AK Parti de geçmişin muhasebesi ve gelecekte olması gereken H.Z. Ömer devri
AK Parti kuruluşundan itibaren şehrimiz farklı evrelerde, farklı yöneticiler tarafından idare edildi. Bu dönemleri Asrı-Saadet dönemi ile kıyaslayacak olur isek; Kuruluş döneminde İl Başkanlığına oturan kurucu İl Başkanı dönemini, Hz. Ebubekir dönemi olarak kabul edebiliriz. Zira o dönem; saf, samimi, beklentisiz insanların içerisinde yer aldığı, istişareye, ortak akla, çalışıp, üretmeye yönelik gayretleri olan insanlardan oluşan, başlarındaki İl Başkanları da toplumun her kesimini kucaklamaya çalışan, siyasetin tabanından gelmiş, konuşmaktan ziyade iş yapmayı, konuştuğunda muhatabına ders vermeyi veya ondan yararlanmayı hedefleyen bir siyasetçi olduğundan, bugün Bakanlık koltuğuna oturmayı başarmıştır.
Kurucu İl Başkanı'nın istifası ile boşalan koltuğa yönetim içerisinden seçilerek oturan arkadaşın, diktatörlüğü, otoritesi ve icraatları ile Hazreti Ali dönemini yaşattığını söylersek abartmış olmayız. Ancak burada üzerinde durulması gereken önemli husus, bu arkadaşımız döneminde, partinin ezici bir çoğunlukla iktidar olması sonucu, gerek bürokraside, gerekse iş aleminde yönetim kadrosunda bulunan insanlar Ak Parti iktidarına, adeta şapka çıkarırcasına tabi olmak durumunda kalınca, arkadaşımızın kültürü bu ağırlığı taşıyamadı. Önüne gelene hakaret edip, büyük-küçük, amir-memur ayırımı yapmadan insanları üzerek, toplumu kendisinden kurtulmak için arayışlar içerisine girmeye mecbur bıraktı. Bundan üç yıl önce yaşanan İl Kongresi'nde toplum bu arayışını gerçekleştirip, şu anda iş başında olan yönetimi, istemeyerek de olsa iş başına getirmek zorunda kaldı.
Kongre çalışmalarında vaat ettikleri yönetim biçimi, Hazreti Osman dönemini andırıyordu. İl Başkan adayı, her gittiği yerde, adaletten, ezilmişlikten, adam kollamaktan, eski il başkanının etrafında bulunan insanların, iş takipçiliklerinden dem vurup, bu yanlışları ortadan kaldırabilmek için aday olduğunu, seçilmesi halinde tüm bu olumsuzlukları gidereceğini vaat ediyor, slogan olarak da Ahmet Bayburtlu'nun ezilmişliğinden dem vurup, "İşte biz, Ahmet Bayburtlu'ların adaletini sağlamak için, adayız" diyerek, insanları galeyana getiriyordu. Kaldı ki o gün ki İl Başkanı, Ahmet Bayburtlu'ya her türlü desteği vermiş, içerisinde bulunduğu ekonomik dar boğazdan çıkması için, elinden geleni yapmıştı. Ben dahi elimden gelen her türlü desteği verip, rahatlığa çıkması için tanıdık, eş, dosttan iş alması için ne gerekiyorsa yapmıştım.
Kongre sonucu İl Başkanlığı koltuğuna oturan Arkadaş'tan, Hazreti Osman dönemi idaresi beklenirken, bir de ne görelim! Bırakın Hazreti Osman dönemini, Muaviye dönemini bile arattı diyebiliriz. Yezid dönemi gibi bir dönem geçirdi bu şehir diyeceğim, fakat Yezid alkol aldığı için haksızlık ederiz düşüncesindeyim. Ancak, Hazreti Muaviye döneminde yaşanan nifak, gıybet, adam dışlamalardan daha fazlasının, bu dönemde yaşandığını unutmamak gerekir. Merkezi yönetimde kaybettikleri otoriteyi, yerel yönetimlerde de kaybedince, adeta varlıkları ile yoklukları arasında fark kalmayan bu yönetim, işlerinin bittiğinin farkındalar. Ancak, "Nasıl bir çıkış yolu buluruz" diye, inceden inceye arayış içerisinde olduklarını da gözlemlemek mümkün.
Şu ana kadar önümüzdeki süreçte, olması mümkün olmayanları yazmıştık. Bunun doğruluğunu da herkes gördü. Eski İl Başkanları, Belediye Başkanları bu yarışın dışında kalmıştır. İçlerinden sadece Erdoğan Tok'un böyle bir şansı var idi, ancak son iki aylık süreci iyi değerlendiremediğinden o şansını kaybetti. Şayet siyasette küs olanları birleştirme noktasında bir çalışma yapıp, belli milletvekillerinin ve eski İl Başkanı'nın kontrolünde hareket etmeseydi, en şanslı adaydı. Ancak sanki birisi ona kendi şansını bitirebilmek için, ne yapması gerektiğini söylemiş de o da mota mot uygulayıp, o şansını tepmiş. Her akşam aynı isimlerle, aynı mekânlarda beraber olmak onu bu yarışın dışında bıraktı.
Gelelim önümüzdeki dönemde olması gerekenlere; Geçtiğimiz yedi yıllık iktidar beklentilerinden nasibini alamayan ve kongrelerdeki küskünlüklerden sonra, önümüzdeki süreçte; Bu partiyi toparlayıp, küskünlükleri ortadan kaldıracak, gerek siyaseten, gerekse ekonomik olarak beklentisi olmayacak, hiç kimsenin değil, Ak Parti'nin adamı olacak bir Hazreti Ömer'e ihtiyaç olduğu kesin. Bu Hazreti Ömer'in işi, diğerinden zor olacak. Çünkü hem müşfik, hem hırçın, hem merhametli, hem gaddar olmak zorunda olması gerektiğinden, Allah yardımcısı olsun. Peki kim bu Hazreti Ömer diyecek olursanız, onu Milletvekilleri ve Bakan biliyor, onlardan öğrenebilirsiniz. Benim söylemem etik olmaz.
Mutlu haftalar
AK Parti de geçmişin muhasebesi ve
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.