Sağlık ocakları kapatılıp "Aile Hekimliği" kurulması güzel bir projeydi.
1- Herkesin bir aile hekimi olacak, kayıtları onlar tutacak ve engelli, yürüyemeyen yaşlı hastalar, hamile olan bayanlar evlerinde ziyaret edilip sağlık kontrolleri düzenli yapılacaktı.
2- İkinci ve üçüncü kademe hastanelerinde (Devlet, Araştırma ve Tıp Fak. Hastanelerinde) gereksiz yığılma önlenecekti.
3- Aile hekiminin sevki olmadan iki ve üçüncü kademelere gidilemeyecek, şayet gidilirse, giden hasta muayene ücreti (Biraz da caydırma amaçlı) ödeyecekti...
Bu güzel uygulamaları başlatan Hükümet, zamanla maalesef bu işi gevşetti.İlgili sağlık görevlileri (Aile hekimleri) ise tamamen ipin ucunu kaçırdı. Tırnağı çizilen Devlet, Arş. ve fakültelere koşar oldu. Randevu sistemleri çöktü. Günde 36 hasta muayene etmesi gereken uzman doktorlar, 100-120 hastaya bakar oldu ve sağlıkta kalite düşmeye başladı. Randevu alamayan ya da aşırı yoğunluk sebebiyle kaliteli hizmet alamayan hastalar da suçu kendilerinde değil Hükümette aramaya başladılar.
İnsanlarımızı sevk zinciriyle uğraştırmamak isteyen Hükümetin iyi niyeti de maalesef anlaşılamadı. Hükümet, sağlıkta da prestij kaybetmeye başladı. İyi niyetin istismarı maalesef sağlığı, acilleri, Hastaneleri kaosa sürükledi. Yapılması gereken ilk iş, sadece dolgun maaş alan, hasta ziyareti yapmayan, hatta ehliyet için verebileceği sağlık raporunu bile vermeyip hastanelere gönderen aile hekimlerinin görevi kendilerine hatırlatılmalı, sevk zinciri uygulaması yeniden getirilmelidir. Aksi halde memnuniyetsizliklerin faturası gittikçe kabarmakta ve mutlaka kesilmek üzere birikmektedir.
Bu hususta, sağlık bakanlığı ilgililerinin, AK Parti, il ve ilçe teşkilatlarındaki sağlıkla ilgili yönetim kurulu üyelerinin aktif hale getirilip çözüm ve öneri noktasında hazırlatılacak raporları dikkate alınmalıdır.
Vakit çok geç olmadan!