Bugün biraz değişik konulara girelim isterseniz. İnsanlarımız, yani bizler çok değişik karakterlerde yaratılmışızdır. Hayata devamlı pozitif bakarak hep güzel şeyler düşünen, her halinden kalite akan ben buyum diye kendini ilk gün kabul ettiren insanlar en güzel insanlardır. Bir grup insanlarımız ise, her baktığında çirkinlik, ve hoş olmayan özellik var mı diye araştıran her yönüyle negatiflik saçan, her şeyden kendini üstün gören, bir grup ki aslında sevecen görünür ama içindeki kini ve kırgınlığı kusacak zaman ve mekan arar. Ne yazık ki toplumumuzda bu tip insanlarımız epey vardır. Bir grup insanlarımız hayata boş vermiş, bugünüyle yaşayan, gelecek için uzun vadeli düşünmeyen, her kesimle iyi geçinmeye çalışan ama hiçbirini beceremeyen ne tarafta olduğu, çizgisi belli olmayan bir grup. Bu insanlarımız toplumumuzun bir gerçeğidir.
Bir diğer grup insanlarımız vardır ki, konuşurken bu insanları çok kolay fark edersiniz. Nasılsınız? Diye sorduğunuzda alacağınız cevap hep olumludur. Hiç hayatından şikayet etmezler. İçindeki acıyı dışarıya vurmak istemezler. Eğer siz üstelerseniz ve gerekli güveni verebilirseniz işte o zaman sıkılarak dertlerini dökerler. Bu kişiler bir toplumda çok bulamazsınız. Çok Olgun insanlardır. Gözlerinden bakışlarından anlaşılır.
Bazı insanlarımız vardır ki: Çok sabırsız, bir ay sonra olması gereken bir şeyin hemen olmasını isterler. Heyecanlı tiplerdir. Güvenilir, ancak frenlenmesi gereken, sabır telkin edilmesi gereken güzel insanlardır. Kötü niyetlerinden değil, başarıya güzelliğe bir an önce ulaşmak isterler. Bunlarda acı çektiklerini hissettirmek istemezler, ama gözlerinden belli olur, kaçıramazlar.
Hepimizin başkalarına göre güzel ve hoş olmayan özelliklerimiz vardır. Hiç kimse, hiç kimseyi sevmek mecburiyetinde değildir. Ancak herkes birbirlerine karşı saygılı olmak zorundadır. Başkasına yapılan saygısızlık aslında kendimizi küçültür. Hiçbir zaman biz başkalarına iftira atmak ve kötü düşünmekle karşımızdaki kişi kötü olmaz. Hanginiz, bu yaşa gelinceye kadar, ömrünüz bir kameraya alınsa, çocuklarınızla beraber izleyebilirsiniz. Öğrencilik yıllarınızı hatırlar mısınız, gençlik yıllarınızı bilerek veya her ne şekilde olursa olsun hatalarınızı bir hatırlar mısınız? Ne oldu? Neden daldınız birden? Söylemeye utanırsınız değil mi? Öyleyse bırakın dünümüzü, bugün ve yarınımızı düşünelim. Dün çok iyi veya kötü olabilirsiniz, olabiliriz... Ama bugün ve yarın ne olacağımızdır önemli olan. Hala iyi olmaya devam edebiliyor muyuz, dünkü sevmediğimiz özelliklerimizi tarihe gömebiliyor muyuz? İşte gerçek kaliteli insan o zaman olabiliriz. Ben geçmişimde şöyle şöyle şunlarım vardı, demek zamanı değildir. Asıl olan bugün neyin var, bugün kaç akçe ederiz önemli olan budur. Yarın ne olacağız önemli olan budur. Üzerimizdeki kıyafetimiz, diplomamız bizim gerçek kalitemizi göstermez. Diploması olmayıp ta, birçoğumuzu kalitesiyle satın alacak o kadar insanlar var ki, gelin hepimiz kabul edelim bu insanların kalitesini ve yüceliğini. Elbette diploma iyi bir şeydir. Ancak her şey değildir. En güzel diploma o kişinin kalbinin içinde gizlidir. Gözlerindeki bakışta gizlidir. Dikkat edin bakın görürsünüz. Korkmayın, kıskanmayın bakın bakın...Onlar size hiç kötü bakmazlar çünkü. Sizi hiç kıskanmazlar, ama kendilerini de hiçbir zaman komplekse kaptırmazlar. Ne güzeldir bu insanlar...İnanın iyi niyetle bakın o gözleri ve o kalbi keşfedersiniz.
Hayatta acaba bulunduğumuz andaki halimize şükrettiğimiz oldu mu? Kaç kere oldu. Bizden çok kötü durumdaki insanlardan neden ibret almıyoruz.
Aslında bugün Akreplerin Dansı'nın devamını yazacaktım. Bir gün yazacağım bakalım ne zaman?
Akrepleri zararsız olan bir dünya dileğimle...
Güzel başarılı bir hafta dilerim.