Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, eşlerin yaşayabileceği sorunlarda özellikle ilk 5 yılın önemine dikkati çekerek, ''Zaten belli seneler geçtikten sonra her şey normalleşiyor. 'Eyvah ben yanlış bir evlilik mi yaptım' deyip, ayrılmaya gitmeden bu sorunun olabileceğini ama yönetebileceğini anlaması gerekiyor ve bunun için de bir eğitim seti oluşturduk'' dedi. Bakan Şahin, medya kuruluşlarının temsilcileriyle Devlet Konukevi'nde bir araya gelerek, bakanlıktaki bir yılını değerlendirdi. Sosyal harcamalarda tahmini bütçelerinin 22 milyar TL'ye ulaştığını belirten Şahin, bunun yoksullukla mücadelede önemli bir başarı olduğunu vurguladı. Şahin, ''Bunu da yeterli bulmuyoruz. Buradaki hedefimiz 1,7'yi 2,5'e hızlı bir şekilde çıkarmaktır'' diye konuştu. Bilim ve teknolojinin imkanlarını kullanarak yoksulluk envanterini oluşturduklarını ifade eden Şahin, çalışmaları TÜBİTAK ile işbirliği içinde yürüttüklerini ve envanter sayesinde, artık bir düğmeye basarak 4,4 milyon hanenin ekonomik ve sosyal analizini yapabildiklerini vurguladı. Şahin, ''Bunu yapabildiğimiz için de Genel Sağlık Sigortasını çok hızlı bir şekilde yaptık. Çalışma Bakanlığı yaptı ama mutfak bizdik. Kendimizi test ettik. Genel Sağlık Sigortasında 'yeşil kartlı' denilen sistemde 9 milyon olan nüfusu 7 milyona düşürdük'' diye konuştu.
Bütün çalışmalarını katılımcı bir anlayışla gerçekleştirdiklerini belirten Şahin, sosyal yardımlaşma sisteminde de başvurma odaklı anlayıştan ihtiyaç ve arz odaklı anlayışa geçme konusunda da yeni bir modeli denediklerini açıkladı. Şahin, ''Bunu başarabilirsek dünyada çok önemli bir şeyi başarmış olacağız. Başvuruya gerek duymadan ihtiyaç odaklı bir çalışma yapacağız. Bu bizim bakanlığımızın en önemli çalışmalarındandır'' dedi.
Ailelere verilen ekonomik desteğin ailede alkolik bir kişinin varlığı durumunda sorunu çözmediğini hatta çoğaltabildiğini anlatan Bakan Şahin, o noktada ailenin ihtiyacına göre destek verileceğini bildirdi.
''Çocukların eğitimi için 2 milyar TL ödendi''
Çocuk ve anneler üzerine iki önemli modellerinin bulunduğunu belirten Şahin, bunların eğitim ve sağlık üzerine temellendiğini söyledi. Eğitimde 2,2 milyon çocuk için yaklaşık 2 milyar TL'nin 1 milyon anneye ödendiğine değinen Şahin, kız çocuklarına erkek çocuklarından daha fazla mali destek verildiğini vurguladı. Desteğin annelere verilmesiyle de temel eğitimde fırsat eşitliğinin yakalandığını ifade eden Şahin, ''Bu, bizim başarımız. Hepimizin başarısı. Aynı mantığı ve başarıyı temel eğitimle beraber orta öğretim ve üniversiteye geçirmek istiyoruz'' diye konuştu.
Şahin, 2002'de kız çocuklarının üniversiteleşme oranının yüzde 14 olduğunu, gelinen noktada ise yüzde 30'ların yakalandığını dile getirerek, her şehre bir üniversite kurulmasının da bu oranın yakalanmasında büyük etkisi olduğunu söyledi. Şahin, ''Özellikle Güneydoğu'dan gelenler çok iyi bilirler, ben oranın bir evladı olarak biliyorum. 'Çok başarılı da olsa okutacağım ama bu şehirde okutacağım' gibi bir ataerkil bakış açısı... Artık hiçbir mazeret yok. O şehrin üniversitesi var'' diye konuştu. Sağlıkta dönüşümle verilen sosyal desteklerle anne-bebek ölüm hızının 90'lı yıllara gören yüzde 70 oranında azaltıldığını ifade eden Şahin, ''Avrupa Birliği standartlarını yakaladık. Bu, bizim en büyük başarımızdır. Anne ölümleri 100 binde 28'den 16'ya; bebek ölümleri de binde 20'lerden binde 13'lere düştü. Bu düşüşü en iyi sağlayan on ülkeden birisiyiz'' ifadesini kullandı.
''Evlenmeden önce sorunları önceden tanıyorlar''
Parçalanmış ailelerin en büyük mağduriyetinin çocuklar olduğuna işaret eden Şahin, ''Ailelerin sorun çözme kapasitesini artırmamız lazım. Siyah ve beyaz değil, yaşamda binlerce gri rengin ve binlerce değişkenin olduğunu... Yaşanabilecek sorunları önceden anlatmak, ihtiyaç olduğu zaman yanında olmak, boşanma elzemse boşanma sürecinde de ailenin, kadının, ailenin, çocuğun, toplumun en az zararla geçirmesini sağlamak bizim görevimiz'' diye konuştu.
Bu nedenlerle başlattıkları evlilik öncesi eğitimlerin pilot çalışmalarını tamamladıklarını ifade eden Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Hukuki altyapısı, iletişim altyapısı, eşlerin kendi içerisinde yaşayabileceği sorunlarda özellikle ilk 5 yıl o kadar tehlikeli ki...Ben 22 yıllık evli bir kardeşiniz olarak bunu görüyorum. Zaten belli seneler geçtikten sonra her şey normalleşiyor. Sanki baştan beri beraber yaşıyormuşsunuz gibi bir hayata dönüşüyor. Ama ilk yaşadığınızda, ilk sorunlarla karşılaştığınızda bunu çözmeniz lazım. 'Eyvah ben yanlış bir evlilik mi' yaptım deyip, ayrılmaya gitmeden bu sorunun olabileceğini ama yönetebileceğini anlaması gerekiyor ve bunun için de bir eğitim seti oluşturduk. Belediyelere gelip evlenmek isteyen nişanlılara bunu teklif ediyoruz. Zorunluluk yok ama teşvik ediyoruz. Belediye başkanlarımız gerektiğinde çeyrek altın veriyor, salon kirasını yarı yarıya indiriyor. Bu eğitimleri almalarını sağlıyoruz. Eğitimlerden sonra yaptığımız testlerde bunun çok başarılı olduğunu ve çok işe yarağını bize söylediler.''Koruma ve bakım altında bulunan çocukları özgüvenleri yüksek, gerekli bilgi ve donanıma kavuşacak bir sistemde yetişmeleri için çalıştıklarını dile getiren Şahin, TÜBİTAK'la Bilim Kampı'nın düzenlendiğini anımsattı.
Şahin, şöyle konuştu:
''Onlara dedik ki, 'sizin hiçbir eksiğiniz yok. Siz Harvard'da da okuyabilirsiniz, Steve Jobs da bir yetimdi.' Onun için bizim hedefleri büyük koymamız gerekiyor. Bunu yaparken de eğer ailelerin durumu mali olarak çocuklarını vermek durumunda kalıyorsa biz bunu ayırdık ve ailelere mali destek vererek herkesin kendi annesinin, babasının yanında yetişeceği ortamları sağlamaya çalıştık. Ayrıca koğuş sisteminden sevgi evi, çocuk evi sistemine geçiyoruz. Koğuş sisteminden çıkışı hızlandırıyoruz ve 2013 yılı içinde yüzde 67'sinin bu dönüşümünü gerçekleştirmiş olacağız.''