Ülkemiz 10 yıldan beri tek adam yönetimi altında. Son gelişmeler ışığı altında bunu daha iyi idrak ediyoruz. Anayasamıza, Ceza Kanunumuza, İdari Usul Kanunu ve bir çok kanun hükümlerine aykırı olarak yürütülen ve adına Milli Birlik Kardeşlik Açılımı denen , aslında özünde PKK'ya Meşruiyet ve Statü Kazandırma Açılımı olan bir süreç yaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyetinin varlığına karşı açılmış bir savaşla karşı karşıyayız. Üstelik bu savaşı açan Seçilmiş Başbakan ve ekibi. Aşamadıkları engelleri yerine göre metazoru ve tehditle yerine göre de mağduru oynayıp ya da mağduriyetleri istismar edip,barış ,gözyaşı ve benzeri yöndeki kavramların içini boşaltarak , insanları kandırmak sureti ile aşma yolunu deniyorlar. Şu ana kadar da başarısız sayılmazlar.
Tehdit ve metazoru nasıl oluyor ? diyebilirsiniz. İşte size örnek ; Adalet Bakanı Sadullah Ergin ,PKK'lıların sınır dışına çıkması ile ilgili olarak,kanunlar, Kolluk Kuvvetleri ve Savcılarımıza bunlara müdahale etme görevi yüklediği halde diyor ki '' Bir Savcı çıkıp hesap mı soracak ? Bu suçsa ben bu suçu işliyorum.'' Diyor. Yani biz bu konudaki yasal düzenlemeleri başta Anayasa olmak üzere tanımıyoruz. Yüreği yeten Savcı varsa ( kaldıysa ) mani olsun diyor. Bunu ben böyle anlıyorum. Kuvvetler ayrılığı nerede kaldı ? Hukuk Devleti nerede kaldı? Kanunlar karşısında bütün vatandaşların eşit olması nerede kaldı ? Bu uygulamalar ancak diktatörlükle ve faşizmle yönetilen ülkelerde olur ki , korkarım bizde de durum bu istikamete doğru her geçen gün daha fazla kayıyor.
Mağduru oynayıp ya da mağduriyetleri istismar edip, barış , gözyaşı ve benzeri yöndeki kavramların içini boşaltarak , insanları kandırmak nasıl oluyor peki ? Daha evvel bunun pek çok örneğini yaşadık. Mesela 12 Eylül Anayasa Referandumu öncesinde dile getirilen yargı ve darbe mağduriyeti söylemleri ile kitleler uyutuldu ve yapılan değişiklikler yolu ile tek adam yönetimin yolundaki engeller birer birer nasıl kaldırıldı hep beraber yaşadık. Ancak Türkiye büyük bir ülke ve Türk Milleti büyük bir Millet. Bu Milleti parçalamak ve Bu Devleti ortadan kaldırmaya hala güçleri yetmiyor.
PKK'ya Meşruiyet ve Statü Kazandırma Açılımı için halkın kandırılması gerekiyor. Aylardır her yolu deniyorlar. Devletin imkanları ile, ellerindeki basın yayın imkanları ile , yeri geliyor tehdit ediyorlar yeri geliyorlar ağlıyorlar ama Türk Milletini ikna edemiyorlar. Şimdi yeni bir tezgah peşindeler; ''AKİL İNSANLAR''. Sayıları 63 tane olarak belirlenen bu zevatların Milletimizi kandırmasından medet umuyorlar. İçlerinde komşumuz olan pek çok ülkenin de bölünmesine ve binlerce insanın hayatını kaybetmesine sebep olan Yahudi spekülatör Soros'un beslemeleri de var, İslamcı yazar ve akademisyen olarak bilinen ancak öten beri Devlete karşı nefretle bakanda. PKK tarafından bu listeye dahil edilende var, eskiden mensup olduğu siyasi görüşün yüzü suyu hürmetine Türk Milletini kandıracağına ve mükafat olarak AKP'de siyasi ikbal sahibi olacağına inananda. AKP'nin çeşitli organlarında görev alan yani AKP ile organik bağı olan yani kumandalı olanda var, Türk Milletinin Sanatçı diye bu zamana kadar sayıp sevdiği ama artık siyasette yapsak fena olmaz diyenlerde. İş adamı olup AKP tarafından abat edilen ya da var edilen de var,bir sivil toplum kuruluşunun başında AKP desteği ile varlığını sürdüren ve ''el eli yıkar,el de döner yüzü yıkar'' babından AKP'ye olan vefa borcunu ödeme ve gerek başında olduğu kurumun başında kalmaya devam etme ya da siyaset dünyasına yelken açma ve iktidarın nimetlerinden faydalanma peşinde olan da var. Belki iyi niyetli olup yolunu şaşıranlar da var. Yani kısaca hepsi birbirinden AKİL KÜPÜ, seçkin zevatlar.
Karadeniz'e de gelecek 9 tane AKİL KÜPÜ zevat. Gelsinler başımızın üzerinde yerleri var. Ancak sormadan edemiyorum ; biz akilsiz miyiz ? Bizde akil insanlar yok mu ? Elbet yurdumuzun her yerinde olduğu gibi bizde de PKK'ya Meşruiyet ve Statü Kazandırma Açılımı hakkında sağlıklı değerlendirmeler yaparak halkı bilinçlendirecek sayısız akil insan var. Kim mi var ? Örneğin her türlü baskıya rağmen doğru bildiğini konuşmaktan korkmayan Sayın Vali yardımcımız Mesut Taner Genç gibi yürekli ,Türk Milliyetçisi bürokratlarımız var. Barolarımıza mensup onlarca Türk Milliyetçisi Hukukçumuz var. Hasan Tahsin Yürekli gazetecilerimiz var. Sütçü İmam gibi imanlı, vatansever din adamlarımız var. Üniversitelerimizin değerli Hocaları ,öğretmenlerimiz, ,mühendislerimiz, sanatçılarımız ,esnaflarımız,iş adamlarımız , ismini tek tek sayamayacağımız kadar çok Milli değerlerimize ve Ülkemizin bölünmez bütünlüğüne inanan ,her biri ayrı ayrı değerli olan yürekli cesur Türk Evlatları var. Bu insanlar Akil İnsan nasıl olur,bu ihanet projesi nasıl yırtılıp atılır tüm dünyaya Allah'ın izni ile göstereceklerdir.
Ancak en çok da kime ihtiyaç var bu mücadele de biliyor musunuz ? Her an her dakika halkla iç içe olan. Köylerimizde ,mahallelerimizde ,Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşına ilk temas ettiği , dokunduğu birimi olan muhtarlarımıza ihtiyaç var. Onlar ki köylerinde ,mahallelerinde yaşayan kişilerce içlerindeki en akil kişi olarak , onun bunun buyurması ile değil ,kişilikleri, karakterleri ve hakiki anlamda akillikleri sebebi ile bulundukları makama layık görülmüşlerdir. Onları , Parti Genel Başkanları seçmemiştir. Ülkemizin en demokratik süreçle seçilen ,en hür iradeli seçilmişleri olarak daha tarafsız ,daha akil kim olabilir ? Temsil ettiği vatandaşların hassasiyetlerini kim daha iyi bilebilir ? Değerli muhtarlarım , mutlaka sizler de bir siyasi partiye oy veriyor ve sempati besliyorsunuz. Ancak bu süreçte sizden bir Türk Milliyetçisi olarak ricam şudur ; Türkiye Cumhuriyeti Devletine şantaj yapan PKK ve bu şantaja gönüllü olarak boyun eğen AKP'den yani PKK'ya Meşruiyet ve Statü Kazandırma Açılımından değil, Türk Milleti ve Atatürk'ün kurduğu Üniter Türkiye Cumhuriyeti Devletinden yana olun.
İşte, PKK ,Soros,A.B. ,ABD ve AKP'nin Akil Küpü zevatlarına karşı Türk Milletinin Akil Evlatları da bunlardır. Zurnanın zırt dediği yere gelmiş bulunuyoruz. Allah , Türk Milletinin ve onun naçiz evlatları olan bizlerin yardımcısı olsun. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.