AHLAKLI SİYASET

Adnan Bahadır

Efendimiz bir Hadis-i Şeriflerinde “İnnema buistü liütemmime mekarimel ahlak” yani, ‘Ben mükemmel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim.’ buyurmakta. Ahlak insanlığın ortak değeridir, ahlaksız toplumlar ayakta duramazlar. Hangi işi yaparsak yapalım ahlaklı davranmak zorundayız. Temel hukuk kitaplarında yasaların törelerden ve toplumun genel ahlak kurallarına dayanarak yapıldığı yazılıdır. Tüm semavi dinlerin temel esası ahlaki kurallar üzerinde kurulmuştur. Beşeri dinlerde dahi ahlaki kurallar vardır. Konuşmaya sıra gelince herkes ahlaklı olduğunu söyler ama icraata gelince tam tersini yaparlar. Bunu birkaç örnek vererek açıklamakta yarar görüyorum. Bir ilçede yapılan ön seçim sonucunda aday olmayı hak eden siyasetçi parti genel merkezi tarafından aday gösteriliyor, buraya kadarı demokratik ve ahlaki bir olay. Ancak bundan sonrası tam bir rezalet. Belediye başkan adayının başkan seçilmesi halinde çalışacağı meclis üyelerini ilçe teşkilatı kendisine hiç sormadan kafasına göre yapıyor. Yazdıkları isimler oy alır mı almaz mı, başkan seçilecek kişiyle uyumlu olur mu olmaz mı öyle bir dertleri yok. Tek dertleri bizim adamlar olsun, gerisi sorun değil. Yapılan bu listeye itiraz eden başkan adayı ve arkadaşları sonuç alamayınca olay karakolda bitiyor. Allah aşkına sorarım size böyle bir rezalet olabilir mi? Bırakın adamı seçimi kiminle almak isterse onları meclis üyesi listesine yazsın, kazanırsa da onun başarısı kazanamazsa da onun başarısızlığı olsun. Sırf adam çok oy alıp ileride milletvekili adayı olur diye adamın önünü kesmek isteyen ilçe başkanından milletvekiline ne demek lazım siz takdir edin.

Bir başka örnek; adam hayatı boyunca görev yaptığı partilerde hep kavga siyasetini ön plana almış, partisinden seçilmiş belediye başkanını partiden ihraç etmek için elinden geleni yapmış, belediyeye çalışmak için verdiği adamlar başkana baş kaldırmış, o da onların arkasında durmuş, daha sonra başka bir partiye geçip orada siyaset yapmaya başlayınca da siyasi istikbali olabilecek ahlaklı insanların önünü kesmek için elinden gelen her şeyi yapmış, sonra da belediye başkan adayı olunca ahlaklı belediyecilikten bahsetmiş, buna ne demek lazım sizler takdir edin. Hayatı boyunca kavga siyaseti yapan, siyaset yaptığı herkesi küstüren, Allah kulunu memnun etmeyen bu insanın şimdi kalkıp ahlaklı siyasetten bahsetmesi kendi kendini inkâr değil de nedir? Kendi siyasi istikbalini başkalarının önünü kesmek üzere kuran insanlardan ahlaklı siyaset beklemenin öküzün altında buzağı aramaktan farklı bir şey olmadığı ortada. Peki, bu insanlar siyasette ne kadar başarılı olurlar derseniz; kısa vadede kazançlı çıktıklarını zannederler ama uzun vadede kaybedenler kulübünün üyesi olmanın onların makus talihleri olduğunu unutmayınız.

Buna benzer farklı bir uygulamayı başka bir başkan adayında daha görüyoruz. Anlaştığı bir basın kuruluşuna sokak röportajları yaptırmak suretiyle falanca ilçede kimi başkan olarak görmek istiyorsunuz diye soru sorulan vatandaşların tamamına yakını bu adayın ismini vermeleri ahlaklı siyaset mi yoksa ahlaksızlığın daniskası mı siz karar verin. Parayı bastıran adayı anketlerden birinci çıkarmak toplumu ahmak yerine koymak değil de nedir? Geçtiğimiz yıl yapılan genel seçimlerde bir arkadaşım Of’ta yapılan bir sokak röportajının videosunu yolladı bana. Malumunuz Of ilçesi muhafazakâr bir ilçedir ve solun oyu çok düşüktür. Yapılan röportajda 20 kişiye sorulan ‘Cumhurbaşkanı olarak kimi görmek istiyorsunuz?’ sorusuna 18 kişi Kemal Kılıçdaroğlu cevabını vermiş. Bu da oransal bakımdan yüzde seksenlere tekabül ediyor ama seçim sonucunda AK Parti Of ilçesinden yüzde 76 oy aldı. Bu aday arkadaşımızın da yaptırdığı sokak röportajı Of’taki sokak röportajının aynısı. Ahlak her işin başıdır. Ticaretin, sosyal hayatın, siyasetin, kamu yönetiminin olmazsa olmazı ahlaklı olmaktır. Ahlaklı olmanın kuralları da bellidir.

Seçimin yoğun olarak yaşandığı şu günlerde ahlaklı siyaset yapmak isteyenler öncelikli olarak geçmişte yaptıklarına bakacaklar. Yaptıkları ticarette neler yapmışlar, oturdukları evlerden tutun da iş yerlerine varıncaya dek yapıkları yanlışlar nedeniyle gazetelerde ne kadar manşet olmuşlar bakacaklar. Bu arkadaşlara tavsiyem siyasetlerini başkalarının işlerini eleştirmeye değil, yapacakları işleri topluma anlatmak suretiyle yapsınlar. Görev alanlarına girmeyen işleri dahi bilmeyecek kadar cahil olan insanların siyaset yapmasının bu ülkenin acı gerçeği olduğunu da hatırlatarak sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.