Konumuza girmeden yine bir detay vermek istiyorum. Hayatımın hiçbir döneminde düşmüş insanların karşısında olmadığım gibi bilakis yanlarında olmayı karakterim gereği vazife addettim. Bunu yapma nedenim de karakterimdir, başkaları gibi insanlar güçlü oldukları dönemlerde onlara yalamalık yapıp, cüzdanımı doldurmak bana uymaz. Ama yapılan bazı yanlışları duydukça da çileden çıkıyorum. Ciğeri beş para etmeyen insanlara milletin milyonlarca parasını veren insanları duydukça kafamın tası atıyor. Biz kimseden bir şey istemeden adam gibi arkalarında durduk ama onlar tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını çete bozuntularına, mafyalara, pornoculara, hortumculara, kılkuyruklarına yedirenleri affetmek mümkün değil. Hani 100 -200 bin liralar olsa emin olun hiç sesimi çıkarmayacağım ama Belediyelerin borç batağına girmesinin en önemli nedeni bu şerefsizlere ödenen milyonlarca lira paralar. Son üç yılda bazı belediyelerin basına örtülü veya direk ödedikleri para toplamları belediye başına 10 milyon liranın üzerinde. Bu paralar milletten toplanan vergiler, harcanması gereken yer toplumun ihtiyaç duyduğu yol, su, kanalizasyon ve çöp toplama işleri olmasına rağmen sırf kendi reklamlarını yapacaklar diye bu milletin paralarını hoyratça harcamaları affedilecek bir şey değil. Adamlar sırf siyasi istikballeri için çetelere kurdurdukları gazetelerden tutun da onlara yaptıkları resmi, gayri resmi ödemeleri görünce aklım çıktı. İşin garip ve can sıkıcı tarafı da o çok büyük gördükleri basın yayın kuruluşları hiçbir işlerine yaramadığı gibi toplum onların yaptıklarını anladı ve perişan oldular. Ama bugünkü konumuz bu değil, konumuz Erhan Usta’nın yaptığı açıklamadan ne anladığım olacak.