Güncel olsun, ne yazalım derken imdada DENGE gazetesinin haberi yetişti. Samsun Gelirler Vergi DairesiBbaşkanı Sayın Şuayip Sevgi diyor ki; "Samsun devletten yedi" Bu tartışılır. Kim nereden neyi yedi ve açalım yemeyi.
Hani halk dilinde bir söz vardır; "Doğduğun yer değil, doyduğun yerdir vatanın" Güncelleştirelim; "Bağlı olduğun merkezdeki ilin vergi dairesine değil, kazandığın ilin vergi dairesine vergini yatır" Selam ve sevgilerimi iletiyorum sayın Şuayip Sevgi'ye. Sayın Sevgi, "Samsun devletten yedi"ye başka bir açıdan da bakmak lazım. O kocaman kocaman büyük şirketler hem Samsun halkından kazandı hem de vergisini gidip merkezinden ödedi. Yani Samsun'a kazandığı oranda katkı vermedi. Samsun ili açısından kayıp. Bu bir. Yatırımların teşvik bölgesine kayması. Teşvik bölgelerinin cazipliği ön planda olduğundan, akıllı yatırımcı kârı neredeyse orayı seçti. Bunda da yerden göğe kadar haklı. Gelir ve gider dengesi nerede avantajlıysa yatırımcı oradadır. Samsun'um sen devletten yemeğe devam bu iki.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 173. Maddesi "Devlet, esnaf ve sanatkârları koruyucu ve destekleyici tedbirleri alır." der de, nerdee! Bu maddenin gerçek anlamda güncelleştirilerek masaya yatırılması gerekir.
Esnaf ve sanatkârlar zor durumda. Bırak devlete karşı vergi sorumluluğunu ayakta zor duruyor. Kendi iç piyasasıyla mı, market ticareti anlayışıyla mı, neyle boğuşacağını bilemiyor. Onun için de konu ciddi anlamda değerlendirilip çözüm bulunmalı. Yoksa bu ülkede esnaf ve sanâtkar anlamında bir ticaretci boyutu kalmayacak. O bildiğimiz Osmanlı'dan kalan Ahilik tarihe karışacak.
Modern sözcük "Globalleşme" biz esnaf ve sanatkârı da vuruyor. Artık neredeyse her sokak başına gelip konan marketler, bizim canımızı da aldı. Ne ararsan var da, kalitesi belli olmayan neyin nesi olduğu belirsiz bu tip ticarethaneler ne vergi veriyor?
Tabi bunları düzeltmenin yasal boyutu Ankara'nın işi. Devlet devlet olalı hep "ver, ver de ver." Kimse çıkıp ta "Benim esnaf sanatkârım kazanabiliyor mu?" diye sormuyor. Yıllarca esnafımız "Vergim ne kadar artacak, SSK primi ne ödeyeceğim ve Bağ-Kur'um ne olacak?" diye dert eder durur. Esnaf ve sanatkâr böyle düşünür de neye yarar? Veya yaradı ki. Kazancınız sabit kalsa bile, dert edip düşündükleriniz artmıştır. "Nasıl olsa öder veya ödenir" mantığıyla esnaf ve sanatkâra bakıldığı sürece, bu esnaf ve sanatkâr da bir adım öteye gidemez, büyüyemez, kalkınamaz, istihdama katkı sağlayamaz ve vergi de ödeyemez. Bu da üç.
Her satır başını açmaya kalksak sayfalar yetmez. Sayın başkanın haberinden nerelere vardık. Ama unutmayalım; "Ne ekerseniz onu biçersiniz." Devleti ekmeye bekliyoruz. Bakın siz ondan sonra benim esnaf ve sanatkârım nasıl biçiyor.
Bol kazançlı yarınlara.
Sevgilerimle.