AKADEMİK BAŞARININ TEMELİ AHLAKİ BAŞARIDIR

Muhammet Güzel

İçinde bulunduğumuz süreç hem iyi bir lise hem de iyi bir üniversite tercih sürecidir. Birçok meslektaşımız gerek özel kurumlarda gerekse devlet kurumlarında geleceğimizin teminatı gençlerimize yol gösterici rehber olarak görevlerini icra etmektedir. Devlet kurumlarında nitelikli ünvanlıyla oluşan ayrışmalar ile karşı karşıya kalmaktadır. Ayrıca özel kurumlarda ise nitelikli okullara kazandırma oranıyla oluşan ayrışmalarla karşı karşıya kalmaktadır. 

Peki, eğitim ve öğretim kavramı bireylerin tüm toplumsal, kültürel ve zihinsel gelişimlerine katkı sağlamakta mı? Başka bir ifade ile iyi bir lise de okuması için veya iyi bir üniversite kazansın diye harcanan emekler ve yapılan kıyaslamalar gençlerimizin iyi bir birey olsun diye de harcanıyor mu? 

Şu an ‘’Ya hocam bütün emeklerimiz bunun için mi ‘’diyen okurlarımızı görüyor gibiyim ama unutmamalıyız ki nice olumsuz haberler okuduk. İyi bir lise kazanıp aynı lisede hayatına son veren öğrencileri de okuduk aynı zaman da Türkiye derecesi yapmış öğrencilerin hem çevrelerine hem de kendilerine vermiş olduğu kıyımları da okuduk. 

Peki, bunların temelinde neler yatıyor? Sorusuna cevap verebilecek kadar yürekli miyiz? Şahsım adına ecel terleri döktüğümü söylemek kaçınılmaz bir gerçek. Nice öğretmen ve veli sohbetlerinde bu sorunun acımazlığı ifade edilse de gerçekliği asla saklanılmaz. 

İyi matematik sorusu çözmesini istediğimiz öğrencinin sosyalleşmesine engel olduk. İyi Türkçe-tarih-coğrafya sorusu çözen öğrencilerin toplumsal olarak ötekileşmesine neden olduk. Güncel okuması iyi olan öğrenciye yapılanın ehemmiyetsiz olduğunu ifade ederek gündelik yaşam pratikliğinden uzaklaştırdık.   Çünkü sistem bizi bir sisteme zorunlu kılıyordu. Her zaman kaç soruda kaç net yaptın sorusuna cevap aradık. 

Çalışma alışkanlığı kazandı mı, kitap okumayı sevdi mi, ailesine ve çevresine saygılı davranmayı öğrendi mi soruları kaç net yaptın sorusunun gerisinde kalınca değişim ve gelişim aksaklığa uğramıştır. 

Ortaokulda çocuktur dedik ahlaki olmayan tutum ve davranışları görmezden geldik. Lisede ergenlik diyerek onu kurtlar sofrasına bıraktık. Sonuçlarının acımasızlığı gün yüzüne çıkınca acımasızca ya öğrenciyi ya da eğitim- öğretim görmüş olduğu kurumları eleştirdik. Peki, bir ebeveyn olarak ne yaptık? 

Eleştiri yapmadan işbirlikçi yaklaşımlarla bir çözüm üretebildik mi? Eğer cevabımız evetse ilk adım başarılı olarak atılmıştır. Eğitimci meslektaşlarım öğrencilerimize soruların çözüm yollarını öğretirken gündelik hayatın sorunlarıyla yüzleşmeyi de öğretmelidirler. Rehber öğretmenlerimiz verdikleri programların yanlarına kitap önerilerinde bulunmayı, motivasyon sözleri paylaşma kadar erdemli davranışların yansımalarını yazmayı düstur bilmesi ahlaki başarının temeline atılan en önemli mihenk taşıdır.  

İyi matematik çözüp ama aile bireylerine asi olmaması gerektiğini bildiği kadar gündelik hayata da uyarlamasını öğreten bir rehber olmalı öğretmenler.  İyi bir sosyal başarıya sahip olmanın bireysel farkındalığını oluşturup kıyaslamalardan vazgeçmenin önemini aşılayarak gelecek nesillerin temelini sağlam atarız.  Her başarının bireysel değerler ve toplumsal yansımalar oluşturduğunu unutmamalıyız. Platon ‘‘ İnsan, kendi kendini yetiştirip de ekmeğini kimseye borçlu olmadı mı hiç kimseye de hesap vermek zorunda değildir.’’ felsefesiyle bireysel farkındalıkların hem toplumsal hem de bireysel yansımalarını sunmaktadır. 

Başka bir ifade ile özü ve sözü bir gelecek inşa etmek istiyorsak önce ahlaki başarıyı temel alıp bunun ekseninde akademik başarıyı inşa etmeliyiz. Ebeveynlerin genç bireyleri dinlediği ve onları önemsediği günlerin habercisi olmalıyız. Genç bireylerin ise ebeveynlerin deneyim ve birikimlerine güvendiği olumlu yönde değişim gösterdiği günlerin habercisi olmalıyız.  

Sonuç olarak günümüz koşulları ‘‘ tercihlerin geleceğe’’ yansımasını gösteren bir dönemi iyi analiz ederek hem öğrencilere hem de ailelere fayda sağlayabiliriz. Fayda sağlamak ve analizi objektif yapmak için dönemin ahlaki değerlerini işleyen liderleri okumalıyız. Mevlana, Yunus, Akif ismini ifade edebileceğim birkaç liderdir. Huzurlu bir gelecek inşa etmek için Kur’an-ı Kerim ve peygamber sünneti öncülüğünde hareket etmeliyiz. Akademik başarının ölçüt olmadığı ahlaki başarının da gelişmesi gerektiğini vurgulayarak ve rehber edinerek nesillere ışık olmalıyız. 

Başka bir ifade ile dünyalık denkliğin değil ahlaki ve dini denkliği uyumla sağlamayı hedefliyor ve çevremde aynı özeni göstermesini bekliyorum. Öğretmenler geleceğin kandilleridir.  Sözlerime Akif’in sözleriyle son verip kalemimin ve ahlaki denkliğimin olumlu yönde ilerlemesini temenni etmekteyim. 

‘‘İhtiyar amcanı dinler misin, oğlum, Nevruz?
Ne büyük söyle, ne çok söyle: yiğit işde gerek.
Lafı bol, karnı geniş soyları taklid etme;
Sözü sağlam,
Özü sağlam,
Adam ol’’

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.