Konumuza girmeden önce bir hususa değinmek istiyorum. Bu şehirde benden daha fazla eleştiri yapan olmasın, yanlış gördüğüm her şeyi yazarım. Ama eleştirim olaylaradır, şahıslara değildir. Şahıslar yanlış yaparsa da yaptıkları yanlışları eleştiririm ama eleştiri yaparken de yapacağım eleştiriden kim mutlu olacak ona da dikkat ederim. Önceki gün bir haber sitesinde Memur-Sen Başkanı Hamdi Yıldız’ın yaptığı bir paylaşımla ilgili soru soran gazeteciye verdiği cevabı haber yapan arkadaş maalesef sürekli bu tür yanlışları yaptığından canım sıkıldı. Hamdi Başkan kendi sosyal sayfasından olayı eleştirmiş, daha sonra soru soran gazeteciye böyle bir olayın yaşanıp yaşanmadığını net olarak bilmediğini söylemiş. Bizim meslektaşımız da Hamdi Başkanı yerden yere vuracak bir haber yapmış. Oysa Hamdi Başkan böyle bir olay varsa sonuna kadar eleştirmiş, yanlış olduğunu söylemiş, ardından sorulan soruya da dürüstçe kendisinin olayla ilgili net bir bilgisi olmadığını söylemiş. Eleştirecek ne var bunda ben de merak ettim. Bu bizim gazatacı arkadaş bu tür işleri adet haline getirmiş, çıkardığı dergide yayın kurulunda olan ve yıllarca beraber oturup kalktığı arkadaşı ufak bir hata yaptı diye aynı şekilde onu da haber yapması adamcağızın karakteri haline gelmiş ama ben fevkalade yanlış bulduğumu ifade etmeden geçemeyeceğim.
Bu detaydan sonra gelelim yazı başlığımıza, geçtiğimiz günlerde Ak Parti dört ilçe başkanının istifasını aldı. Bana göre Atakum’la İlkadım ilçe başkanlarının alınması yanlıştı, zira o arkadaşların canla başla seçim döneminde çalıştıklarını biliyorum. Seçimi kaybetmenin bedelini sadece ilçe başkanlarına yüklemenin fevkalade yanlış bir icraat olduğunu belirtmek zorundayım. Burada en büyük sorumluluk Başkan adaylarının yaptıkları icraatlardan tutun da meclis üyeliklerinde yapılan hatalara varıncaya dek o kadar çok yanlışlar var ki anlatamam. Özellikle meclis üyelerinin seçiminde toplumda karşılığı olan değil ya Başkanın dediğini yapacak isimler ya da ekonomisi düzgün isimler seçildi. Halkın nabzını tutamayan adaylar kaybetti, ilçe başkanlarının bu konuda yapabilecekleri çok fazla bir şey yoktu ama neticede fatura onlara kesildi.
Gelelim bundan sonra görevden alınacak ilçe başkanı var mı konusuna. Kanaatimce ilçe bazında görevden alınacak başka ilçe başkanı yok. Neden yok derseniz, doğudan başlamak suretiyle değerlendirecek olursak; Terme İlçe Başkanı ile Belediye Başkanı uyumlu çalışmaktalar, tabanda da sıkıntı gözükmüyor. Çarşamba’da da durum aynı, İlçe Başkanı ile Belediye Başkanı ağabey kardeş çalışmalarını devam ettirmekteler, en ufak bir sorun yok aralarında. Tekkeköy’de İlçe Başkanı yoruldum demezse devam eder, yok yoruldum derse o zaman söylenecek bir şey yok. Canik zaten yeni değişti. Batıya doğru gidecek olursak Ondokuzmayıs İlçe Başkanı da çek eski değil, sanırım iki yıl oldu göreve geleli, seçimde de özveri ile çalıştı alınması için neden gözükmüyor. Bafra İlçe Başkanı İbrahim Semiz de hem seçimde işini iyi yaptı hem de Başkanla uyumlu çalışmakta alınması için bir neden yok, Bafra gibi sorunlu bir yerde İlçe Başkanı bulmak o kadar kolay iş değil. Alaçam’da görevden alınan arkadaş Alaçam’da ikamet etmiyormuş, Çiğdem Karaaslan getirmiş onu göreve ama Samsun’da oturduğundan Alaçam’a gidip gerekli çalışmaları yapamadığından görevden alınmış. Yakakent ise zaten yeni değişmişti.
Güney bölgesine gidecek olursak Kavak’ta görevden alınan İlçe Başkanı, Hasan Basri Kurt’un ısrarı sonucunda İlçe Başkanı olarak atanmıştı. Belediye Başkan aday adayı olmuştu, aday olamayınca tekrar ilçe Başkanlığına dönmüştü, bildiğim kadarı ile Belediye Başkanı ile de anlaşamıyordu. Ladik’te durum nedir derseniz mevcut İlçe Başkanı, Belediye Başkanı ile şöyle veya böyle anlaşıyor, aday adaylığı döneminde bazı şeyler olduysa da Nurhan Hanım bu tür şeylere takılmadığından değişeceğini sanmıyorum. Havza’da Belediye Başkanı seçilen Sebahattin Başkan eski İlçe Başkanı olduğundan ilçe başkanıyla sıkıntısı olmaz. Vezirköprü’de durum nedir derseniz, orasıyla ilgili çok fazla bir şey bilmiyorum ama sanırım orada da değişim olmayacak gibi duruyor.
İlkadım ve Atakum’a atanacak yeni isimler, bundan sonraki sürecin kimden yana olacağını ortaya koyacak. Şayet İlkadım’a Ersan Aksu’nun il yönetiminden istediği Cem Yazgan, Mücahit Erbin veya bir başka arkadaş gelirse süreç Ersan Aksu’dan yana işler. Aynı şekilde Atakum’a da Ersan Aksu’nun istediği il yönetimindeki Hilmi Eker atanırsa, Ersan Aksu devam edecek demektir, Yok farklı isimler atanırsa o zaman süreç farklı işleyebilir. Bu iki ilçeye yapılacak atama işin düğümünü çözer. Ak Parti’nin yapması gereken en güzel şey kongrelerde yarışın önünü açmaktır. Atama şeklinde tek adayla gidilecek seçimlerden çok şey beklememek lazım. Bugünlük de bu kadar, kalın sağlıcakla.
NOT: Cemevleri ile ilgili yazdığım köşe yazısına Alevi Bektaşi Federasyonu Kurucu Başkanından cevap geldi. Önümüzdeki yazıyı tamamen o yazıya ayırdım. Gelen yazıyı olduğu gibi sizlerle paylaşacağım.