Akıl akılsızlara gereklidir,aklı olanlar aşkı seçsinler ve aklı terk etsinler
Bu dünyada bir nesneye yanar içim göynür özüm
Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi
(Yunus)
Merhaba ey okur. Merhaba dostlarım. Merhaba gök ekin.
Önce selam sonra kelam der eskiler. Evveli, ahiri zahirî, batını selamlarım. Sahibi selamlarım. Sahibi Hakikî"yi selamlarım. Sağımı, solumu, önümü, ardımı selamlarım. Levlâke sırrının mazharını selamlarım. Validesini, Hatîce Validemi, Fâtıma Validemi selamlarım. Cihar-ı Yarı Güzin"i selamlarım. Erkân-ı Erbaa'yı: Selman"ı, Ammâr'ı, Abû-Zer'i selamlarım. İmâmeyn-i Muhteremeyn'i selamlarım. Taife-i Ecinniyi selamlarım. Müminlerini ve müslimlerini selamlarım.
Bu güzel selamlama, rahmetli Fethi Gemuhluoğlu"nun "Dostluk Üzerine" konuşmasından ezberimde kalan bir güzel selamlamadır. Ey okur, sizi selamlıyorum. Benden emin olasınız için selamlıyorum sizi. Sizden emin olmam için selam verin bana.
Dostluk bunca mevzu dururken nerden çıktı şimdi Hoca, deyivereceksiniz bana biliyorum. Bilmiyorum benimkisi bir Yahya Kemal yalnızlığı kim bilir. Adını koyduğuma göre yalnızlığımın, tadını da çıkarabilirim belki. Dostlarımı selamlamak istedim bu gün. Gemuhluoğlu"ndan devam edelim: Türkiye"deki yanlışlık tenkit fikrinden başlıyor. Yanlışlık dost olmamak, fikre dost olmamak, insana dost olmamak. İnsana dost olmak, fikre dost olmak, coğrafyaya dost olmak, tarihe dost olmak, kendi vücuduna dost olmak, komşuya dost olmak gibi kademe kademe, ama bütünleşmiş, bir bütün içinde bütün dostluklar söylenmeye mecburdur. Bütün dostluklar söylenmelidir. Dostlarınıza onları sevdiğinizi söyleyin. Tekrar tekrar söyleyin. "Ettekraru ahsen, velev kanü yüzseksen" der eskiler. Yani ki tekrar yüzseksen kez bile olsa güzeldir. Neyse, "bir adada yalnız başıma yaşamak zorunda kalsam ve bu adada altında gölgelenebileceğim tek bir ağaçtan başka canlı olmasa o ağaca aşık olurdum" diyen Gemuhluoğlu"nu ne çok sevdim ben. Bir yolunu bulup Fethi ağabeyin "Dostluk Üzerine" konuşmasını okuyun. Çiftlikte seçkin kitapevlerinde bulabilirsiniz, bulmalısınız. Enis Abi aramış bulamış, ısrarla "bulamazlar" diyor, kendisi sipariş etmiş siz de edin. Sakın benden istemeyin vermem. "Beyefendiler günahlarınız bile şevk içinde olsun, eğer günah işleyecekseniz. Şevki seçiniz. Aşkı seçiniz. Ben aşksız insanlar görüyorum: Huzur içinde uyuyorlar, gidiyorlar, gülüyorlar, vitrinlere bakıyorlar; hala büyük büyük pazarlıklar peşindeler, hala büyük büyük ihalelere giriyorlar. Türkiye"nin içinde bulunduğu felaketi idrak etmiyorlar, huzur içindeler. Onun için onlara küsüm, onun için onlara kırgınım." İfadedeki asalete bakar mısınız? Ya buna ne dersiniz: "Ben konuşmayı bilmediğim için, içimden geleni söylemeye çalışıyorum. Akıl kutsaldır beyler. Din-i mübin akıl sahiplerine teklif edilir. Fakat akıl akılsızlara gereklidir. Aklı olanlar, aşkı seçsinler ve aklı terk etsinler akla malik oldukları halde. Asıl saltanat sahip olduğu şeyi terk etmektedir" diyor üstat.
Nisan işte beni bu hale getiren. T.S. Eliot 'nisan zalim aydır'der. Bu sıralar bu zalim ay, bu zalim mevsim yoruyor beni. Olup bitenler, yitik sevdalarım yoruyor. Yitik iyiler. Yitik dostlarım. Güzel insanlar güzel atlara binip gitti velhasıl. Dostlarıma hürmet ederim. Size de. Fethi Gemuhluoğlu"nu çok sevdim ben, siz de sevin. Sizi seviyorum. Sizin de beni sevmenize ihtiyacım var.
Hamiş: Bu gün "Denge" ye çiçek götürdüm. Siz de götürün.