Gençlere ısrarla kitap okumalarını tavsiye eden Özköse, kitap okumadan ve insanın kendini yetiştirmeden yeni bir medeniyetten veya yeni bir Türkiye’den söz edilemeyeceğini belirterek İslam coğrafyasının gözünün Türkiye’de olduğunu bu insanların ümitlerinin boşa çıkartılmasının yeni bir yüzyıllık kayıp olacağına dikkat çekti..
Gençlere toplu halde sabah namazına devam etmelerini de tavsiye eden Gazeteci – Yazar AdemÖzköse gençlere şunları konuştu;
KÜÇÜK ŞEYLER YAPARAK BAŞLAYIN
“Küçük organizasyonlar yapın, büyük organizasyonları bekleyerek zaman kaybetmeyin, yapılan her işin ses getirmesini, olay olmasını beklemeyin, sessiz ve derinden bir yürüyüş yapın şimdi olmasa bir gün mutlaka bunun önemini sadece siz değil herkes fark edecek..
Ümmetin dertleriyle dertlenin, ben açıkçası şuna inanıyorum ki; bizler Müslümanlar olarak tekrar ne zaman bu ulusçu bakış açısından sıyrılıp kurtulursak, ne zaman birbirimizin dertlerini dert edinirsek, ne zaman aramızdaki sınırları kaldırırsak, ne zaman Allah ve Rasulünün bizden istediği gibi yeniden kardeş olursak bugün ki yaşadığımız sıkıntıların yaşanmayacağını düşünüyorum. Bundan dolayı elimden geldiği kadar bu ülkenin gençlerine evlatlarına sınırlarımızın ardındaki Ümmeti Muhammed’i anlatmaya çalışıyorum. Bu aslında aynı zamanda konumu ne olursa olsun her Müslümanın görevidir. Elimden geldiği kadar Patani, Arakan, Doğu Türkistan, Mısır, Suriye, Filistin’deki Ümmet gerçeği ile buradaki insanları karşı karşıya getirmek istiyorum. Çünkü bu gerçekle karşılaşılır bir Ümmet olduğumuz ve tekrar bu bilince dönmemiz ve aramızda siyasi, kültürel, siyasi anlaşmalar yapmamız gerektiği anlaşılırsa inanıyorum ki yeni bir İslam dünyası yeni bir Türkiye oluşacaktır.
Evvela şu asla unutulmamalı. Biz Müslümanız. Bizim temel kimliğimiz bu. Bizim hayatımızı anlamlandıran, bütün zerrelerimize kadar işlenmesi gereken niteliğimiz Müslüman olmamızdır. Mümin olmak dünyanın en onurlu unsurudur. Müslüman evvela bu şuurda olacak. Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in dediği gibi: “Ellerime uzanan dudakları tepeyim. Allah diyen… Gel seni ayağından öpeyim.” Allah diyen Müslüman bizim için her şeyden daha değerli olmalı.
İSLAM TEORİK BİR DİN DEĞİLDİR
İslam sadece okunan teorik bir din değildir. İslam aynı zamanda yaşanılarak öğrenilen bir dindir. İslam’ı öğrenmek kadar en az İslam’ı yaşamak kadar bir derdimiz de olmalı. İslam’ın ilk yıllarında Müslüman tüccarlar bir yere gittiklerinde yaşantısıyla oradaki bölge halkı hemen etkileyip İslam’a girmelerine vesile oluyorlardı. Şimdi biz de gidiyoruz ama onlar bizden etkilenip İslam’a girmiyorlar. Çünkü biz İslam asaletimizi kaybettik. Eğer siz İslam’ı hakkıyla yaşarsanız, Allah size bir asalet verir. Ve o asaletle bir sözünüz bir davranışınız karşı taraf üzerinde hemen etki bırakır. Biz Müslümanlar şuan bu asaleti maalesef kaybettik. Önceden Müslüman tüccarlar vasıtasıyla oranın bölge halkı İslam’a girerken, şimdi Müslüman tüccarların gittikleri yerlerde insanları kazıklamasından dolayı millet İslam’dan uzaklaşıyor. O yüzden tekrar yaşantımız ile o İslam asaletini kazanmamız lazım. Genç arkadaşlara başka bir tavsiyem: Muhakkak namazlarına çok önem vermeliler. Bu dinin merkezi namaz. Ben şuna inanırım, namazla ilişkisi iyi olmayan insanın Allah ile de ilişkisi iyi değildir. Namaz kılmak yetmez sadece ama bütün herşey namaz ile başlar. Bir insanın hayatında namaz yoksa eğer, o insanın kesinlikle Allah ile bağlantısı iyi değildir.