Ahlâk veya ahlâki davranış bir kültür yada dinin kurallarını izleyen bir dizi olumlu karakter özelliğidir. Toplum içinde insanın uyması gereken yazılı olmayan kurallardır.Ahlâk,fazilet,edep,erdem,etik,vicdan,sorumluluk,adalet gibi kavramlarla harmanlanır ve insana daha ideale doğru yükselme imkanı sağlar. Bunların hepsi bir zincirin halkaları gibidir. Bu halkalardan birinin kırılması, ardından diğer halkaların da tek tek dağılmasına ve kırılmasına yol açar. Ahlak çökerse diğer erdemler de çöker, toplum çöker.
Bu bağlamda toplumumuzda da giderek şirazenin kaybolduğunu, ahlâki çözülme ile birlikte bunun hayatın farklı alanlarında, farklı çözülme ve bozulmalara da kaynaklık ettiği artık iyice gün yüzüne çıkmıştır. Küresel sistemde modernizm söylemleri ve eylemleri insanların zayıf noktalarını bir silaha dönüştürmüştür ve o namlu artık tüm insanlığa çevrilmiştir.
Sadece tüketen ve rahata, gösterişe dönüşen toplum ,özgürlüğünün ve gücünün sınırlarını aşmış, kendiyle birlikte bütün değerleri de tüketmeye ve yok etmeye başlamıştır.
Sonuç her gün işlenen cinayetler, basit olaylardan bile çıkan büyük kavgalar, kargaşalar, akla gelmeyecek dolandırıcılıklar, televizyonda, sosyal medyada izlediğimiz edepten, ahlaktan uzaklaşmış, insanın insan olmaktan utanacağı manzaralar. Birbirini aldatan eşler, evli çocuklu olup sevgili edinenler, çocuğun kimden olduğu DNA sonuçlarıyla belli olan anneler. Belki de kardeş olduğunu bilmeden kurulan ilişkiler. Bunları anlatırken zerre utanmayan ,kızarmayan yüzler. Küfürlü konuşmalar, her gün izlenen dizilerde biplenen replikler,+18 görüntüde konserler, kadın gibi giyinen ve davranan erkekler, erkek gibi görünen kadınlar. Hemcinsleriyle ilişki yaşayan ve bunu insanların gözünün önünde rahatça sergileyenler. Gençlerin ahlakını ve kodlarını bozan internet dizileri. En fenası da artık bunları normal göstermeye çalışan bizlere normalmiş gibi gösteren bunlara destek veren bazı insanlar ve medya.
Cinsiyetsizlik kavramıyla ortaya atılan ayrı bir tehlike çanları çalıyor. Kadın-erkek ayrımını ortadan kaldırma. Bunu kadın erkek eşitliğiyle karıştırmayın. Bu tek tip insan ortaya çıkarma eylemidir. Bunu giyimde, davranışlarda, yaşayışta hatta cinsel tercihte oluşturmaya çalışıyorlar. Hatta çocukların oyuncak tercihlerinde bile. Kız - oğlan, gelin- damat, karı - koca, anne- baba kavramınız olmasın istiyorlar. İş kadını, iş adamı kavramlarını iş insanı olarak değiştirdikleri gibi. Kadın ya da erkek olmanın bu kavramlarla anılmanın yanlış ve aşağılayıcı olduğu algısını yaratmak. Bu ayrımın kaldırılması oldukça tehlikelidir, sonu biseksüelliktir. (Yani her iki cinsle de ilişki kurmak.)
Bu çarpıtmaların ve tahribatların sonucunu özellikle sosyal medyada görüyoruz. Adamın biri çıkıyor hamileyim diye binlerce insana aylarca kendini takip ettiriyor. Göbeğini gösterip şu kadar zaman sonra doğacak diyor. Bir hastane odasında, hastaneyi ve masum bir bebeği de alet edip , doğurdum deyip ortaya çıkıyor. Şuurunu kaybetmiş bir kesimde gözün aydınlar diliyor. Ya buna alet olan hastaneye ne demeli? Çocuğunuzun bunu izlediğini ve nasıl bir psikolojik karmaşa yaşadığını bir düşünün, bunu ona nasıl açıklarsanız. Hadi o deli, aklını kaçırmış deyip geçin, ya diğerleri. Ahlaksızlık farklı cephelerden vuruyor sırtımızdan, kahpe bir kurşun gibi.
Gördükçe, tepki vermedikçe alıştırıyor ve normalleştiriyor. Asıl sorun bu. Sonra oturmuş gündüz programlarında birbirlerinin bütün kirli çamaşırlarını döken aileleri takip edip, kim kiminle aldatmış, hangi kadın yufkacıya kaçmış, kimin çocuğu kimdenmiş merakla takip eden sürülere dönüşmüşsünüz.
Dört duvar arasında yaşanması gereken ilişkiler ve mahremiyet ortalıkta yaşanıyor. Bizim hayvanlardan farkımız olmalı oysa, ormanda değil, inşa ettiğimiz medeniyette yaşıyoruz değil mi? Kâinatta en mertebeli olanı, yüce varlığı insan olarak yarattı Yaradan. Melekler bile insanın üstünlüğüne saygı gösterdi, boyun eğdi. Şeytan hariç. Bazıları ona uymayı ve geçici hevesler ,mutluluklar için değerini düşürmeyi tercih etti. Toplumda düzeni, ahlâkı, adaleti bozuyor ama arsızca yine adaleti ve değer görmeyi bekliyor.
Siz de artık yeter nedir bu kadar rezillik demiyor musunuz? Bir etkiniz, tepkiniz olmazsa neye yarar? Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytan değil miydi? Unutmayın Lut Kavmi'nin içinde Allah'a inanan, ibadet eden insanlarda vardı, ama onlarda sapıtanlarla birlikte helak oldu. Sustukları, görmezden geldikleri için.
Freni patlamış bir arabayı izliyoruz şu an. Bütün bunlar patlıcana, bibere, benzine gelen zamlar kadar konuşulmuyor ve rahatsız etmiyorsa bir problem var demektir. Ekonomi bozulur, düzelir, ama bir toplumda ahlâk bozuldu mu, insanlık bozuldu mu, sınırlar aşıldı mı düzelmez. Toplum ahlakını, düzenini ilgilendiren her şey düşünmeyi ve yaptırımı gerektirir. Çünkü bireyler toplum içinde yaşayan ve birbirini etkileyen faktörlerdir. Her koyun kendi bacağından asılır ama kokusu her yere yayılır!...
Ailemizi, gençlerimizi, neslimizi koruyalım. Hedef çocuklar ve gençler. Gelecek nesiller tehlikede!