Çoğu zaman olduğu gibi bugün de konumuza girmeden önce bir hususa değinmek istiyorum. Memur maaşlarına yapılan seyyanen zammın ardından yüzde seksen civarında memur maaşlarında bir artış oldu. Maaşların artmasından herkes gibi biz de mutlu oluruz, gerçi memurların bir kısmı bunu beğenmedi az buldu ama bir yıllık artış baz alındığında yüzde yüz kırklara ulaşan maaş artışları olduğu ortada. Burada asıl sıkıntı memur emeklileriyle SGK ve BAĞKUR emeklilerine aynı hakların verilmemiş olmasıdır. Çalışan insanın aldığı hakkı emekli de almak durumunda, olmaz ise eşitlik olmaz. Hadi eşitliği bir tarafa bırakalım; tek maaşla geçinen emeklilerin bu maaşlarla geçinmeleri mümkün değil. Hele de kirada oturuyor iseler Allah yardımcıları olsun. Kira artışlarına yüzde yirmi beşlik artış sınırı getirmek asla ve kata çözüm değildir. Serbest ekonomilerde vatandaşın evinin değerini piyasa belirler, kanunlar değil. En ucuz ev kirasının beş altı bin lira olduğu bir ülkede yedi bin beş yüz lira maaşla geçinecek babayiğidi bulmak ne mümkün. En kısa zamanda bu konuya bir çözüm bulunmalı, aksi halde dar gelirli emekli perişan olur. Kanaatimce Cumhurbaşkanı buna bir çözüm üretecektir, zira dar gelirli insanların halini bilen birisi olduğunu düşünüyorum.
Gelelim asıl konumuza. Malumunuz AK Parti’de seçim takviminin yasa gereği başlaması gerekmekte, bu süreç normalde mahalle delege seçimlerinden başlamak üzere ilçe delege seçimlerinden ilçe kongrelerine, oradan il kongrelerine ve büyük kongreye varan bir süreç. Ancak yaklaşan yerel seçimler nedeniyle bu takvimin yetişmesi zor gözüküyor. Eylül ayından itibaren kongrelerin başlayacağı düşünüldüğünde yerel seçimlere beş altı ay gibi kısa bir zaman dilimi kalır ki bu da hem kongre takviminin yetişmesine hem de aday adaylarıyla ilgili sürece yetişecek gibi durmuyor. Kanaatimce ilçe kongrelerini il kongrelerinden sonraya bırakıp önce il kongrelerini ardından büyük kongreyi yaparlar, daha sonra yerel seçimlere gidilir, yerel seçimlerin ardından da ilçe kongrelerini yaparlar gibi duruyor. Ersan Aksu’nun milletvekilliği adaylığı için istifasının ardından Mehmet Köse vekâleten il başkanlığına atanmıştı, yapılacak kongrede ne olur derseniz bu konuyla ilgili Ak Parti Genel Merkezi’nin bir çalışma içerisinde olduğunu öğrendim. Seçilmişlerle bu konuda istişareler yapılıp, kimin il başkanı olacağı belirlenecek.
Bu konuda çok fazla alternatif olduğunu da sanmıyorum. Eski il başkanlarından birisini yapmaya kalksalar onlara tepkili olan seçilmişler var, il başkanı oldukları dönemlerde küstürdükleri var, kendi ekipleri, karşı ekipler var. Bunları hesaba kattığınızda uzlaşı çıkması mümkün değil. Yeni isimler üzerinde durulacak olursa çok fazla da isim yok. Erkan Malkoç ismi güzel bir isim ama üzerinde uzlaşı sağlanır mı bilemiyorum. Kanaatimce mevcut vekiller Mehmet Köse’den memnunlar, uzlaşma kültürüyle işi götürüyor. Kavgasız gürültüsüz seçimi bitirdi, bu anlamda bir artısı var. Genel merkezin aradığı en önemli konulardan biri kavgasız gürültüsüz, onları yormayan il başkanlarıyla çalışmaktır. Bu konuda Mehmet Köse’nin ön plana çıkacağı kanaatindeyim. Çok aktif olmadığı, taşın altına elini koymadığı yönünde eleştiriler olsa da uyumlu ve işi bilen tecrübeli bir siyasetçi olması hasebiyle şanslıdır.
AK Parti tabanının rahatsızlık duyduğu en önemli konulardan birisi de kongrelerde demokrasinin olmayışıdır. Genel merkezin belirlediği adayla kongreye girmek teşkilatlarda ciddi rahatsızlıklar oluşturmakta. Delegesinden üyesine, ilçe yöneticisinden il yöneticisine, eski ilçe başkanından vekiline kadar tamamında bu konuda ciddi rahatsızlıklar var. Bu konuda bir çalışma yapılması gerektiğini düşünmekteyim. Bu insanlar teşkilatlarda gecesini gündüzüne katarak çalışmaktalar, seçilecek yöneticiyle ilgili bir oyları olması da doğal haklarıdır. Önümüzdeki seçimde böyle bir tepkiyle çift liste çıkarsa şaşırmam, demokrasilerde bunlar önemli aşamalardır. Belki gerilemeler oluyor ama nihayetinde bir yarışın olmasında yarar var, insanlar bunu istiyor. Önümüzdeki süreç AK Parti teşkilatlarında canlı geçecek bir sürece benziyor. Umarım sorunsuz çözülür diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.