Kibir, Müslümanın tavrı olamaz. Kibirli olmak; Yaratana karşı beşeri darbe girişiminde bulunmaktır. Kişinin kendisini Yaratanının yerine koyması anlamına gelen kibir; mümin için facia ve felakettir. Bilerek veya bilmeyerek kibirli davranmaya çalışmak; ilahlık yarışına girmektir. Kibir; bir çeşit gizli ve açık birbirine karışmış şirktir. Mümin kalbinde kibir olmaz. İmanla kibir bir arada bulunmaz. Allah güzeli ve güzelliği sever. Kibir; hakkı inkar etmek, insanları küçük görmektir. Büyüklenmek ve gururu kapılmak anlamına gelen kibir; kötü , itici, incitici, enaniyet içeren bir davranış biçimi, duygu yansımasıdır.
Allah c.c. kibri haram kılmış, Peygamberimiz ümmetini bu kötü duygudan şiddetle sakındırmıştır. Şeytanın Allah katındaki değersizliği kibirli oluşundandır. Lokman suresi 18.ayette Yüce Allah; “Kibirlenip insanlardan yüz çevirme. Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Allah övünenleri sevmez” buyurmuştur. Peygamberimiz; “Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse Cennete giremez” buyurarak, cennetle mümin arasında kibrin engel oluşturduğunu hatırlatmıştır. Sorulan bir soru üzerine Peygamberimiz; “Cehennemlik olanlar sağa, sola çalım yaparak gururlu gururlu yürüyen huysuz kimselerdir. Cennetlikler de, zayıf olduklarından ezilenler ve haklarını koruyamayanlardır” buyurmuştur. Etrafında kendisinden daha değerli kimsenin olmadığını düşünen kimse kibirlidir.
Kibirli olan kimseler kendilerini farklı görseler bile, Allah katında değersiz oldukları için, insanlar nezdinde de küçük görünmeye mahkumdurlar. Hakka razı olmamak ve insanları küçük görmek suretiyle, bilmeden İlahlık pozizyonuna talip olan insan, beşeri bir darbe içinde girmiş olmaktadır ki büyük ve açık bir şirktir. Kibirli kimse kendini diğerlerinden üstün görmekle kalbini ikna eder ama fıtrata ters bir duygu olduğu için de ruhu sürekli olarak rahatsız olur. Kibir olmak, Allahı unutmaktır. Böyle bir kimsenin salih olması mümkün değildir. Kibir her güzelliğe ve iyiliğe engel, her kötülüğe davetçidir.
Yüce Allah Nahl suresi 29.ayette; “Cehennem, kibirliler için ne çirkin ve ne kötü bir yerdir”, aynı surenin 23.ayetinde ise; “Allah kibredenleri sevmez” buyurmaktadır. Peygamberimiz; “En şerliniz, katı kalpli ve kibir olandır. Kibirli kimse ahirette Yaratanını gazaplı olarak bulur. Allah kibirli kimseyi alçaltır, tevazu sahibi olanı da yüceltir. Kibirli, Cehennemin azabı en şiddetli bölümüne atılır. Yiyiniz, içiniz ama israf etmeyin ve kibirden sakının” buyurmuştur. İkinci Adem olarak da anılan ve hatırlanan Hz Nuh çocuklarına vasiyet ederken ilk cümle olarak; “Şirk ile kibirden çok sakını” tavsiyesinde bulunmuştur. Tirmizide rivayet edilen bir hadis-i şerifte; “Kibirliler kıyamette zerre(Toz) gibi ayaklar altında kalır. Herkes onları çiğner.” buyurulmuştur.” Kibirlilik her güzelliğin afetle sonuçlanmasına neden olur. Cennet kibirsizlerin, cehennem kibirlilerin durak yeridir.
Aciz olarak yaratılan insanoğlunun, dünyada sahip olduğu her varlık Allahın mülkündendir. Allahın mülkünde yaşayan ve rızıklanan hiçbir varlığın büyüklenme hakkı yoktur. Büyüklenme anlamına gelen kibirlilik, Allaha muhalefet etmektir. Bu da haramdır. Varlığın şükrü, yokluğun sabrı esastır. Kul olmak bunu gerektirir. Kulluğun tersi asiliktir ki, bu da cehenneme götürecek amellerin başında gelir. Asi olan kulun hiçbir ameli kendisine fayda sağlamayacaktır. Yapılan faydalı amaller de kibirlilik duygusu ve tavrı nedeniyle yok olacaktır. Kibirli kişi, mahşerin ve ahiretin iflas etmiş kimseleri içinde yer alacaktır.
Ahirette kişinin iflasını görmesi; dünyadaki kibirli hali nedeniyledir. Peygamberimiz, Müflis kimdir sorusunu sahabeye sormuş, cevabını ahirete dönük tarifle kendisi yapmıştır ve özetle; "Kişi dünyada güzel ameller yapmış, ahirette bu güzel amellerin karşılığını bulamamıştır. Dünyada yaptığı yanlışlar, ihlâl ettiği haklar, insanlara karşı gösterdiği riyakârlık ve kibir nedeniyle elde ettiği dünya faziletlerinin eridiğini görecektir. Bu durum onun iflasıdır" buyurmuştur. Dünyadaki her yanlış, ahiret iflasına neden olan davranıştır.