Akıl insanın en önemli özelliklerinden biridir. İnsan düşünen sosyal bir hayvandır. Bu hem yunan mitolojisinde hem de İslam düşüncesinde insanın düşünen sosyal bir hayvan olduğu kabul edilmiştir. Çünkü insan varlık kategorisinde cins olarak hayvan cinsinin altında yer alır. Mantıkta, tanımın en önemli özelliklerinden birisi olarak yapılan tanım, tam tanım olmalıdır. Bunun içinde tanım yapılırken kendine yakın cinsi ile tanım yapılır.
O nedenle insanın yakın cinsi varlık kategorisinde hayvandır. Yine bu nedenle insan hem hayvan olabilen hem de insan olabilen yegâne varlıktır. Yani insan bil kuvve olarak hem hayvan olmayı hem de insan olmayı seçme kuvvetine sahiptir. Bil fiil olarak insan insandır ancak insanı insan yapan özellik onun cismi, sureti değildir. İnsanı insan yapan en önemli özelliklerinden bir tanesi, seçme hürriyetine sahip olmasıdır. Bu seçimde ona en büyük yardımcı akıldır. Akıl sayesinde insan düşünen bir varlık olarak varlık kategorisinde en üst seviyelere çıkar. Bu bakımdan insan biyolojik ve fizyolojik ihtiyaç ve arzularını tatmin etmek için var olan sıradan bir canlı değil arzu ve içgüdülerini düşünce ve dil vasıtasıyla aşabilen kendini terbiye edebilen bir varlıktır. Akıl sayesinde kişi kendini terbiye etme yolarını arayarak bulur ve kendini en üst seviyede gerçekleştirme olanağı elde eder.
Onun için İslam"da akıla çok büyük önem verilmiştir. Peygamber efendimizin bu konuda çok güzel bir sözü vardır. Şöyle der; ""akıl insanın içindeki peygamber, peygamber insanın dışındaki akıldır."" Bu o kadar güzel bir söz ki akılcılığın beşiği olan batı dünyasında bile akla bu kadar geniş ve büyük bir mana verilmiş değildir. İslam"da akıl, her durumda yol gösterici bir kılavuz, rehber olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu aynı zamanda Batı"nın İslam için uydurduğu akıldışılık, gerçekte hiçbir şekilde İslam ile bağdaşır şeyler değildir. Ancak şunu mutlaka beyan etmek gerekir ki akıl, mutlaka kendinden üstün akıl üstü müteal bir gerçekliğe dayanarak ona yönelerek kendini gerçekleştirir. Bu akıl ötesinin akli olana indirgenmesi değil aklın kendisini akıl ötesine müteal gerçekliğe yöneltmesi ve böylece varlık kategorisinde daha yüksek derecelere eşrefi mahlûkata erişmesi anlamına gelir.
Son olarak yine Peygambere sorulan akılla ilgili bir hadisle sözümüzü bağlayalım. Düşünenlere. Şem"un Resulullah"a ""bana akıl hakkında bilgi ver akıl nedir? Nasıldır? Akıldan ayrılan kollar nelerdir? Ve bunların bütün kısımlarını bana açıklayın"" diye sordu. Peygamber şöyle buyurdu: "" akıl, cahilliğin bukağıdır; nefis, en kötü hayvana benzer; bukağı takılmazsa azar. Böylece akıl cahilliğin bukağıdır. Allah-u Teala aklı yaratıp ona, ""Gel"" dedi, o da geldi; ona ""Dön"" dedi ve o da döndü. Sonra Allah söyle buyurdu: İzzet ve Celalime andolsun ki, senden daha azametli ve senden daha itaatkâr bir varlık yaratmadım; seninle başlayıp seninle hilkati yenileyeceğim. Mükâfat senin içindir, azap da sanadır.""