Her iki takım için de çok önemli bir maçtı. Ev sahibinin amacı fikstürün altına düşmemek, Samsun sporun amacı da fikstürün altından kurtulmak. Maçın ilk 10 dakikalık bölümünden sonra Samsun spor, daha arzulu ve istekli, rakip alanda daha fazla görünen takımdı. Orta alanda Hasan ve Kenan, öne çıkarak top aldı. Üçüncü bölgede yaptıkları baskı ve kazandıkları toplarda öne ve çabuk oynamaları, daha önceleri yapamadığımız kaleye şut atma sayımızın artmasına neden oldu sanırım. Eğer ilk devrede dördüncü bölgede Kone ve Kevın daha toplayıcı bir görüntüde olsalardı, gol posizyonlarında finali yapabilirdik.
İkinci devrede de sahanın ve topun hakimi Samsun spordu. Lumu'nun 65 de değil de, rakibin 10 kişi kalmasından sonra oyuna girmesine tamam derdim. Karşılaşma öncesinde Lumu'nun ve Adiloviç'in hazır olmadığını beyan eden hocamın, hazır olmayan bir oyuncuyu sahaya sürmesine hayret ettim. Oysa ki yanında oturan ve daha hazır bir durumda olan Halil İbrahim PEKŞEN'le birlikte saha içinde bir takım varyasyonlar yapabilirdi sanırım.
Göksu ve Kone ile çok önemli fırsatları kaçırmamız çok kötü ama, bu topçulara dördüncü bölgede sayısız posizyon üreten orta alanda ki topçuları da alkışlamak lazım. Yeni transferlerin adaptasyon ve fizik kondisyon sorunlarının olduğunu gördüğümüz gibi, takımda hala bitirici bir santraforun olmadığını da görmüş olduk.
Gerçek olan şu ki ; takımda gözle görülen bir ayağa top oynama, ileride pres ve baskı yapma, topun arkasında durma özelliklerimiz çoğalmış, gerçek bir golcü dışında, yeni transferlerin adaptasyonları için 2-3 hafta beklememiz gerek sanırım