Satar!...
Eğer; menfaatini varlık nedeninin en üst rafına koyarsa, satar!...
Eğer; egosu tüm değerlerin önünde giderse!...
Eğer; parayı hayatını idame ettirmek için bir araç değil de, bir amaç olarak görürse!...
Eğer; selamı bile, bundan ne kadar yağ çıkarırım ön sezisiyle alıp verirse!
Eğer; dün aynı sofrada, aynı tasa kaşık salladığı dostlarına çamur atar, dostluklarına kan doğrarsa!...
Eğer; adam satmayı, ihanet etmeyi, arkadan dolanmayı, belden aşağı vurmayı yüz kızartıcı aşağılık bir eylem, olarak değil de, denge değişikliği olarak algılar ve alçaklığını böyle de pazarlarsa!...
Eğer; elinde bulunan imkânları, insanlık hizmetine, hayra, hasenata değil de, tıpkı aklı ve zekâsı gibi kunduziliğe, şeytaniliğe harcar, bu uğurda peşkeş çekerse!...
Eğer; bir yandan fakir fukara, garip guraba edebiyatı yapıp diğer yandan devlet makamlarını menfaat makamı, devlet kasalarını kendi kasaları haline getiren leş yiyicileri, Ey ahali, işte bunlar sizin hakkınızı yiyen, "Beyt-ül malı" çalan, çaldıran hırsızlar ve akbabalardır demeyip, menfaat birlikteliği kurarak başının üstünde gezdirirse!...
Eğer; sırf can ve mal korkusu ile, haksızlık karşısında susar, zalimin yanında yer tutar, elleri patlarcasına alkışlarsa!...
Eğer; devletin malı deniz, yemeyen domuz der ve sıkılmadan yerse!...
Eğer; çalıştırdığı işçilerinin ekmeğinden keser, emeğinden çalarsa!...
İbadeti, inandığı için değil de, inananlar arasında itibar görmek için gösterişe yatarsa!...
Nokta kadar menfaati için virgül kadar eğilirse !
Dün söylediklerini, bugün inkâr eder, yanar döner, şekilden şekle girerek, utanmadan yalan konuşursa!
Yani anlayacağınız, adam, madam olursa!
Babasını değil, anasını bile satar!...