AK Parti, 'AK Güvercin'den İntihaldir(Bilimsel Etik)...!

AK PARTİ, “AK GÜVERCİN"den İntihaldir (Bilimsel Etik)..!

DSP İsatanbul Milletvekili diğer bir kimliği ile gazeteci meslektaşımız, Süleyman Yağız, ile tanışalı şunun şurasında 2 yıl kadar oldu. Bana en son gönderdiği bu iletisini okuduğunuz da sizde çok beğeneceksiniz. Biliyorsunuz son günlerde AKP Genel Başkanı ve başbakan partisine AKP denilmesinden hoşlanmadığını her vesileyle vurgulamaktaydı. Bunu fırsat bilen DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız çok güzel bir ironiyle AKP mi? Adalet ve Kalkınma partisi mi? Hem gazeteci olarak hemde milletvekili olarak yorumlamaya çalışmış. Çok güzel de yorumlamış!  

Süleyman Yağız"ın iletisinden alıntılar:        

Başbakan çıktı, “Benim partimin adı AKP değil, AK PARTİ” dedi, AKP diyenleri “edep dışı” davranmakla suçladı.    Belli ki, Başbakan, dilin kısaltma ve sair kurallarını ya bilmiyor ya da bilmiyor gibi yapıyor. Öyle ya, şehitlerimizden söz ederken, “10 tane asker” diyor, “6 tane şehit” diyor. Oysa insandan söz ederken, “tane” denilmez. Hele hele şehitler için “tane” hiç denilmez. Sayın Başbakan bunu bile bilmiyor.  O nedenle kendisine kısaltma kurallarını da anımsatmak zorundayım: Açık adın ilk harflerinin yazılması kısaltmanın en başta gelen kurallarından biridir. Buna göre, Adalet ve Kalkınma Partisi"nin kısaltılmış adı da tartışmasız olarak AKP"dir; kesinlikle AK PARTİ değildir. Konuyu ben, bir yılı aşkın bir süre önce 14 Şubat 2008"de yazılı soru önergesiyle de gündeme getirmiştim. Türk Dil Kurumu"nun (TDK) kısaltma kurallarını anımsatarak, Başbakan"a şu soruları yöneltmiştim:

1 - Genel Başkanı bulunduğunuz Adalet ve Kalkınma Partisi"nin kısaltılmışının, Türk Dil Kurumu"nun kurallarına göre, “AKP” olması gerekmiyor mu?

2- Adalet ve Kalkınma Partisi"nin “AK PARTİ” olarak kısaltılması, -TDK kurallarına uymadığına göre- hangi kurallara göre belirlenmiştir?

3- Burada geçen “AK” sözcüğü, eski Başbakanımız merhum Bülent Ecevit"e ait “AK GÜNLER” ve “AK GÜVERCİN” ifadelerinden alıntı değil midir?

Sayın Başbakan adına yanıt veren Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın ise AK PARTİ kısaltmasının doğru olduğunu ileri sürmüştü. İlginçtir ki, Sayın Bakan da savına gerekçe olarak benim gibi TDK"nın kısaltma kurallarını göstermişti. O zaman da dile getirmiştim. Yinelemek zorundayım: AK PARTİ kısaltmasına örnek olarak Anavatan Partisi"nin ANAP diye kısaltılması gösteriliyor. Oysa bu örnek, istisnai bir durumdur. Bilmeyenler için anımsatmakta yarar var: Anavatan Partisi kurulduğu zaman, kısaltılmış adının AP olması gerekiyordu. Ancak o zaman Adalet Partisi (AP) yasaklı olduğu için AP kısaltması da yasaktı. Dolayısıyla Anavatan Partisi"nin AP olarak kısaltılması mümkün değildi. O yüzden ANAP olarak kısaltıldı. Kaldı ki, AP yasaklı olmasaydı bile o partiyi çağrıştıracağı için Anavatan Partisi"nin kısaltılması AP olamazdı. ANAP örneği, ileriki yıllarda kötü örnek oldu. Başlangıçta kendine AKP diyen Adalet ve Kalkınma Partisi daha sonra kendini AK PARTİ diye tanımlamaya başladı. Bu arada başka bazı partiler de bundan yararlandı. Örneğin şimdi olmayan bir parti de HÜR PARTİ diye kısaltıldı. Kısaltmaya kötü örnek olan ANAP bile kısaltmış adını bir ara ANAVATAN yaptı. TDK da sonunda bu tür kısaltmaları meşru görmeye başladı. Ortada böyle bir durum varken, TDK"nın şimdi çıkıp da “AK PARTİ kısaltması doğru değildir” diye açıklama yapması beklenemez. Ama bilindiği gibi, “Sui misal, misal olmaz”. Yâni kötü örnek, örnek olmaz. Dolayısıyla ANAP"ı kanıt göstererek Adalet ve Kalkınma Partisi"ne AK PARTİ diyemezsiniz. Siz istediğiniz kadar tüzüğünüze AK PARTİ diye yazınız. Siz istediğiniz kadar, “Benim partimin adı AKP değil, AK PARTİ"dir” deyiniz.  Bu sizi ne haklı çıkarır, ne de gerçekten AK yapar. Zaten AK PARTİ üzerinde ısrar etmek de kendini AK gösterme telaşının bilinçli ya da içgüdüsel bir tepkisidir. Oysa önemli olan tüzükte AK"lanmak değil, milletin vicdanında AK olmayı başarabilmektir. Başbakan"a altını çizerek anımsatmak istiyorum: TDK"nın kısaltma kurallarına göre “Adalet”in “A” ve “Kalkınma”nın “K” diye kısaltılması doğrudur. Fakat “Partisi” sözcüğünü “Parti” diye kısaltmak TDK"nın hiçbir kısaltma kuralına uymaz. “Partisi”nin kısaltılmışı “P”dir. Dolayısıyla partinizin kısaltılmış adı AKP"dir. Kendinizi zorlamanıza hiç gerek yok. Bunun aksini, baskı altında olmayan hiçbir dilbilimci savunamaz.             Tabii işin şu tarafı da var: AK PARTİ, Ecevit"in AK GÜNLER ve AK GÜVERCİN"inden intihaldir; yâni aşırmadır. Belli ki, Başbakan, bunun anımsanmasını ve anımsatılmasını da hiç istemiyor. Yazılı soru önergemde ben bunu da sormuştum. Sayın Başbakan adına yanıt veren Sayın Bakan ise önergemin bu bölümüne bütünüyle kayıtsız kalmıştı. Ama kimse, güneşi balçıkla sıvayamaz. Kimse de AKP"yi AK PARTİ yapamaz. Kayıtlarda AK PARTİ diye ısrar etmek, Adalet ve Kalkınma Partisi"ni kesinlikle AK yapmaz. Tersine, bu partinin, gerçekte AK olmadığına ilişkin kuşkuları daha da arttırır, yoğunlaştırır. Bazıları, “AK PARTİ olmuş, AKP olmuş, ne değişir” diyebilir. Bana göre, hiç de öyle değil… Çok şey değişir... Çünkü bir ifadeyi intihal etmekle, başka şeyleri intihal etmek aynı şeydir. Sonra, intihal kötü alışkanlıklar yapar. Bunu da özellikle vurgulamak zorundayım. Süleyman Yağız meslektaşımız her zamanki yalın diliyle Milletvekilliğinden daha çok gazeteci kimliğiyle AK partimi? AKP"mi mükemmel bir şekilde  anlatmaya çalışmış...! Kalemine  sağlık sayın Yağız!...