Yazıma yine bir ayeti kerime ile başlamak istiyorum, neden böyle yaptığıma gelince dün sabah sosyal medyada bir İmamın paylaşımını görünce aklıma bu ayeti Celile geldi Rabbimiz Yüce Kitabında “ Lime tekulune ma la tefalün” yani yapmadığınız şeyi neden söylüyorsunuz buyurmakta. İmamlık mesleği çok kutsal bir meslektir, peygamber efendimizi temsil makamıdır, Allah’ın kelamını topluma bizatihi yaşayarak anlatma mesleğidir. Doğrusunu ararsanız meslek ifadesini çok da doğru bulmuyorum, zira islam dininde ruhbanlık sınıfı yoktur efendimiz bir hadisi şeriflerinde “La Ruhbaniyyete fiddin” Türkçesi ile söylemek gerekirse İslam dininde Ruhbanlık sınıfı yoktur buyurmaktadır. Hiçbir peygamber Allah’ın Hak dinini anlatırken ücret almadığı gibi, peygamberliğin en önemli vasıflarından biri Allah’ın dinini anlatmanın karşılığında ücret almamaktır. Kuranı Kerimin çeşitli yerlerinde bu defalarca üzerine basılarak anlatılmaktadır, bu yönüyle imamlık Peygamber mesleği sayılamaz ama yaptıkları görev itibarı ile dinimizin emir ve yasaklarını topluma anlattıklarından Peygamberlerin mesleğini yaptıkları söylenebilir.
Her peygamberin bir mesleği vardı, Adem aleyhisselam ekinci, Musa Aleyhisselam Çoban, İdris Aleyhisselam Terzi, Hud Aleyhisselam Tüccar, İbrahim Aleyhisselam Halepte Sütçü, İsmail Aleyhisselam Avcı, Davud Aleyhisselam Demirci, Efendimiz ise Tüccar idi, peygamberler geçimlerini bu mesleklerden karşılarlardı. Cumhuriyet dönemine kadar İmamlar ulema sınıfından sayılırdı medresede ders vermelerini karşılığında ücret alırlardı ama imamlıktan asla para almazlardı, şayet sadece imamlık yapmaları gerekirse devlet onlara ekip, biçmek için arazi verir onunla geçinirlerdi. Cumhuriyet dönemine gelindiğinde Diyanet İşleri Başkanlığı kurularak İmamlar da bu kuruma bağlanarak maaşları da Devlet tarafından karşılanmaya başlanmıştır. Benim görev yaptığım dönemlerde İmamların maaşları çok düşüktü, asgari ücretin dahi altındaydı, şayet öyle olmasaydı asla imamlığı bırakıp ticarete başlamazdım. Ama bugün durum çok farklı yeni göreve başlayan bir imamın dahi maaşı asgari ücretin iki katına yakın, bunu yapanlardan Allah razı olsun imamları kuran veya mevlit okuyarak geçinmekten ve başkalarının eline muhtaç olmaktan kurtaranları takdir ve tebrik ediyorum.
Ancak gelinen noktada İmamların ekonomik bakımdan en ufak bir ihtiyaçları olmamasına rağmen cemaate anlattıklarını kendilerinin yaşamamış olması yukarıda zikrettiğim “Yapmadıklarınızı neden söylüyorsunuz” Ayeti Celilesinin bariz bir örneğidir. Önceki gün sosyal medyada bir İmamın kızını ameliyat etmek için gittiği hastanede kızıyla beraber çekildiği resmi paylaşması o kadar can sıkıcı bir durum ki anlatamam. Ergenlik çağını geçmiş kızının İslami giyimiyle uzaktan yakından alakası olmayan kıyafetini kendisiyle birlikte resmedip birde sosyal medyadan paylaşması yaptığı işe ne kadar inandığının göstergesidir. Bu hocanın kime ne mesaj vermeye çalıştığını bilemiyorum ama bana sanki son günlerde tesettürle ilgili konuşan hocalara adeta nispet yaparcasına siz ne derseniz deyin bakın ben buradayım işte size yeni nesil hocaların meyveleri dercesine nazire yapması çok canımı sıktı. Görevi topluma İslam’ı anlatmak olan bir İmamın İslami kurallarla uzaktan yakından ilgisi olmayan bir kıyafetle gezen kızıyla veya aile bireyiyle resim çekinip topluma açık sosyal medya sayfasından yayınlaması adeta İslamla dalga geçmek değil de nedir.
İmamlık vazifesini yapan arkadaşlardan ricam ya adam gibi topluma anlattıklarını yaşasınlar, ya da o mesleği bırakıp başka iş yapsınlar, ben İmamlıktan istifa ettim ama hamdolsun aile boyu İslami yaşantımdan taviz vermedim, beni tanıyanlar bunu bilirler. Şimdi eskisi gibi diyanet işleri başkanlığından başka kurumlara geçiş yapmak yasak değil bu arkadaşlar gitsinler başka kurumlarda memurluk yapsınlar, insanların önüne geçip namaz kıldırmasınlar, Allah adamı çarpar, bu kadar sorumsuzluk olmaz, şunu da unutmasınlar günümün beşte biri sosyal medyayı takiple geçiyor, bu tür paylaşımlar yapan arkadaşları önce burada uyaracağım, şayet gereğini yapmaz iseler paylaştıkları resimleri gazetenin manşetinden “İŞTE PEŞİNDE NAMAZ KILDIĞIMIZ İMAMIN YAŞAM BİÇİMİ” deyip vereceğimden en ufak bir şüpheleri olmasın. Böyle rezalet olmaz, böyle aymazlık olmaz, herkesin yaşam biçimi kendisini bağlar ama cemaatin önüne geçip namaz kıldıran İmamlar cemaate örnek olmak zorunda olduklarını unutmasınlar. Bu işler millete şu kadar nafile oruç tutun, nafile namaz kılın, şu ay Allah’ın ayı, bu ay müminlerin ayı demekle olmuyor, Kuran başa konacak fötr şapka değil dünya ve ahiret saadetimizi sağlayan emirler ve yasaklar kitabıdır, bunu da ilk önce bizler gibi İmamlık mesleğini yapan insanlar yaşayarak topluma anlatmak zorunda olduğumuzu unutmayalım, sanırım matlup hasıl oldu bugünlük de bu kadar kalın sağlıcakla..
Not; Kırk yıllık dostumuz, büyüğümüz, hocamız eski Gürbüz Camii İmam Hatibi Hüseyin Aslan hocamızın ölümü bizleri ziyadesiyle üzdü. Allah rahmet eylesin mekanı Cennet olsun