustası, becerememiş gazetenin baskısını
Basmış basmasına da yetiştirememiş
Belki makineye yabancı
Olur ya
Derken, anlamış beceremediğini de zaten
Bırakmış işi, çekmiş gitmiş,
Gitmiş ama ustaya bağlı değil ki
Cenazen olsa bile bu gazete her gün basılacak Yay-Sat"a yetişecek, aboneye dağıtılacak
Yoksa cezası var
***
Bizim matbuat sahibi mecbur kalmış, kendi matbaası varken, parasını bastırıp gazetesini başka matbaada bastırmış
Usta bulana kadar öyle
***
Peki! Usta ne yapsa beğenirsiniz
O da gitmiş, elindeki sözleşmeyle, vermiş bizimkini mahkemeye
İşe bakın
Patron da arkadaşım, işçi de
Hangi birine yanayım
***
Dün, mahkeme bilirkişi atadı
Matbaaya gittik
Ben de iştirak ettim
Bilirkişi baktı
Bu usta, bu makinede, bu gazeteyi basabilir mi diye
E! Bassa ne olacak?
Gazeteyi basmak yetmiyor ki.
Zamanında yerine ulaştırılmalı bu meret
Aylık dergi mi bu?
Günlük gazetelerde öyle, sürekli zamanla bir yarış var.
Yıpratıcı bir iş yani
***
Bu yüzden de "basın sigortası"nın yeri ayrıydı
Diğer sigortalılar 25 yılda emekli olurken,
Biz gazeteciler 5 yıl daha erken emekli olurduk
***
Sağ olsun AKP Hükümeti!
Bu ayrıcalığı kaldırdı
Eşitliği sever bizim hükümet
***
Her neyse
Bir de olayın adli boyutu var
Dün, onlarca kişi matbaanın kapısında telef olmuş vaziyette
Bir hakim
Makine Mühendisleri Odası"ndan bir bilirkişi
Onları taşıyan iki ayrı taksi
Her iki tarafın da avukatları
Gazete sahibi
Davayı açan usta
Benim gibi daha birkaç kişi
***
Vatandaşla işimiz var, birlikte bir yere gideceğiz
Keyfimizden beklemiyoruz yani
Olay mahallindeyiz
Gün bitti
Bütün programlarımız alt-üst oldu
Ama dava bitmedi tabi
***
Altı üstü gıldır gıcık bir dava
Fol yok yumurta yok, kan yok, cinayet yok
Durum da ortada zaten, herkes adalet bekliyor
Ama adaletin terazisi yavaş işliyor!
***
Bu olayın bir boyutu tabi
Öte yandan
Hükümet-Yargıtay tartışmaları arasında, serbest bırakılanlar var
Her neyse, onlar artık yoklar
Dün bir de baktılar 188 kişiyi domuz bağıyla öldürenler sırra kadem basmışlar
Gazeteci Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, kimseyi öldürmediler ki
Kaçma şansları da yok
Yıllardır içerdeler
***
Ee! Ben sizin adaletinize ne diyeyim
Siz söyleyin