16 Nisan Referandumundan sonra yazdığım köşe yazısını hatırlayanlarınız olduğu gibi hatırlamayanlarınızın da olacağı muhakkaktır. Bırakın sizleri, ben dahi geçmişte yazdığım yazıların birçoğunu hatırlayamadığım zamanlar oluyor. Bu nedenle 16 Nisan Referandumunun ardından yazdığım köşe yazısını hatırlatarak bu günkü köşe yazımı yazmaya başlamak istiyorum. Referandum sürecinde insanlara verilen en büyük vaat, değişim ve FETÖ ile mücadelede siyasetçilerin de soruşturulacağı vaadi idi, ben o yazıda Referandumdan sonra en ufak bir şeyin olmayacağını, her şeyin eskisi gibi devam edeceğini, 16 Nisan’dan önce söylenenlerin unutulması gerektiğini yazmıştım. Aradan yaklaşık olarak üç ay geçti ve gelinen noktada benim dediğimin dışında en ufak bir gelişmenin olmadığı açık ve net ortaya çıktı. 15 Temmuz Darbe girişiminden sonra tam bir yıl geçti, Cemaatin tabanı ibadetle, ortası Ticaretle, Tavanı da ihanetle meşgul oldu denildiği göz önüne alındığında bu bir yıllık süreçte İbadet kısmının üzerine çıkıldığına inanmıyorum. “Peki, bundan sonra çıkılır mı?” Derseniz asla çıkılmaz, olay bu minvalde gider. BayLock kullananlar, Bank Asya’ya para yatıranlar gibi insanlar üzerinden operasyonlar devam eder, bu işin üst tabakası da malı götürmeye devam eder.
Bu dediklerimi Devletin en üst düzeydeki yöneticisinden, en alt tabakada görev yapan herkes çok iyi bilmesine rağmen bu devran değişmeden böyle gider. Peki hal böyle olunca, “toplumdaki değişim beklentisini nasıl karşılayacaklar?” Derseniz kanaati acizanem o ki yaklaşan Ak Parti kongrelerinde değişim rüzgarları estirip, toplumun gazını böyle alacaklar. Ak parti teşkilatlarının yüzde yetmişinin değişeceği söyleniyor, şayet bu değişim adam gibi tabandaki delegasyonun yapılmasından başlamak üzere tabanın istekleri doğrultusunda olacaksa eyvallah beklenen değişiklik de olur, toplum da rahatlar. Zira Ak Parti teşkilatları kurulduğu gün, misyonu, vizyonu, dava adamlılığı ruhunu taşıyan insanlar vardı. Şu an o insanlardan teşkilatlarda yok denecek az. Reisicumhur metal yorgunluğu diyor ya, o iyi niyetli ve kimseyi incitmek istemediğinden böyle söylüyor, teşkilatlarda görev alanların ekseriyeti ya ihale peşinde ya işe adam koyma peşinde ya da farklı işler peşinde olanlardan oluşmakta. Siyasetin ülkeye ve millete hizmet etme sevdası olduğu bilinci ile hareket edenlerin sayısının yüzde on’u dahi bulmayacağı kanaatindeyim.
Bu şartlarda 2019 yılındaki seçimlere gidilmesi halinde Ak Parti’nin çok büyük bir sıkıntıyla karşılaşmasının yüksek bir olasılık olduğunu Parti’nin Genel Başkanı ve Reisicumhur Tayyip Erdoğan Bey’de çok iyi biliyor. İşte bu nedenledir ki teşkilatlarda yenilenmenin işaretlerini vermiş durumda, ancak yukarıda bahsettiğim gibi gerçekten ve samimi olarak tabanın sesi olabilecek yeni bir teşkilat yapılanmasına gidilecekse, bu Ak Parti’nin yeniden şahlanışı ve mevcut durumunu belki de birkaç puan ileriye taşıyabileceği bir çalışma olur. Yok, sadece göz boyamak için isim değişikliklerine gidilip siyasetteki Baronların oturup belirleyecekleri yeni isimler üzerinden teşkilatlarda yenilenme yapılacaksa, bu çok büyük hayal kırıklığı olur. Bu toplum her şeyin farkında herkesi çok iyi tanıyor, kimlerin neyi neden yaptıklarını çok iyi biliyor, sırf adamları değiştirdik mantığı ile teşkilatlarda yenilenme yapılacaksa, bunun Ak Partiye yapılabilecek en büyük kötülük olduğunu da unutmamak gerekir.
Yapılması gereken nedir? Derseniz, Ak Parti’nin ilk kurulduğu yıllardaki ruhuna uygun bir biçimde, geçmişte temsil ettiği misyondan başlamak üzere toplumdaki muhafazakâr, demokrat, milliyetçi, maneviyatçı ve dürüst insanları içine alacak bir teşkilat yapılanması yapması lazım. Hastanelerin yemek ihalelerini almak isteyen CHP zihniyetli insanlarla, ötede beride fingirdeşen insanların içeresinde olduğu bir teşkilat yapmaya kalkarsanız, 2019’da değil seçim almak, havanızı alacağınızı unutmayın.
Teşkilatlarda öyle enteresan insanlar var ki, onları görünce aklım şaşıyor. Adamların ortaklarına verdikleri zararlardan ötürü, ortakları kendilerini asmışlar veya intihar etmişler. Ancak bu adamlar şimdi teşkilatların vazgeçilmez adamları olmuş. Ak partinin vizyonu, misyonu ve Dünya görüşüyle uzaktan yakından ilgisi olmayan insanlar Ak Parti’nin etkili ve yetkili organlarında görev yapıyorlarsa, bu değişim bu insanların teşkilatlardan temizlenmesi esas alınarak yapılmalıdır, aksi halde kimse gelecekteki sıkıntılardan şikâyet edemez haberiniz olsun. Ben bunları yazarken kimseyi hedef alarak yazmıyorum, sadece ve sadece doğru olanları siz değerli okurlarımla paylaşıyorum, benden söylemesi takdir sizlerin. Kalın sağlıcakla.