AHLAKLI NESİL...

Sami Kesmen

Erdemli ve ahlaklı toplum sıkça telaffuz edilen kavramlardır.

Toplumun yozlaştığı, gençlerin eksen kayması yaşadığı, çocukların elden uçtuğu, hanımların sanal dünyaya üye oldukları, beylerin evinden uzaklaştı günümüzde; bu olumsuzlukların kurbanı olanlar bile olumsuzluklardan kurtulmanın reçetelerini arıyor.

Erdemli toplumun kodları konuşuluyor.   Ahlaklı neslin yetiştirilmesi sohbet konusu yapılıyor. Dindar neslin öneminden bahsediliyor. Dindar toplumun koordinatları belirlenmeye çalışılıyor. Hülasa; herkes olumsuzlukların ortadan kalkması için kendi konumuna ve donanımına  göre fikir üretiyor.

Deme ki ! Toplumun her kademesinde çürümüşlük söz konusu. İnsanlar birbirlerine güvenmiyor. Peygamberimiz; Müslüman diğer Müslümanın elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir buyuruyor ama Müslümanım diyenler bir birlerini boğazlıyor. Peygamberimiz Müslüman diğer insanların kendisinden emin olduğu insandır buyuruyor ama Müslümanlar gayri Müslimleri farklı  inanç grubundan olduğunu gerekçe göstererek aldatmayı mubah sayıyor.

Eline ve diline hakim olan bir toplumun felah bulacağına inanılıyor ama kimse bu inancın gereğini yapmıyor. İnsanlar nimette ilk sırayı, külfette son sırayı takip ediyor. Dünyevileşme insan hayatını şekillendiriyor. Müslümanlar imanın değil imkanın peşinden koşuyor. % 98’i Müslüman olan bir toplumun yaşamsal izdüşümlerinde İslami hassasiyetler görünmüyor.

Toplum içinde, anne-babasını(evini) terk eden evlatlar, evlatlarını reddeden babalar bulunuyor. Oğlu-kızı refah içinde bulunan dedeler ve neneler huzur evlerinde huzursuzluk ve mutsuzlukla boğuşuyor. Bir şeylerin eksik olduğunu herkes biliyor ve konuşuyor ama tedavisi için fedakarlık yapamıyor. Yaşanan olumsuzluklara günlük tedbirler de çözüm olmuyor.

Uyuşturucunun engellenmesi için ödüller konuyor, ödülü almak için, alan satanı, satan alanı ihbar ediyor ama sistem devam ediyor. Olumsuzluklardan beslenen sektörleşmiş kitleler ayakta kalmanın ve refah içinde yaşamanın peşinde koşuyor. Başkasının göz yaşı ve kanından beslenmeyi marifet sayanlar el ele vererek kurbağa dansı yapıyor.

Günlük tedbirlerin uzun vadeli faydası olmadığı biliniyor ama köklü çözümler de alınamıyor. Ahlaklı toplumların oluşturulmasının sorunun çözümü olduğu biliniyor. Bunun için de, değerler eğitimine ve erdemli toplumun oluşturulmasına önem verilmek isteniyor.

Dindar nesil, ahlaklı toplum, erdemli insanlar ancak değerler eğitimiyle sağlanabiliyor. Çünkü; değerler eğitiminin merkezinde, insanın yaratılışına uygun yaşam biçimi olan Kur’an ahlakı ile Hz. Peygamber sünneti yer alıyor. Şikayetçi olunan bütün hususların ortadan kalkması fıtrata dönmekle, Kur’ana sarılıp, Peygamberi bir hayatı sokağa hakim kılmak olacaktır.

Ahlaklı nesil için, ahlaklı toplum gereklidir. Şikâyet edilen bir nesil varsa,  önce şikâyetçi olanların kendilerini sorgulaması lâzım gelir. Ahlaklı nesil, ahlaklı toplumda yetişir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.