Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Müfide Nuran Akçay, kadınlarda en sık görülen meme kanserine karşı erken tanının yanı sıra Akdeniz tipi beslenme, yürüyüş ve spor önerdi. Meme ve endokrin cerrahı Akçay, kadınlarda en sık meme kanserinin görüldüğünü söyledi. Dünyada her yıl 1 milyon yeni meme kanseri tanısı alındığını ifade eden Akçay, "8 kadından birinde meme kanseri görüyoruz. Kanserden ölümlerin de kadınlarda yüzde 20'sini meme kanseri oluşturuyor. Eken teşhis ve uygun tedaviyle bu hastalıktan kurtulmak mümkün. Türkiye'de Sağlık Bakanlığının son verilerine göre yılda 17 ila 25 bin yeni meme kanseri tanısı konulmakta, 2020 yılında ise 18 bin meme kanseri tanımlanmış. Amerika'da son verilere göre 2,5 milyon meme kanseri hastası var." dedi. Akçay, kadın olmanın meme kanserinde başlı başına risk faktörü olduğunu belirterek, kanserin genelde daha çok 40 yaş üzeri kadınlarda, azınlıkta ise 13-17 yaşlarda görüldüğünü dile getirdi.
"Aile hikayesi olanlar risk grubunda"
Meme kanserinde aile hikayesi olanların da önemli risk grubunda olduğuna işaret eden Akçay, şöyle devam etti: "Birinci derece ailesinde kız kardeş, anneanne, teyze ve kızlarında ya da son zamanlarda baba tarafından da meme kanseri varsa bu hastalarda kanser görülme oranı olmayanlara göre 3-4 kat artmakta. Bir memesinde kanser varsa diğer meme de risk altında. Meme kanseri genlerinde mutasyon olanlarda yüksek oranda meme kanseri riski var. Doğum yapmamış olmak veya ilk canlı doğumunu 30 yaş üzeri yapmak, kadınların 13 yaştan daha erken adet görmeye başlaması ve 55 yaşından sonra menopoza girmeleri risk faktörü." Prof. Dr. Akçay, ailesinde meme kanseri olanların genetik testlerinin pozitif çıkması durumunda 20 yaşından sonra her iki memenin alındığına işaret ederek, Amerikalı oyuncu Angelina Jolie'nin bu anlamda iki memesini aldırdığını anlattı.