Kara Harp Okulu'nda subay olmak için eğitim görürken Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi komutanların baskıları sonucu istifa etmek zorunda kalan öğrenciler, yaşadıkları baskılara ilk kez 'kulak verildiğini' belirterek sadece kendilerinin değil aile yaşamlarının da alt üst olduğunu, buna yol açanların kendilerini Harbiye'den uzaklaştırmanın da yargı önünde hesabını vermesini istedi.
Öğrenciler, şimdi ortaya çıkan F serisi bir dolarlar gibi geçmişte de kendi okullarında pahalı marka bir dolmakalemin (Parker) Fetullahçılar arasında parola gibi kullanıldığını anlattı.
Harp okullarından ayrılmak zorunda kalan ya da atılan, her birinin gelecek rüyaları karartılan gençler 2 bin 500 kişilik bir platform oluşturarak yeniden seslerini duyurmaya başladı. Daha önceki yakınmalarına karşılık bulamadıklarından şikayet eden gençlerden Adana'da yaşayan Cumali Neşeliler, Engin Güngör, Tayhan Karadan ve Abdullah Okan Eryiğit, 2006-2014 yılları arasında İstanbul'daki Kuleli Askeri Lisesi ile İzmir'deki Maltepe Askeri Lisesi'nden mezun olup Ankara'daki Kara Harp Okulu'nu kazandı. Subay olmak için eğitime başlayan öğrenciler, okullarındaki FETÖ/PDY üyesi takım, bölük ve alay komutanlarının baskı ve yıldırma girişimlerine uğradı. FETÖ/PDY çizgisinde bulunmayan öğrenciler, ağır askeri eğitimler, disiplin soruşturmaları, sınav notlarının düşürülmesi ve sağlık raporlarıyla okuldan uzaklaştırıldı. O dönem Öğrenci Alay Komutanı olarak görev yapan Tuğgeneral Mehmet Şükrü Eken'in de aralarında bulunduğu çok sayıda komutanın 15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrası FETÖ'cü oldukları anlaşıldı, tutuklanıp ordudan atıldı.
'TSK'dan Ayrılan ve Atılan Öğrenciler Platformu' adıyla örgütlenen gençler kaybettirilen haklarının geri verilmesini isterken, 27 yaşındaki Cumali Neşeliler, 2012'de baskı sonucu okulu 3'üncü sınıfta bıraktığını söyledi. Yatay geçişle başka bir üniversite okuyup makine mühendisi olduğunu anlatan Neşeliler, "Bazı uygulama ve ayrımlar dikkatimizi çekiyordu. Bazı öğrencilerde kendi paraları ile alamayacağı kalemler vardı. Kendi aralarında bunun bir dolarlar gibi bir tanınma simgesi olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz. O zaman da şüphelenmiştik. O dönem okulumuzda bize baskı yapıp notlarımızı düşüren, bizi okuldan uzaklaştıran komutanlar, FETÖ soruşturmasında tutuklandı ve ordudan atıldı. Haklarımızın verilmesini istiyoruz. Darbeci komutanlarla ilgili açılacak davalara müdahil olup hesap sorulmasını istiyoruz" dedi.
'AİLELERİMİZİ DAHİ İNANDIRAMADIK'
2011'de 3'üncü sınıftayken Kara Harp Okulu'ndan yıldırma politikaları sonucu ayrılmak zorunda kaldığını aktaran 26 yaşındaki Tayhan Karadan ise, şöyle konuştu:
"İzmir'deki Maltepe Askeri Lisesi'ni bitirip Kara Harp Okulu'na girdim. Burada ilk dönem 52 günlük intibak eğitim veriliyordu. Bu eğitimi tamamlamak zorundaydık. Burada FETÖ'cü olmayan öğrencilere baskı yapılıyordu. Ördek yürüyüşü ile eğitimler yapılıyordu, hakarete uğruyorduk. Yaşadıklarımızı ailemize anlatıyorduk ama kimse bize inanmıyordu. Çok yüksek miktarda tazminatlar ödeyerek okulumuzdan ayrılmak zorunda kaldık. Başka bir üniversiteyi okuyup makine mühendisi oldum. O dönem komutanımız olanların FETÖ'den tutuklandığını görünce şaşırmadık, çünkü biliyorduk."
'KABUL ETMEYİNCE NOTLARIMI DÜŞÜRDÜLER'
2011'de 2'nci sınıf öğrencisiyken okuldan kendi isteğiyle ayrıldığına ilişkin dilekçe imzalatılan 26 yaşındaki Engin Güngör, daha sonra Niğde Üniversitesi'nde Hemşirelik Bölümü'nde eğitim görmeye başladığını belirtti. Okulun ilk döneminde hiç baskı görmediğini ve notlarının da yüksek olduğunu bildiren Güngör, "Bana üst sınıflardan öğrenciler aracılığıyla gelip arkadaşlarım hakkında bilgi vermemi, onları ispiyon etmemi istediler. Bunu kabul etmeyince baskı kurdular. 24 hafta çarşı iznine çıkamadım, notlarım düştü. Baskı sonucu ayrılmak zorunda kaldım" diye konuştu.
'SINAV SORULARINI VERİYORLARDI'
2012'de okuldan ayrılıp özel bir üniversitede Hukuk Bölümü'nde okumaya başlayan 24 yaşındaki Abdullah Okan Eryiğit de, şunları kaydetti:
"Okuldayken, FETÖ'ye bağlı öğrencilere sınav soruları verilip işleri kolaylaştırılıyordu. Bazen o soruları görüyorduk. Bunlara göre cevap verdiğimiz halde bizim notlarımız düşük geliyordu. Önceleri sınav kağıdını tükenmez kalem ile yazabilirken sonradan kurşun kalem zorunluluğu getirildi. O kalemle yazılanların silinmesi değiştirilmesi kolay olur diye yapmışlar. Bu örgüte mensup olmayan öğrenciler, zorlu askeri eğitim yoluyla, sonra disiplin soruşturmalarıyla, sınav notlarının düşürülmesi ve sağlık raporlarıyla okuldan uzaklaştırıldı. Çünkü biz bu örgütün yapılanmasına uygun olmayan, onlara dahil olmayan kişilerdik. Bizi bir engel olarak görüyorlardı. Darbe girişimi ortaya çıkana dek kimse bize inanmamıştı. Bizim dönemimizde komutan olanların çoğu tutuklandı darbe girişimi sonrasında." (DHA)