ALLAH’IN İPİNE SARILIN

Sami Kesmen

Birlik olma düşüncesi, İslam dininin temel ilkelerindendir. İslam, toplumsal dayanışmayı, kardeşliği ve birlik içinde hareket etmeyi önemseyen bir dindir. Bu anlayış, Müslümanların güçlenmesi, huzurlu bir toplum kurmaları ve zorlukların üstesinden gelmeleri için vazgeçilmezdir. Kur'an-ı Kerim, Müslümanların birlik içinde olmalarını ve toplumsal dayanışmayı teşvik eder.

Al-i İmran Suresi 103. ayetinde, "Hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, parçalanmayın" buyrulmaktadır. Bu ayet, Müslümanların Allah’a bağlılıkları çerçevesinde bir arada kalmalarını, ayrılığa düşmemelerini emretmektedir. Birlikte hareket etmek, sadece ibadetlerde değil, sosyal hayatta da Müslümanların sorumluluğudur.

Toplumun huzuru, adaleti ve refahı için Müslümanların birbirine destek olması, ihtiyaç sahiplerine yardım etmesi ve zor zamanlarda dayanışma göstermesi gereklidir. Hucurat Suresi 10. ayette ise; "Müminler ancak kardeştir." ilahi mesajı vardır. Bu ifade, Müslümanlar arasındaki ilişkilerin kardeşlik bağlarıyla güçlenmesi gerektiğini vurgular. Kardeşlik, İslam’ın en temel değerlerinden biridir ve kardeşliğin güçlenmesi, Müslümanların birlik ve beraberlik içinde hareket etmeleriyle mümkündür.

Millî değerlerimiz, İslam'ın kardeşlik ve birlik ilkeleriyle örtüşerek, toplumsal dayanışma ve birlikte hareket etme ruhunu pekiştirir. Bir toplumun ayakta kalabilmesi ve geleceğe güvenle bakabilmesi, ancak ortak değerler etrafında birleşmesiyle mümkündür. İslam’ın öğrettiği birlik, millî ruhla harmanlandığında, toplumun her kesiminin birbirine kenetlendiği güçlü bir yapı ortaya çıkar.

Birlik, bireylerin güçlerini ve kaynaklarını ortak bir amaç doğrultusunda birleştirmelerini sağlar. Bu da zorluklarla mücadele ederken daha dirençli bir yapı oluşturur. İslam'ın birlik olma vurgusu, bir toplumun manevi gücünü artırarak, dayanışma ruhunu güçlendirir. Sosyal adaletin sağlanması, ekonomik zorlukların aşılması ve toplumsal huzurun temin edilmesi, Müslümanların bir arada olmalarıyla mümkündür. Parçalanmış bir toplum ise, kolaylıkla iç ve dış tehditlerin hedefi haline gelebilir.

Modern dünyada Müslüman toplumlar olarak karşılaştığımız zorluklar göz önünde bulundurulduğunda, birliğin ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. İslam dünyasında yaşanan siyasi ve sosyal sorunlar, birlik içinde hareket etmenin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Parçalanmış toplumlar, küresel güçler karşısında savunmasız kalmakta ve kendi iç meselelerini çözmekte zorlanmaktadırlar.

İslam, Müslümanların bir araya gelerek güçlenmelerini ve birbirlerine destek olmalarını emreder. Birlik ruhuyla hareket eden bir toplum, farklılıklarını bir zenginlik olarak görür ve ortak hedefler doğrultusunda kenetlenir. Birlik ruhu, Müslümanların ve toplumların güçlü, dirençli ve başarılı olmasını sağlar.

İslami referanslarla beslenen bu düşünce, sadece bugünün değil, yarının da inşa edilmesinde önemli bir rol oynar. Birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde hareket eden bir toplum, zorluklara karşı durabilir ve daha aydınlık bir geleceğe yürüyebilir. Bu nedenle, İslam’ın rehberliğinde ve millî değerlerimizin ışığında birliğimizi korumak, geleceğimizin teminatıdır.

Peygamber Efendimiz sık sık Müslümanlar arasında birlik ve beraberliği teşvik etmiş, Allah’ın ipine sarılmanın önemini vurgulayarak; .“Cemaatle olun; çünkü kurt, sürüden ayrılan koyunu yer” buyurmuştur. Bu hadis, Müslümanların bir arada olmalarının ve ayrılmamalarının gerekliliğini ifade etmektedir.

Müslümanlar arasındaki kardeşlik bağını güçlendirmek amacıyla Peygamberimiz; “Müslümanlar, birbirlerini sevmekte, birbirlerine merhamet etmekte ve birbirlerine şefkat göstermekle bir beden gibidirler. Bedenin bir uzvu rahatsız olduğunda, diğer uzuvlar da uykusuz kalır ve ateşlenir” buyurmaktadır. Bu hadis, Müslümanların birbirlerine destek olmalarının ve birbirlerinin dertlerine ortak olmalarının önemini vurgular. Birlik ve dayanışma içindeki bir toplum, bireylerin karşılaştığı sorunlara daha güçlü bir şekilde cevap verir.

“Allah’ın ipine sarılmak” ifadesi, Müslümanların Kur’an’ın emir ve yasaklarına uyması, Peygamber Efendimizin öğütlerini ve yaşam biçimini rehber edinmesi gerektiğini hatırlatır. Bu bağlılık, Müslümanların doğru yoldan sapmadan, Allah’ın rızasına uygun bir yaşam sürmelerini sağlar.

Peygamberimiz; “Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır” buyurmuştur. Al-i İmran Suresi 103. ayette yer alan "Allah’ın ipine sarılmak" ifadesi, Müslümanların Kur’an’a, Allah’ın emirlerine ve Peygamber Efendimizin sünnetine sımsıkı bağlı kalmaları gerektiğini ifade eder. Birlik ve beraberlik ruhu, sadece bireysel olarak değil, toplumsal olarak da Müslümanları güçlendirir. İslam’ın bu çağrısı, hem geçmişte hem de bugün, Müslüman toplumların güçlü, dirençli ve huzurlu olmalarını sağlayan bir rehberdir.

Allah’ın ipine sarılmak, Müslümanların kendilerine ve topluma dair sorumluluklarını yerine getirerek; güçlü bir ümmet oluşturmanın anahtarıdır. Her zaman olduğu gibi bugün buna Müslümanların çok ihtiyacı var. Bir konuda Yüce Yaratan yol haritası sunuyorsa onu sorgulamadan yerine getirmek gerekir. Allah’ın ipine sarılmak da bunlardan biridir. Üstelik de sımsıkı sarılmak lâzımdır. Allah’ın emri böyledir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.