Öncelikle büyük Samsunspor taraftarları diyorum. Çünkü sizler bu alemin en büyüğüsünüz. Var mı sizden başka büyüğü? Varsa birileri çıksın söylesin bana Allah aşkına! Bakın sitelerdeki dün Nuri Asan'da ikincisi düzenlenen büyük taraftarların şovunun resimlerine. Hele hele orada bir resim vardı ki dikkatimi çekti; güzel mi güzel, cici mi cici, hanım hanımcık, yaşı küçük fakat içindeki Samsunspor sevdası çok büyük olan formasındaki sırt numarası yazısından da belli olan (Ha bu sevdalık 7 beni) sözü çok anlamlıydı resimlerdeki o muhteşem görüntüler herşeyi anlatıyor, değil mi? O küçücük bedenlerin ruh ve düşüncelerindeki Samsunspor büyüklüğünü hala beyinlerine ve hafızalarına yerleştiremeyen ve bu formanın ağırlığını taşıyamayanlar var. Kim bunlar derseniz, hep birlikte bunları masaya yatıralım.
Maç öncesi Nuri Asan Tesisi'ne giderek takımımızı tezahuratlar, meşaleler ve bayraklar eşliğinde stada gönderen taraftarlarımız, günlerden Cumartesi olmasına rağmen stadı tıklım tıklım doldurmuşlardı. Pazarcısı pazarını, sanayicisi dükkanını, dolmuşçusu dolmuşunu, iş yerlerinde nöbeti olanlar ise nöbetini değiştirmiş, öğrencilerin çoğu ise dersanelerini asmış fakat en önemlisi ise küçücük bedenler kalabalık bir şekilde aile trübünündeki yerlerini almış, sahada inanmayanlara inat 90 dakika boyunca "Burası Samsun, buradan çıkış yok!" tezahuratlarıyla stadı inletmişlerdi. Diğer taraftarlarımıza ise hiç birşey demeye gerek yok. Onlar üzerlerine düşeni her zamanki gibi fazlasıyla yapmışlardı zaten. Fakat yapmayan kimlerdi?
Evet, buraya kadar herşey mükemmeldi. Fakat mükemmel olmayan ise bir kişi hariç, sahada hayalet gibi dolaşanlar ile kulübede adeta ne yaptığını bilmeyen, bu taraftarların kendisine çok güvenmesine rağmen 1. ve 2. devrenin başındaki ruh hali ve beden dili ile şaşkınlığını belli eden, kısacası sahaya sürecekleri 11 i bile bir hafta boyunca idmanlarda doğru bir şekilde karar veremeyerek Bursaspor gibi bir rakibin karşısına üç forvet ile sahaya çıkan, orta sahayı boşaltan, blokları bir türlü kapatamayan, daha sonra da maçın başındaki yanlış kadro seçimine yanlışa yanlış, oyuncu değişiklikleri ile devam eden ve kulübeye çakılı kalıp sadece maçı seyreden bir teknik ekip vardı. Kusura bakma Mesut Hocam. Evet, bu takımı sezon başı sen kurmadın. Haklı olabilirsin. Fakat bizler daha çok haklıyız. Çünkü "Bu taraftar kadar inanmazsanız, KA-ZA-NA-MAZ-SI-NIZ!". Hocam aslında bunları yazmak değil, daha güzel şeyler yazmak isterdim. Fakat her zamanki gibi kendimce inandığım ve gördüğüm doğrularımı yazmak zorundayım. Aslında siz bu maçı geçen hafta Ankara'dan dönüşte kaybettiniz. Nasıl mı? Şimdi anlatıyorum size:
"Daha hiç birşey belli olmadan, sezon bitmeden, sanki ligde kalmışız edasıyla bu hafta takımınızı da kendinizi de bazı nedenlerden dolayı Bursaspor maçına hiç ama hiç hazırlayamamışsınız. Sırat köprüsünü geçecek gibi bir maça çıkmadan önce futbolcularımızın imza töreninde ne işi vardı Hocam! Bu maçı alıp da bu iş olsa daha iyi değil miydi? Nasıl buna izin verdin? Konsantrasyonunuzun bozulacağını hiç düşünmediniz mi? Pes doğrusu! Şimdi ayıklayın pirincin taşını diyorum size. Evet, ney pirinçin içindeki o taşlar; önce Antalya'dan 3 daha sonra da Antep'ten 3 puan alacaksın. Rakiplerinin de yenilmesini bekleyeceksin, Mesut Hocam benden hatırlatması."
Gurbette ve Samsun'da yaşayan sevgili Samsunsporlu kardeşlerim. Belki bu hafta yazmış olduğum yazım sizlere göre biraz ağır olmuş olabilir.Fakat unutulmamalıki ben öncelikle bir gazeteci ve televizyoncu değilim. Benim işim belli bende sizler gibi fanatik bir Samsunspor taraftayım ve Samsun'da doğan Samsun'un öz evladı olarak da 6. yılında Bank Asya'dan Süper Lig'e çıkana kadar neler çektiğimizi bilen bir kardeşiniz olarak sizlerle sadece içimden geçenleri paylaşıyorum. Fakat ne demiş Hz. Mevlana. Bu güzel sözü birkaç yazımda daha sizlerle paylaşmıştım: "Haksızlık karşısında susan bir insanın dilsiz bir şeytandan farki yoktur" o yüzden ben de bu yazıma bir başlık bile bulamadım. Başlığın adını sizlere bıraktım. İnaşallah Antalya'dan üç puanla döner, bu ligde de kimilerine inat kalırız. Hepinizi Allah'a emanet ediyorum. Kalın sağlıcakla...